Sivas Madımak Oteli
HAVADA YANIK KOKUSU!... 1993 yılının 2 Temmuz günü, Sivas ilinin Madımak otelinde, gerçekleştirilen katliamın üzerinden, tam 15 yıl geçti.
Bugün, benim için sanki 3 Temmuz 1993. Dün yaşadıklarımı bugün sizlere aktarıyorum.
Bizler; Yani, bu ülkenin aydınları, sanatçıları, bilim adamları Sivasa türkü söylemeye, şiir okumaya, sergiler açmaya, semah dönmeye, söyleşi yapmaya, tiyatro yapmaya... yani özünde Pir sultan Abdalın dostluk, kardeşlik, dayanışma deyişlerini yaşamaya gitmiştik. Kim bilebilirdi ki bu insanlardan 35 tanesi geriye dönmeyecek.
Dostuk kafilesinin bir bireyi olarak, Madımak otelinin tam karşısındaki binanın üst katında duruyorum. Canlar otelde can veriyorlar.
Ben fotoğraf çekerek olaya tanıklık ediyorum. Kendimi her zaman fotoğrafa borçlu hissederim. O gün Madımak otelinin içinde olmamayı fotoğraf çekmeme borçluyum. Zira; 2 Temmuz cuma akşamı oynanacak oyununun provalarını görüntülemek için bruce medresesinde kalmış, öyle yemeği için otele dönen kafileden ayrılmışdım. İşim bitip otelin yolunu tuttuğumda, otelin dört yanda şeriat çığlığı atanlarla kuşatıldığını gördüm. Yalnız kaldım. Yalnız kalmak şöyle dursun birgün sonra can dostlarımdan ebediyen ayrılmışdım.
Bugün, fotoğraf için verdiğim çabamın, emeğimin ve özverimin karşılığında da hayatımı kazandığımı düşünüyorum. Bu nedenledir ki, kendimi her zaman fotoğrafa borçlu hissedeceğim.
Bu aşamada, bilinen sözleri yenilemeye gerek yok. Buna karşın olması gereken, bu olayların belleğimizden yitip gitmesine izin vermemektir.
Sizlerden istediğim, fotoğraflarımın içeriğini hiç unutmamanızdır. Böylece yitirdiklerimizi bir kez daha hatırlayıp, onları sevgi ve saygı ile anmış oluruz.
GÜLNAZ ÇOLAK
Fotoğraflar: Mehmet Özer
BEYAZ BİR GEMİDİR ÖLÜM Sen bu şiiri okurken
ben belki başka bir şehirde
olurum
kötü geçen bir güzü
ve umutsuz bir aşkı anlatan rüzgarla savrulan
kağıt parçalarına
yazılmış dağıtılmamış
bildiriler gibi uzun bir yolculuğa hazırlan
yalnız bir yolculuğa çünkü beyaz bir gemidir ölüm siyah denizlerin hep
çağırdığı batık bir gemi sönmüş yıldızlar gibidir yitik adreslere benzer
ölüm yanık otlar gibi
sen bu şiiri okurken
ben belki başka bir şehirde
ölürüm
Behçet AYSAN
Fotoğraflar: Gülnaz Çolak
SONRA GİT Bunları yap, sakın unutma,
Mum yak bir aşkın sıcak anısına,
Suyla hesaplaş, rüzgara sür yüzünü
Cesedini bul bir yokluğun kıyısında.
Bunları yap, sakın unutma.
Yasını tut, günlerce ağla.
Mandalı düşmüş bir kapak
Göğsünün kuşsuz kafesinde
Tak tak vururken sızlayan boşluğuna
Yasını tut, günlerce ağla.
Sonra git yeni bir aşkı bulmaya,
Bir yağmur sonrasının
Duru aydınlığında,
Yıkanmış avlun, dinmiş uğultunla.
Sonra git yeni bir aşkı bulmaya. Metin ALTIOK
|