YAŞIYORSUN ŞAHİN KAYGUN

Engin Özendes (ESFIAP)

Şahin Kaygun, enerji dolu, neşeli, araştıran, elde ettiği sonuçlarla yetinmeyerek hep yenilerin ardına düşen bir kişilikti. Onun yaşamı, tüm bunların yumağından oluşuyordu.

Örneğin; ilk çalışmalarını anımsıyorum. Askerin dünyasını yansıtan bu fotoğraflar sıradan belge fotoğrafları değildi. Şahin burada da bilgi ve yeteneğini ortaya koydu. Bunlar belki de Türk fotoğrafında ilk grafik yaklaşımlı röportaj fotoğraflarıydı.

Anadolu’dan çektiği, yöre insanının yaşamını gösteren fotoğraflarında da, “Sanatçı Portreler” inde de yine sıradanlığın ötesinde bir grafik düzenleme ve kompozisyon anlayışı vardı.

“Polaroid” le tanıştıktan sonra da, bu teknolojinin kendisine has özellikleri ile yetinmeyip, emülsiyonu çizdi, üstüste yapıştırdı, yepyeni sonuçlar elde etti.

Şahin ayrı bir teknoloji kullanmadı. Var olan tekniklerin üzerine giderek müdahalelerle yeni birşeyler yarattı. Grafik bilgisi ve resim yeteneği ile teknolojiyi zorladığı için yarattıkları doğru, güzel ve sanatsal oldu.

Onun Türk fotoğrafında ilk olan çalışmaları zaman zaman tepkilere yol açtı, eleştiriler aldı. O hiç ödün veremeden yoluna devam etti. Yaptıkları her seferinde kendini geliştiren ve yenileyen işlerdi. Ölümünden sonra bile Şahin’in yapıtları üzerinde konuşuluyorsa onun işleri gerçek bir sanat yapıtı olarak giderek daha da değer kazanıyor demektir ve önemli olan da budur.

“Resim-fotoğraf”larında en olgun işlerine ulaşmıştı. Bu onun daha çok şeyler yapacağına inandığımız bir zaman diliminin başlangıcıydı. Zaman zaman bugün hangi boyutlarda olacaktı diye kendime sorarım. Sen işlerinle ve kişiliğinle hep aramızda yaşıyorsun sevgili dostum.