Aradan bir ay kadar geçtikten sonra dernek üyelerimizden gelen iki tepki vardi. Bir üyemiz, "Dernegin kimler tarafindan ve nasil isgal edildigini ?" soruyordu. Ikinci tepki ise yazinin muhatabi olan "Basörtülü" aday üyemizden geldi. Kizcagiz, yaziyi yazan kisiyle dernekte ne zaman karsilastigini, hangi konusmasina bu kisinin tanik oldugunu ve bunlar olmadan nasil suçlandigini anlamadigini belirtiyor ve sunu söylüyordu: Istemiyorsaniz giderim!. Kalmasi gerektigini söyledik.

Bize yanit vermeniz önemli degil, ama Genel Kurul 'dan sonra dernege kaç kere geldiginiz ve bu kizla kaç kez konustugunuz hakkinda bir açiklama yapabilir misiniz? Yanitinizi duyar gibiyim; "Ben bu insanlarin ruhunu okurum, ne amaçla geldikleri bellidir.

Dernegin içinde tanidiginiz birkaç üyenin siyasi ve ideolojik fikirlerini biliyor olabilirsiniz. Ama bu, bütün dernek üyelerinin ayni görüsleri paylastigi anlamina hiçbir zaman gelmez. Çünkü dernekte, her tür düzen partisi yandasinin yer aldigi açiktir. Bunun içinde ANAP-DYP-SHP-CHP-FP-MHP ya da ÖDP' nin yer aldigi da bellidir. Yani bunlar herkesin bildigi düzen partileridir.

Ayrica, bu aday üye dernege gelen ne ilk, belki de ne son kisi olacaktir. Mevcut belgelerde görebileceginiz gibi Isa Özdemir 'in baskanligi döneminde bu insanlar geliyordu, sizin döneminizde de geldiler, Mehtap Yildiz 'in döneminde de, Ali Riza Akalin 'in döneminde de. Simdi merak ettigim sey su; o dönemlerde irticai faaliyetlere kapilmayan dernegin simdi kendini bunlara kaptiracagi kanisina nasil vardiniz? Tavriniz ne kadar dürüst? O dönemde sesini çikarmayan bir kisi olarak simdi avaz avaz bagirip "AFSAD elden gidiyor" demenizin anlami nedir? O dönemlerde kafanizi devekusu gibi bir yere mi gömmüstünüz? Insan önce kendine karsi dürüst olmali, sonra da digerlerine. Eger kendinize karsi bile dürüst olamiyorsaniz, bos yere insanlari mesgul etmemeniz gerekir.

Ilericilik ve aydinlikçilik yalnizca lafla olmaz. Dilin kemigi yoktur. Her aksam sarhos sofralarinda vatan kurtaran emekli devrimcileri, parayi görünce sinifini da ideolojisini de satan tatli su komünistlerini de gördük. Günümüz Türkiye' sinde konusmak, her türlü ideolojinin ve eylemin yerini almistir maalesef. Mangalda kül birakmayan tüm sosyal demokrat solcular is eyleme geldiginde, en yakinindakinden baslayarak tanidigi herkesin kanini emmeyi ve ortadan kaybolmayi aliskanlik haline getirmislerdir. 12 Eylül sonrasi aslinda tek basina "depolitizasyon" degil ayni zamanda solcularin satin alinmasinin da tarihidir.

