BİR FOTOĞRAFÇI İLE DOĞUM YAPMAK İSTER MİYDİNİZ?

ESRA ÇELİKTAŞ

ANKARA(AGİ)-Bebeklerinin dünyaya gelişini ölümsüzleştirmek isteyen anne ve babalar doğum sırasında doktor ve hemşirelerin dışında bir de fotoğrafçı olsun istiyorlar. Doğum fotoğrafçılığını ülkemizde başlatan isim Şengül Pallı. Pallı’nın Ankara temsilcisi Aytül Keskin ile doğum fotoğrafçılığı hakkında konuştuk.

“Çok tuhaf bir an: annenin karnının açılıp bebeğin gelmesi...”

● Doğum fotoğrafçılığı nasıl bir meslek?

- Çok zevkli, çok da heyecanlı bir meslek. Zorlandığım zamanlar olsa da sevdiğim için sıkılmıyorum. İşim çok heyecanlı, sadece sezaryene değil normal doğuma da giriyorum.  Gece yarısı telefon geliyor, anne adayı doğuma gidiyorum diyor, ben de toparlanıp makinemi alıp gidiyorum. Bu işi yaparken özel hayatınızı ikinci plana atıyor, kesin olarak bir program yapamıyorsunuz; arkadaşlarınıza söz verirken gelirim ama doğum olmazsa diyorsunuz. Bütün ailenin bir arada olduğu özel bir ana tanıklık ediyor olmak çok etkileyici. Annenin karnının açılıp bebeğin gelmesi garip bir an. Bu an içinde hastane koşulları da hijyen gerektiriyor, bir yere dokunmamak lazım. Doğum anında donup kalıyorsunuz. Serinkanlı olup fotoğrafı çekmeye devam edince rahatlıyorsunuz. İlk iş günü düşüp bayılırsan işin biter,  bayılmazsan işe alındın demektir. Ben bayılmadım…

“Doğum fotoğrafı çekilir miymiş?”

   ●Doğum fotoğrafçılığı yapmak fikri nerden aklınıza geldi? Toplum tarafından yaygın olmadığı için yadırganan bir işiniz var. Hiç olumsuz tepkiler alıyor musunuz?

  -Reklam ajansına girdiğimde ajansın asıl amacı reklam, düğün, stüdyoda bebek fotoğrafı çekmekti. Doğum fotoğrafçılığı yapmak istediğimiz için de sürekli araştırıyorduk. Ankara’da bu işi yapan hiç kimse yoktu. Hep farklı bir işim olsun istiyordum. Bu sırada Şengül Pallı’nın bir röportajını okudum. Dünyada dördüncü, Türkiye’de ilk doğum fotoğrafçısı olduğunu öğrendim. Çok ilgimi çekti. Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği’nde (AFSAD) çalışırken arkadaşlarla en çok istediğimiz şey bir doğuma girip, fotoğrafını çekmekti.  Şengül Hanım’ın sitesine üye oldum. Sitesinde bir gün Ankara için eleman aranıyor ilanına rastladım. O sıralarda işten yeni ayrılmıştım, cesaret edip mail attım. Şengül Hanım da görüşmeye çağırdı. Bu görüşmenin ardından işe başladım. İstanbul’da Şengül Hanım’ın yanında  bir yıl eğitim aldım, daha sonra Ankara’da çalışmaya devam ettim. İşim ile ilgili olumsuz tepkiler  alıyorum. Bana işimi soruyorlar, ben de söyleyince doğum fotoğrafı çekilir miymiş diyorlar. Sonra broşür verip anlatmaya başlıyorum, o zaman rahatlıyorlar. Onların sandığı gibi ameliyatın detaylı fotoğraflarını çekmiyoruz. Doğumdan sonra doktorun elinde bebeğin kordonlu  halini ve daha sonrasını çekiyoruz.

●Bu işi ne zamandır yapıyorsunuz? Yaparken tavsiye aldığınız biri var mı? Tahminen kaç doğuma katıldınız?

