TÜRBANLI AFSAD
Bilindigi gibi AFSAD (Ankara Fotograf Sanatçilari Dernegi) derneklesmeden
önce bir baska dernegin fotograf koluydu. Öncelikle fotograf yani bir
sanat koluyla ugrasan Afsad, hiç bir zaman direkt olarak siyasi bir
kanal içerisinde bulunmadi. Ancak her zaman demokrat ve ilerici
kimligini korudu. Üyeleri hep toplumun demokrat, ilerici, aydin kisileri
oldu.
Demokrat ve ilerici sivil toplum kuruluslariyla birlikte çesitli
platformlarda yer aldi. Bir sanat dernegi olmasinin yani sira sivil
toplum kurulusu olarak da elinden gelen çabayi gösterdi. Memleketimden
insan manzaralar adi altinda yapilan bir dizi sergi, gösteri ve
panelde Nazim Hikmeti andi. Sanata Evet kampanyasinda aktif rol aldi.
Ugur Mumcunun cenazesinde AFSAD pankarti altinda yürüdü. Bilindigi gibi
Mumcu seriat- mafya- devlet iliskisini çok önceden çözdügü, gördügü ve
yazdigi için bildik güçlerce yok edilmisti.
Sanat ancak özgür kafalarda üretilebilen imajinal bir iletisim
etkinligidir. Iyi bir sanat izleyicisi, meraklisi, severi ya da
üreticisi olabilirsiniz. Ancak tüm bunlar için ön kosul gerçekten özgür
bir kafaya sahip olabilmektir. Demokrasi anlayisiniz ve demokrat aydin
kisiliginiz, bireyin diledigi gibi düsünmesini, düsündügünü söylemesini,
davranmasini ve de giyinmesini söyler. Ancak ne özgürlük, ne de
demokratlik sonsuz ve her seyden bagimsiz degildir. Her sistem kendi
varligini korumak durumundadir. Bunun için gerekli olacak dinamikleri
de var etmek ve korumak zorundadir. Demokratlikla aymazlik arasinda hiç
de ince olmayan bir çizgi vardir.
Herkesçe artik bilindigi gibi mesele neyin nasil takip takistirildigi
degildir. Türban meselesi laik demokratik ilkelerin karsiti seriat
devletini amaçlayan siyasi hareketin simgesidir. Türban takmak kisinin
özgürlügü ve bagimsizligiyla ilgili bir hareket olsa idi, bu ugras
Insan haklari savunuculugu gibi hareketlerin içinde verilmesi
gerekirdi. Türban, insan haklari, özgürlük ve bagimsizlik gibi olgularin
degil, gerici ve karanlik emellerin simgesidir. Türbani yukaridaki
olgularin bir uzantisi ya da gerekliligi gibi gösterme davranisi ise
sahteciliktir. AFSAD in etkinliklerine katilanlarinda varsa o tip
kimlikleri, onlari kapinin disinda birakmalidirlar. Özellikle simge olan
davranislardan kaçinmalidirlar.
Yarin türbanli, fesli bu kisiler AFSAD a daha sik ve daha kalabalik
biçimde gelip gittiklerinde, çok hakli olarak üyelik talebinde
bulunduklarinda, üye olup hatta yönetime geldiklerinde ne yapmayi
düsünüyoruz?
Geçenlerde AFSAD in genel kurulu yapildi. Yönetim kurulu degisti. Simdi
yeni arkadaslar görev aldilar. Basarilar diliyoruz. Bu yazi, onlarin
isini daha da zorlastirmak için degil, daha iyi bir AFSAD için destek
vermek amaciyla yazildi. Ayni toplantida danisma kurulunun yeniden
organizasyonu görüsüldü, konusuldu. Genel kurula katilan (sinirli
sayida) üyenin oylariyla bu teklif kabul görmedi.
Yukaridaki konuya ek olarak, AFSAD i temsilen gönderilecek sergi ve
gösterilerde tek seçicinin bulunmasi, üyelik basvurularinin
degerlendirildigi fotograf degerlendirme toplantisinin tam katilim
saglanamadan, alelacele ve simdiye kadar rastlanmamis bir mantikla
olusturulup yapilmasi gibi içsel sorunlar. GAP projesinin daha verimli
ve daha nitelikli olmasi, bunun gibi yeni projelerin üretilebilmesi
(Cumhuriyetin 75. yili kutlamalari) gibi bu örnekler çogaltilabilir.
Amaç geçmis yönetimi elestirmek degil, yukarida sözü edilen tüm
konularda dernegin nasil bir organizasyonla çözüm üretebilecegi meraki.
Bugün gündemdeki konu basliklari: AFSAD in kimliginin, kurumsal
yapisinin korunabilmesi, geleneksel tavrinin sürdürebilmesi gibi kurumu
kurum yapan temel niteliklerinin, yönetimlerin degismesi halinde bile
degismemesi, tutarli kurum kimliginin yikilmamasi ve degisen kosullar
karsisinda kimligi dogrultusunda ayni tutarlilikta tavir degisikligini
yapabilmesidir. Bu konularda danisma kurulu yerine genel üye
toplantilari önerenler, bu tip sorunlarin çözümünün nasil üretilecegi,
ürettikleri fikirlerin, uygulanma biçimlerini ve oranini nasil
denetleyeceklerini, sonuçlar karsisinda nasil tavir alacaklarini
açiklarlarsa, puslu gözüken gelecek belki biraz aydinlanir.
IBRAHIM GÖGER
Haziran 1998