Editör

Bülent Irkkan

Yayın Kurulu

Özlem Akdağ
Meryem Akköse
Mustafa Alibaşoğlu
Dilek Bal
Erdal Bektaş
Can Gazialem
Elif İnan
Nejat Kutup
Doğanay Sevindik
Ceyda Taşdelen
Gülçin Telioğlu
Aylin Yılmazbayhan
Leyla Yücel






Fotografya Yayın Kurulu
adına İmtiyaz Sahibi
Ş. Uğur Okçu


E-Mail Fotografya
fotografya@ada.net.tr

Yayınlanmasını İstediğiniz
Fotoğraf Haberleri İçin

fotografya@fotografya.gen.tr

ADANET Fotoğraf Editörü

Ş. Uğur OKÇU
 
ara


    Sayılar    Sayı 17    Mogan'a "Format"...
Mogan'a "Format"... Melih Özbek

Bilgisayarlar hayatımızı çok hızlandırdılar. Artık bilgisayara verdiğimiz bilgiler saliseler içinde analiz ediliyor, bize görsel olarak geri dönüyor. Eskiden yapmayı aklımıza getirmediğimiz ya da çok uzun sürelerde yapmaya alıştığımız işler artık birer rutin haline gelmiş durumda. Ancak bilgisayarlar hassas cihazlar ve kullanımı dikkat gerektiriyor, aksi takdirde hayatı kolaylaştıracağına çekilmez hale getiriyor. İşte bu duruma düşünce insan birden "pragmatik" olma yoluna gidiyor. Bu yazıyı okuyan bir çok insanın başına gelmiştir. Bilgisayarınızda bir sorun yaşarsınız, yavaş çalışıyordur, durup dururken kilitleniyordur, bir programı açmıyordur, biraz bakınırsınız, düzeltemezsiniz, ve hemen klasik çözümü uygularsınız: "Formatla ve yeniden kur". Ama bir kere formatladıktan sonra farkedersiniz ki daha önce pek gözünüzün önünde olmayan, ama sizin için vazgeçilmez olan kısa yollarınız, web programındaki sık kullanılanlar klasörü, dosyaların uzantılarına göre hangi programın açacağını söylediğiniz ayarlar, aslında çok kullandığınız ama kurulum disklerinin nerede olduğunu hatırlamadığınız programların hepsi silinmiştir.  Üstelik dikkatsiz davranıp bazı özel dokumanlarınızı da yedeklemeyi unuttuysanız (çektiğiniz fotoğraflar gibi mesela) işte o çok daha büyük bir kayıp olur. Belki daha önce bir iki sorunlu programın silinmesi ve bir iki küçük ayar sonucu düzelebilecek bilgisayarınız artık sizin alıştığınız halinden çok uzakta, sanki bir başkasının bilgisayarı gibidir sanki.

Mogan'ın başına gelenler (ve gelmesi muhtemel olanlar) "hiçbir dosyanın yedeğini almadan" bilgisayarı formatlamaya benziyor.

(burada bir parantez açmakta fayda var. Gölün "format"tan önceki durumunu anlamak adına: Tektonik oluşumlar sonucu vadinin dolması üzerine akarsuların birikerek oluşturduğu Mogan Türkiyedeki en sığ göllerden birisi, en derin yeri yaklaşık 3 m. Bu nedenle gölün dibine güneş ışınları başka göllere kıyasla daha çok ulaşıyor ve bu durum da dip bitkilerinin oksijen üretimini yüksek düzeylere çıkarıyor. Tabii oksijence zengin olan göl besin açısından hayvanlar için bulunmaz bir ortam haline geliyor.  Çevresindeki sazlıklar da buna eklenince özellikle kuşlar için ideal bir yaşam alanı ortaya çıkmış oluyor. Türkiye'de rastlanan kuşların -450nin üzerinde tür- yaklaşık yarısı Mogan'da ya ürüyor, ya göç ederken konaklıyor, ya da yaşamının bir bölümünü geçiryor. Kuşların iç anadoluda duraklayabilecekleri başka bu öneme sahip bir alan yok. Bu nedenle Türkiye için de çok önemli bir kuş alanı. 1990 da "Özel Çevre Koruma Alanı" ilan edildi, ama hiçbir zaman sıfatına uygun bir muamele göremedi. Eğer görseydi bugun sokaktaki adama "Mogan" dediğinizde aklına kıyısındaki restoranlar değil, arasında nesli tehlike altındaki türlerin de bulunduğu kuşlar aklına gelirdi.)