  - İki yıldır Şengül  Pallı ile çalışıyorum. Katıldığım doğum sayısı 150’yi geçmiştir. Ankara dışında İstanbul’da da çalıştım. Doğumlara yalnız giriyorum.

 ● Bildiğimiz kadarıyla doğum fotoğrafçılığı çok yaygın bir meslek değil. Türkiye’de yapan kaç kişi var, hangi şehirlerde yapılıyor?

  - İstanbul’da bu mesleği yapan kişi sayısı Ankara’ya oranla çok fazla. İstanbul’da yoğun olması çok iyi. Çünkü kalabalık bir şehir olduğu için talep çok fazla. Ankara’da da bu iş yoğun olarak yapılıyor ama bu biraz da ailelerin tercih meselesi. Doğum yapacak olanlar araştırıyorlar ya da arkadaşlarının doğumlarına girdiğimiz için bize ulaşıyorlar. Biraz araştırmacı olmak gerekiyor. Normal fotoğrafçı olup yapanlar da var. Belki fiyatları bizden daha düşüktür ama fiyatın yanında çekimin estetik boyutu çok önemlidir. Ameliyathaneye ilk girdiğinizde makine elinizde donup kalıyorsunuz; ışık patlayabiliyor, bebeğin önüne hemşire geçebiliyor nerede duracağınızı çok iyi ayarlamak gerekiyor. Kaliteliyi bilmeyen bir aile tercih edebilir, memnuniyet meselesi.

 ● Bu işi genellikle bayanlar yapıyor. Tercih eden erkekler de var mı?

-Benim bildiğim kadarıyla yok. Babalar, her ne kadar hastane görevlileri ve doktorlar erkek olsa da bayan fotoğrafçıdan hoşlanıyorlar. Bence de bayan olmalı zaten, duygu olarak da bayanın yapması gereken bir iş.

“Bebekleri doğduğu ilk anda kordonuyla, kanıyla çekiyoruz. Siyah beyaz fotoğraf çok daha estetik.”

●Neden doğum fotoğraflarını siyah beyaz ağırlıklı çekiyorsunuz?

-Doğum anındaki fotoğraflar genellikle siyah beyaz oluyor. Çünkü bebekleri ilk doğduğu anda kordonuyla, kanıyla çekiyoruz.. Siyah beyaz olarak çok daha estetik olduğunu düşünüyoruz. Ürküten bir görüntü olmuyor. Biz siyah beyazı çok seviyoruz, anne babalar da  tercih ederse hepsini siyah beyaz çekeriz.

●Çekimleriniz için izni nereden alıyorsunuz? Çekimler için herhangi bir şart aranıyor mu?

- İzni aileler doktorlardan alıyor. Doktor izin verirse hiç sorun yok. Çekimlerde flaş kullanılmıyor, asa yükseltiliyor. Amatör fotoğrafçı bunu yapmıyor. Bu yüzden Ankara’da özel bir hastane  çekimlere artık izin vermiyor. Ameliyathane ışıkları çok iyi, flaşa gerek yok. 

● İşinize karışan aileler oluyor mu?

-Biz, yaptığımız işi bilen ailelerle güven sorunu yaşamıyoruz. Ev çekimlerinde istedikleri bir poz olup olmadığını soruyoruz.. Ama bir kere başıma geldi. Afyon’dan bir aile gelmişti.
Babaanne eğilip kulağıma ‘kızım sen aileye çekiyorum de ama ameliyathaneye sakın girme’ dedi. Nasıl olur aileye söz verdim, çekeceğim dedim. Babaanne bir kolumdan çekiyor çekme diye, anne baba diğer kolumdan çekiyor. Tabii ben girdim doğuma, çıkınca hazırladığım posterleri kapılarına astım, albümleri hazırladım. Babaannenin çok hoşuna gitti. İkinci torunun da fotoğraflarını çektirdi.    

