2004 sonbaharı ve 2005 kışından yazına kadar Ankara bol fotoğraflı bir dönem geçirdi. Ekim ayında başlayan fotoğraf sergilerini, kasım ayında FSK fotoğraf günleri ve ardından diğer sergiler izledi. Doğrusu birbirinden güzel fotoğraf sergilerinde unutulmaz fotoğraflar izleme şansı bulduk. Bu sergilerden özellikle dört tanesinden söz etmek istiyorum. Çünkü bana yıllarca belleğimden silinmeyecek muhteşem görüntüler sundular. Bunlardan ilki Sayın Kamil Fırat’ın “Kubbe” adlı fotoğraf sergisi, diğerleri ise sayın Atila Cangır’ın, Cengiz Akdumanın ve Nadir Eden’nin fotoğraf sergileriydi. Bu sergileri gördüğüm diğer fotoğraf sergilerden ayıran ve ayrıcaklıklı kılan özellikler gelince; bir kere uzun süre düşünülüp, tasarlanmış, çok büyük emek ve çaba harcanmış olduğunu sergideki her fotoğraf karesinde görebiliyorsunuz. Teknik olarak kusursuz, biçimsel olarak özgün ve içerik olarak dolu dolu, zengin, etkileyici ve insanın belleğine kazınan fotoğraflardı. Buram buram sıcaklık ve samimiyet kokuyordu her biri.
Kamil FIRAT’ın “Kubbe-Sonsuz Döngü” fotoğraf sergisi...
Kamil Fırat’ın “Kubbe” sergisinde; bu topraklara dair, yüzlerce yıllık tarih, kültür, belge ve sanatı bir arada buluyorsunuz. Kamil FIRAT’ın “Kubbe-Sonsuz Döngü” fotoğraf sergisi, 15-30 Ekim 2004 tarihleri arasında Ankara Resim Heykel Müzesi Fahri Korutürk Salonunda açıldı. Sergide, Osmanlı Türk mimarlığında yapının bütün bütün biçimlenmesini yönelten ana öğe olarak ortaya çıkan Kubbelere örnek olarak 42 temel eser yer almıştır. Fotoğraflar, Sanatçı Kamil Fırat tarafından son iki yıldır üzerinde çalıştığı ve kendisi tarafından tasarlanmış olan özel bir makine ve teknik ile çekilmiştir. Sergiye Family Finans sponsorluk etmektedir. | | | |
Ulu Camii-Bursa
| |
Nusretiye Camii-İstanbul
| | | | |
Sultanahmet Camii-İstanbul
| |
Süleymaniye Camii-İstanbul
|
Atilla Cangır’ın Sergisi
Atilla Cangır’ın sergisinde; Anadolu insanını, yaşamını, hüznünü, coşkusunu ve tüm renklerini görebiliyorsunuz. Sergide 50 adet siyah beyaz fotoğraf yer alıyor. Sanatçı albümde ve sergide kullanılan fotoğrafları önce 150 adet olarak belirlemiş. Daha sonra Ara Güler, Jale Necdet Erzen ve Arif Aşçı ile birlikte 70 adedini fotoğraf kitabı için, 50 adedini ise sergi için ayırmıştır. Ve işte bu fotoğraflar da ilk olarak Ankaralılar ile buluştu. Son yıllarda gördüğüm fotoğraf sergileri içinde, beni teknik ve içerik olarak en çok etkileyen sergilerinden biri de Atilla Cangır’ın sergisi oldu. Fotoğraflardaki sıcaklık, samimiyet, derinlik ve antlım zenginliği izleyeni etkiliyor ve fotoğraflara daha bir yakınlaştırıyor. Fotoğrafları izlerken görüntülerdeki insanlar ile aranızda içten bir bağ ve tanışıklık kuruluyor. Anadolu’nun insanlarını, yaşamlarını, kültürel zenginliklerini, doğasını, düğünlerini, evlerini, sokaklarını, mutluluklarını ve hüzünlerini büyük bir emekle fotoğraflamış sanatçı. Fotoğrafları titizlikle ve uzun uğraşlar sonunda basmış. Ve ortaya bu yüzünüze içtenlikle gülen insanlar, coşkulu hayatlar ve renkli görüntüler çıkmış…
Atila Cangır fotoğrafları için şunları söylüyor: “Amacım Anadolu insanlarının etnik kimliklerini, yaşam biçimleri, kültür, inanç, insan-mekân ilişkilerini, tarihi sorunsallarını vurgulayacak foto-röportaj yapmak ve farklı kültürel boyutlar içinde insanların yaşam zenginliğini gösterebilmekti. Böyle geniş bir amacın küçük bir bölümünü gerçekleştirebildim, daha çok dolaşmam ve çalışmam gerekiyor. Sergi ve fotoğraf kitabıma ilişkin tepkileri aldıkça bu çalışmalarım tutkuya dönüşebilir.” “Basit, sıradan yaşam öykülerinin peşindeyim. "Gündelik yaşam"da kanıksayıp görmeden geçtiğimiz şeyler ve kimliğin güçlü nitelikleri fotoğrafımın temelini oluşturmakta. Fotoğrafçı ile fotoğraflanan nesne arasında eşit bir etkinlik oluşturmaktayım, böylece fotoğrafın çekildiği an'a sadık kalıp "yanılsamanın dışında seyirciyi irdelemeyi amaçlıyorum.” Diğer Haberler
|