Bu güne kadar ben dernek içinde hiç kimseye hangi partiyi destekledigini, hangi ideolojiyi savundugunu sormamisimdir. Sormam da.. Örgütlenme bilincine sahip olmayan insanlarin bulundugu bir toplumda yasiyoruz. Bu yüzden "sanat" adina bir araya gelen insanlarin bir ideolojiye baglanmalari pesinden bir baska soruyu getirecektir; "Sanat ne için yapilir?" Evet bu soruya verecek hazir bir yanitiniz olup olmadigini merak ediyorum. Sanat toplum içinse bunu ideolojik amaçlar için kullaniyorsunuz demektir. 1978'de AFSAD 'in Antalya'da açtigi sergi için Zeynep Oral 'in yazdigi yazilari animsiyor olabilirsiniz. "Fotografi sinif mücadelesinde bir silah olarak kullanmak iyi de, eger bakimini yapmazsaniz bu silah elinizde patlayabilir." Tarihin kaydettigi en büyük sanatçilardan biri olan Salvador Dali bir fasistti. Ama bu, onun eserlerinin güzel oldugu gerçegini hiçbir zaman degistirmemistir. Ayni sey Necip Fazil için de geçerlidir. Türkiye'nin yetistirdigi sayili sairlerdendir, ama ömrünü bir ideolojiye adamistir. Eserlerinde bu belli olmaz bile. Ama sanat asla at gözlükleri takan insanlarla ilerlemeyecektir. Kimse kendinden öncekileri yikmadan yeni bir saltanat kuramaz. Kimsenin, gelip nabzini tutmadigi ama üyesi oldugu dernek hakkinda aymazca yargilarda bulunamayacagi gibi. Benim bildigim tek bir ideoloji vardir: Vatanseverlik .. Bunu ben farkli yorumlarim, MHP 'lisi farkli, CHP' lisi farkli yorumlar .. Bence aslolan bu vatani ve ne tür ideolojiye sahip olursa olsun insanlari seven hümanist bir dünya görüsüne sahip olmaktir.

Fotograf gibi kendi çapinda küçük bir servet yatirmanin gerektigi bir alanda insanlara ideolojik propaganda yapip naralar atarak bir yere varamazsiniz. Fotografla ugrasan ve geçim zorlugu çeken kaç kisi taniyorsunuz? Ben tanimiyorum da.. Içinde bulundugumuz bu dernegi 21 yil önce kuranlar ögrencilerdi. Simdi bir zamanlar sizin de açtiginiz kapidan içeri girenler yine ögrenciler. Ve tüm fotograf dernekleri, özelde de AFSAD, tüm yükünü iste bu ögrenci-aday üyelerin çektigi örgütlerdir. Ne yazik ki biz islerimizi uzun yillardir üyelerimizle degil, aday üyelerimizle yapiyoruz. Bu insanlarin ögrendigi sey de, üye olduktan sonra dernege ugramamak gerektigi oluyor. Son Aday üye Toplantisinda yönetimden bir talepleri vardi: Deneyimli üyeleri dernekte daha fazla görmek istiyoruz. Haklilar, ama kimseyi dernege zorla getirmek mümkün degil.

Dernege üye almanin kosullari bellidir. Bir yillik aday üyelik ve pesinden 10 fotografla yapilan basvuru sonucunda üyeliginin kabulü ya da reddi. Bütün bu asamalardan geçebilen insanlar için Yönetim Kurulunun koyacagi ölçülerden biri de bu aday üyenin dernek için ne kadar faydali oldugudur. Herseyi ile dört dörtlük bir aday üyeyi ben kendi basvurum sirasinda bile görmedim. Bu yüzden Yönetim Kurulunun karari olumsuz bile olabilecektir. Herkesi üye yapacagiz diye bir kural yoktur. Tüm bunlari benden daha iyi biliyorsunuz.

Zamaninda sizinle ugrasmaktansa dernegi birakanlardan olmayacagimi, sizinle sonuna kadar ugrasmak, yazdiginiz yazilara yanitlar vermek gibi bir görevi gönüllü olarak üstlendigimi bilmenizde de fayda var. Demagoji yapmak isteyen herkesle o kisiler dürüst davranana kadar ugrasmayi seviyorum. Her dahiyane fikrinizde karsinizda olacak ve düsüncelerinizin aydinligindan (!) yararlanacagim.

Bu yazi, AFSAD Baskani sifatiyla degil sadece herkes gibi bir dernek üyesi sifatiyla yazilmistir ve Yönetim Kurulundaki kisileri hiçbir sekilde baglamamaktadir. Ancak Yönetim Kurulumuz, size resmi yazi yazarak yanit vermeyi gereksiz bulmustur. Dernek terasinda her aksam farkli konularda sohbetler edilmektedir. Yolunuz düserse bir gün bekleriz.