Portre fotoğrafın en zor dalıdır. Işık kontrolü, mekan seçimi, arka plan ayıklaması, arka planla portrenin uyumu veya yaratması gereken kontrast, portrede çok önemli ögelerdir. Ama en zoru, portresi çekilecek kişiyi hazırlamaktır. Makinanızı bir Anadolu insanına doğrultursanız, hemen tırnak kontrolüne hazırlanan çocuk gibi ellerini dizlerinin üstüne oyar ve adeta hazır olda gibi kımıldamadan durur. Al sana portre. Çek çekebildiğin kadar. Oysa yakalanması gereken yandan bir bakış, omuz üzerinden geriye dönen baş, buğulu gözler, muzip bakışlar, hülyalı bakışlar, aşağı doğru hüzünle kıvrılan dudaklar, gülümsemenin dudaklardaki yukarı doğru kıvrımları, neşeyle gülen inci dişler, mekanın derinliğinde düşünceli bakışlar ve yüzlerce, binlerce duygu. Tabii portre çekmek kadar portreyi de anlamak da önemlidir, bilgi ister, kültür ister, fotoğraf bilgisi ister. Portreyi çekmemek kadar zordur, portreyi anlamak, o kültüre sahip olmak ve kendini o yönde eğitmek gerekir. Bizde zoru seçip bir uğraş içine girdik. Her atölye çalışanı kendi konu mankenini seçerek çalışmalara başladı. Farklı mekanlarda çekimler yapıldı. Ön baskılar, son provalar, yeniden çekimler, yeniden baskılar yapıldı. Bizler hazırladık. Sizle paylaşmak istedik. İlteriş Tezer Atölyesi İlteriş Tezer ve Atölye'sini tanıyalım İlteriş Tezer 1943 yılında İstanbul' da doğdu. Kayseri İnönü İlkokulu, İstanbul Alman Lisesi, Ortadoğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi' nde eğitim gördü. Çeşitli büyük mimari projelerde görev aldı. Şu anda Netyapı San. Ve Tic. A.Ş.'de Proje Direktörü olarak mesleğini sürdürmektedir. Fotoğrafa merakı lise yıllarında Yüksek Kaldırımdaki kitapçılardan aldığı fotoğraf dergileri ve kitaplarıyla başlamıştır. Ancak o yıllardaki kısıtlı olanaklar nedeniyle çok amatör düzeyde kalmıştır. Üniversite yıllarında mimari fotoğraflar çekmeye başlamış daha sonraki yıllarda da bu süregelmiştir. 1984 yılında Nevzat Çakır vasıtası ile İFSAK'la tanışmış ve fotoğrafa ilgisi bir tutku haline dönüşmüştür. Yurt içinde ve yurt dışında bir çok sergileme ve ödül almıştır. 1985 - 1988 yılları arasında Selçuk Kundakçı, İlteriş Tezer, Sedat Tosunoğlu üçlüsü, bir grup çalışması yaparak, Demiryolu ve İnsan konulu fotoğraf kitabı yayımlamışlardır. 1991 yılında dönemin İFSAK Başkanı Aclan Uraz' ın siyah beyaz fotoğraf çalışmalarını yüreklendirmek ve geliştirmek için yaptığı Atölyeler kurulması önerisini, severek kabul eden İlteriş Tezer, o yıl atölye çalışmasına başladı. Amaç fotoğrafa, özellikle siyah beyaz fotoğrafa gönül vermiş kişilere fotoğrafın inceliklerini öğretmek onları yüreklendirerek siyah beyaz fotoğraf üretimini arttırmaktı. İlteriş Tezer o günden beri çalışmalarını aksatmadan sürdürmektedir. Bakalım kendisi bu konuda ne diyor: "Duyguların en güzeli vermek. Hele karşındaki insan alıyor ve üreterek cevap veriyorsa, mutluluğun bir kat daha artıyor. Paylaşıyorsun, konuşuyorsun, dinliyorsun, yeni kişiler, kişilikler tanıyorsun. Hepsi de fotoğrafın etrafında oluşuyor, gelişiyor. Öğrencilerim ödül kazandıkları zaman ben iki ödül kazanmış gibi hissediyorum, çok mutlu oluyorum. Ben d, onlarda hafta sonunu iple çekiyoruz. Her hafta sonu yeni bir macera, yeni bir heyecan oluyor. Bir hafta önce çekilenler basılmış, üzerinde konuşuyoruz, daha güzel nasıl basılır onu tartışıyoruz. Güneşli günler, bulutlu günler, yağmurlu günler, karlı günler oluyor. Kapalı hava, açık hava, sisli hava... hepsinde fotoğraf çekiliyor, ayrı, ayrı güzellikler duygular, ifadeler yakalanıyor. Bir gülen çocuk yüzü, yılların yarattığı derin çizgilerle dolu ak sakallı, ak saçlı dede, yağmurdan kaçan bir genç kız, sisli yamaçlar, pamuk gibi bulutlar bizim konularımız oluyor. Yüzümüze daima bir tebessüm, yüreklerimizde heyecan, geziyoruz kırları, köyleri, kentleri. Sonra da açtığımız sergilerde, paylaşıyoruz fotoğraflarımızı sevenlerle." 2 Şubat Cumartesi açıldı.
|