Mogan üzerinde ve çevresinde yaşayan canlılarla kendi halinde bir göl iken yanından geçen Konya yolu onu birden bir yerleşim bölgesinin ortasında bırakmış.  Üzerinde yaşayan canlıların çeşitliliği ve zenginliği farkedilip Özel Çevre Koruma Alanı ilan edilmesi de onu kurtaramamış. Gelişen Gölbaşı yavaş yavaş tarımsal atıklarını (en başta kimyevi gübre), sanayi atıklarını, kanalizasyonunu gölle paylaşmaya başlamış. Çevresindeki alanlar tarlaya dönüşmüş, gölü besleyen akarsular, yer altı suları barajlarla, yollarla kesilmiş. Göl mücadeleyi elden bırakmamış, akan gübreyi süzen sazlar özellikle güney bölümünde filtre görevi görmüş, ancak çok da dayanamamış, göle sızan yüksek besin değeri taşıyan gübreler göl dibindeki bitkileri azdırmış bitkiler büyüyerek yüzeye çıkmışlar. Suların kesilmesi yüzünden gölde sirkülasyon durmuş, hava pompası çalışmayan akvaryuma dönen gölde balık ölümlerine rastlanır olmuş, suların çekilmesi bazı bölümlerin bataklık haline gelmesine neden olmuş, sinekler için gün doğmuş. Piknikçilerin arkalarında biraktıkları çöpler, artıklar çevresinin görünümünü iyiden iyiye bozmuş, ve kirletmiş.

İşte bu aşamadan sonra insanın "sorunlu bilgisayar"a yaptığını Mogan'a da yapmaya çalıştığını görüyoruz. Geçtiğimiz Haziran ayında Ankara Büyükşehir Belediyesi Mogan Gölünde bir "saz söküm" çalışması başlattı. Saz sökümü, Mogan'a yapılacak olan park için öngörülmüştü ve şu şekilde yapılıyordu: Önce kocaman kepçeler sazların arasına dalıyor, sazları söküyordu ve arkasından daha da kocaman bir kepçe dibin çamurunu kazıyarak bir daha saz çıkmasını imkansız hale geliyordu. Bu "formatlama" işlemi sırasında gözden kaçan ya da göz ardı edilen konu, mevsim itibarıyla sazların arasında yüzlerce kuş yuvasının var olduğu ve kuşların bahar gelince üremeye başladıkları için yuvalarda ya yumurta ya da yeni çıkmış yavrular olduğuydu. O günlerde konuştuğumuz greyder operatörlerinden birisi "Söküm yapmadan önce kepçeyle sazlara biraz vuruyoruz, kuşlar uçuyor, ama uçamayanlara yapacak bir şeyimiz yok" diyordu. Tüm tepki ve engelleme çabalarına rağmen Gölün batı tarafındaki sazlar kuşların üreme dönemi olmasına rağmen söküldü ve kıyı taşlarla doldurularak Mogan parkının yürüyüş yolu haline getirildi. Park 2005 yazında tamamlanarak görkemli bir törenle açıldı.


Arkada: Gölün dibini temizleyen devasa kepçe sazların arasına dalıp sazlarla beraber dip çamurunu da çıkarıyor.
Önde: Şimdiye kadar bir tehlike olduğunda sazların arasına kaçan sakarmeke'ler sazların içindeki bu canavara karşı ne yapacaklarını şaşırmış sazların kıyısında bekleşiyorlar.