“Evet, çok zenginler fotoğraf çektiriyor ama orta halli ailelerden de çektirenler var.”

● Doğum fotoğrafı çektiren  belli kesim aileler var mı?

  - Herkes, çok zengin aileler tercih ediyor sanıyor ama orta halli ailelerden de fotoğraf çektirenler var. İki öğretmen aile de doğum fotoğraflarını çektirdi. Çekimleri sadece özel hastanelerde yapmıyoruz, devlet hastanesinde de yapıyoruz.

● Yaptığınız her şey ne kadara maloluyor?

- İsteğe göre hamilelik döneminden başlıyoruz çekimlere. Hastaneden sonra eve de gidiyoruz. Kapıya poster asıyor, bebeklere albüm ve CD hazırlıyoruz. Fiyatlarımız 500 ile 750 ytl arasında değişiyor.

● Siz doğum yapacak olsanız doğumhanede fotoğrafçı ister misiniz?

- Tabi  isterim. Ekip arkadaşlarımdan birisinin olmasını çok isterim.

●Bu işi yapmak isteyenlere tavsiyeniz var mı?

- Öncelikle hastane  koşullarına dayanıp dayanamadıklarını test etsinler. Özel hayatın ikinci planda olduğunu da unutmamalılar. “Doğuma gidemem, bugün hiç havamda değilim” deme gibi bir şansları yok. Gece yarısı telefon gelebiliyor, söylenerek yapılacak bir iş değil.  Bebekleri seviyorlarsa bu işi yapmalılar. Siz ne kadar verici olursanız o kadar alıcısı olur. Memnun etmek çok önemli, memnun edene kadar çalışmak gerek. Çok tedbirli olunmalı. Fotoğraf makinesinin şarjının bitmesi o an için bir ihtimal olmamalı. Sterilizasyon koşullarına önem verilmeli. Bebek tutmayı bilmek de çok önemli bir ayrıntı. Doğum fotoğrafçıları çoğalsın ama işlerini iyi yapsınlar. Eğer seviyorlarsa bu işi tabii ki yapabilirler.

Aytül Keskin kimdir?

 ●Kendinizden kısaca bahseder misiniz?

- 1982 doğumlu. Eğitimini çocuk gelişimi üzerine aldı ancak kalbinin sesini dinleyip fotoğrafı seçti. Hobisi, işi oldu.
2003 sezonunda Afsad çatısı altında başladığı fotoğraf hayatını bir reklam ajansında fotoğrafçılık yaparak mesleğe dönüştürdü. Halen Afsad atölyelerine devam etmektedir. İki yıl dogumfotograflari.com Ankara temsilciliğini yürüttü, şimdi artık kendi adına aytulkeskin.com adı altında açtığı fotoğraf ajansıyla işine devam etmektedir.
Doğum fotoğrafları, düğün hikayesi çekimleri, stüdyo konsept bebek çekimleri ve bazı dergilere çeşitli çekimler yapmaktadır.

Doğum fotoğrafları çekmek ilk duyduğum andan beri beni inanılmaz heycanlandıran bir konuydu. Fotoğrafta ilk öğrencilik zamanlarımda nasıl bir ameliyata girerimin yollarını aramaya başladım ama bir türlü fırsat olmadı…
İnsan bir şeyi gerçekten isterse oluyormuş tezine o kadar inandım ki, Tanrı yanımda oldu ve şimdilerde istediğim işi yapmanın mutluluğunu yaşıyorum. Sanılanın aksine hiç de kolay bir iş olmadığını itiraf etmeliyim ancak doğum da, düğün hikayesi de hep mutlu anlara fotoğraflarınla tanıklık etmek olduğu için, gün sonunda ayaklarım sızlasa da hep bir tebessümle döndüm evime.
Yaptığım bir röportajda mutluluk fotoğrafçısı başlığı atmışlardı, sanırım yaptığımız işin özeti bu. Bu mutluluğu paylaşmaktan dolayı ben de mutlu bir fotoğrafçıyım.