Ancak Mogan'ın başına gelenler bununla kalmadı. 2005 baharında bu sefer kuzey tarafında saz söküm çalışmaları yine başladı. Çocukluktan hepimizin bildiği gibi, bahar gelince kuşlar sıcak memleketlere göç ederler. İşte kuzeydeki kuşlar da tam bu zamanda bizim memleketimize göç edip Mogan'ın güvenli sazlarında yuvalarını yapmışlardı. Ancak sazlara dalan kepçeler sonucu yuvaları başlarına yıkıldı. Yapılan suç duyuruları (çünkü yapılan işlem hem sulak alanlar yönetmeliğine, hem de T.C. Devletinin bu alanların koruması için imza koyduğu uluslararası anlaşmalara aykırıydı) sonucunda büyük bölümü temizlenen sazlık alanlarda çalışmalar Ağustos ayına kadar durduruldu. Çalışmaların durduğu gün Mogan'a gidenler sazlıkların en son temizlendiği yerde hemen sınırda sazlığın içinde ördek yuvaları ve içindeki yavruları gördüler ve temizlenen bölümde göremedikleri ve bir daha da göremeyecekleri yuva ve yavruları düşündüler. Ağustos ayında başlayan çalışma Ekim ayının ilk günlerinde tamamlandı ve kuzey bölümündeki kıyı şeridindeki sazlıklar söküldü ve dibi temizlendi.

Mogan için sivil toplum örgütleri de toplumsal bilinci artırmak için etkinlikler yapmaya çalıştılar. Mogan ile olayların başından beri ilgilenen Doğa Derneği, Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği AFSAD ile Mogan'la ilgili bir çalışma grubu kurdu. Şu anda çalışmalarına devam eden grup yakında bir sergi ile Ankaralıların karşısına çıkacak. Ancak şimdiye kadarki yapılanlar ve tepkiler göz önüne alındığında Ankaralıların şehre 20dk mesafedeki bu cenneti korumak için bir tepkilerinin olacağını söylemek güç.

Günümüze geldiğimizde "Formatlama" işlemi devam ediyor. 2006'da gölün dibindeki çamurun da tamamen vakum yoluyla emilip temizleneceği söyleniyor. Eğer doğruysa zaten bu işlemden sonra formatlama işlemi tamamlanmış olacak. Besin zincirinin kopması sonucu göl çevresindeki ve içindeki yaşam büyük bir darbe yiyecek ve asla eskisi gibi olmayacak. Mogan göçmen kuşlar için cazibesini kaybedecek. İç anadoluda bu şartlara sahip başka konaklama alanı bulamayacak olan kuşlar için göç her zamankinden daha zor olacak.

Ama Mogan şehir stresinden kurtulmak isteyenler ve piknikçiler için çok cazip bir havuz haline gelecek. Parkın yürüyüş yolunda yürüyenler o yolun altında kalmış, belki de gölün esas sahipleri olan kuşları aklına bile getirmeyecek.

Tüm Ankara'lılara hayırlı olsun.

C:/>format Mogan: /u
Tüm veriler silinecek! Kabul ediyor musunuz? (E/H) E
Formatlanıyor...
Format başarılı...
C:/>


Gürsel Gökçe

M.Ergün Turan
 

Özgür Yıldırım

Özlem Karacasu

Senem Yıldırım

Üstün Bol



Ziyaretçi Sayısı:1001102
 
   
 
   
 

Barındırma: AdaNET

 

Copyright and "Fair Use" Information

Dergimiz ticari bir kuruluş olmayıp amatör bir yayındır. Fotoğrafçıları ve dünyada yapılan fotoğraf çalışmalarını tanıtmak amacıyla bilgi ve haber yayınları yapmaktadır.
Bir kolektif anlayışıyla çalıştığı için makalelerde yer alan fotoğraflar ve alıntıların sorumluluğu makalenin yazarına, fotoğrafçısına aittir.
Dergide yer alan içeriklerden ve ihlallerden derginin herhangi bir sorumluluğu yoktur.

Fotoğrafya'da yayınlanan yazıların, fotoğrafların ve kısa filmlerin sorumluluğu
yazarlarına/fotoğrafçılarına/sanatçılarına/film yönetmenlerine aittir.

Dergimiz fotoğrafla ilgili gelişmeleri duyurmak amacıyla çalışmaktadır. Ek olarak, ülkemizde yeterince tanınmayan yabancı fotoğrafçılar ve fotoğraflarıyla ilgili bilgi de aktarmaktadır. Makalelerde yer alan fotoğraflar HABER amaçlı kullanılmaktadır.

AdaNET Ana Sayfa X-Hall Instagram