SERGİLER VE YORUMLAR
Fotografya / Temmuz,2008
Sergi Adı : Okay Temiz-TONLAR
Sanatçı : Nevzat Yıldıran
Yer : Fotografevi, İstanbul
Sergi, İstanbul Fotografevi’nde 14 Haziran – 4 Temmuz 2008 tarihleri arasında açıldı. İfsak üyesi ve 1992-95 yıllarında derneğin yönetim kurulu başkanlığını da yapan Nevzat Yıldıran’ın ilk kişisel sergisi. Çeşitli boyutlarda 35 adet siyah beyaz fotoğraftan oluşuyor. Yıldıran, serginin amacının “Okay Temiz’in müzik adamı kişiliğine, yapıtlarının siyah-beyaz tonları ile eşlik etmesini ve izleyicilerin bu müzik yaşamına tanık olmalarını sağlamak” olarak belirtiyor. Nevzat Yıldıran, fotoğraf sanatına bakışını: “fotoğraf, bir sanatçının gördüğünü ve bize gösterdiğini sunar, bu gösterileni iç dünyasına göre yorumlamak ve gösterilenden haz almak fotoğraf severe kalmıştır” biçiminde özetliyor.
Sergide yer alan fotoğraflar, Okay Temiz’in yaşamını genel bir bakış açısıyla anlatmaya çalışmış: Özel yaşamı ve sanat yaşamı içiçe yer almış karelerde. Ama daha çok sanat yaşamı, müzik yaşamı ve konserlerinden çeşitli karelere yer verilmiş. Özel yaşamı ile müzik yaşamını yansıtan kareler arasındaki yumuşak konu geçişleri hiç rahatsızlık vermiyor ve kareler arasındaki bağıntı asla kopmuyor. Güzel ve doğru bir sıralama, sergiyi ve sergideki yapıtları daha anlamlı kılabiliyor.
Sergide yer alan yapıtlar içinde Okay Temiz’in özel yaşamını anlatan kareler, atölye çalışmaları ve konserlerden örneklerle müzik yaşamını anlatan kareler ve bunların dışında kullanılan enstrümanların çeşitliliğini, sıradışılığını ve gizemini vurgulayan kareler ve belki de en önemlisi, enstrümanların harmanlanmış yerleştirilmesiyle oluşturulan çoklu kareler “Tonlar”ın hakim olduğu bir zaman dilimini mükemmel bir şekilde yaşatıyor izleyiciye. Harmanlanmış enstrümanların oluşturduğu kareler: belirsiz, vurgusuz gruplamalar ile verilmiş. Ama serginin konusuyla harika örtüşmüş. Bu karelerde Okay Temiz’in kendisi yok ama, yoğun enstrüman içerikleriyle sanki karelerin fonlarında ustayı görüyor ve tınılarını derinden duyuyor, yaşıyorsunuz adeta.
Karelerde diyagonal kompozisyon yerleştirmeleri, sol alttan sağ üste akan görüntü sürükleyiciliği, gri tonlardaki yumuşak geçişler ile zenginleştirilmiş detaylar, tam-kare (full-frame) özellikleriyle de birleşince harika kareler oluşturulmuş. Çalışmalarda beyaz ağırlıklı karelere pek yer verilmemiş, ama siyahın hakim olduğu kareler çokça var. Genellikle de, orta format gri tonlamalar tercih edilmiş ve bu gri tonlar arasında hep yumuşak geçişlere yer verilmiş.
Tam-kare (full-frame) portrelerde detay yerleştirmeler ve bol grenli lekeler yapıtlara zenginlik kazandırmış. Bazı karelerdeki flu, yakın plandan uzağa netlenmiş kompozisyon çalışmaları konuyu vurgulamada başarılı. Doğal ışık kullanılmasına rağmen, hareketli karelerdeki netlik düzeyinde normalin üzerinde sonuçlar alınması çok başarılı. Deneysel izlenim veren portre çalışmalarında, gri tonlamalar ile tınılardaki hareketlilik, portrenin hareketleri ile zenginleştirilmeye çalışılmış ve kurgusal bir perspektif verilmiş.
Bazı karelerdeki içerik-detay yoğunluğu ile fraktal çağrışımlı dağınık yerleştirilmiş kompozisyonlar, genel konu çerçevesinde yer aldığından, ilk bakışta görsel olarak yorucu gibi gelse de, serginin oluşturulma-çalışma konusu dikkate alındığında, daha bir anlamlı olduğu saptanıyor. Ancak kimi diyagonal kompozisyonlarda çarpraz konu derinliği verilirken, görsel estetik algılamalara sınırlı ölçüde de olsa rahatsızlık verebiliyor.
Karelerde mikrofonun bulunması, görülmesi, sergi konusuyla örtüştüğünden aslında nesne olarak rahatsız edici değil. Ama bazı karelerde, mikrofonun tüm kareye egemen gibi algılanan keskin (pin-sharp) netliği, kompozisyonun merkezinde ve kontrast ön plan olarak verilmiş gibi algılanması; sanki karanlık odaya bir yerden ışık sızması gibi, ya da doğal enstrümanların doğal sesleriyle verilen bir konserde, aniden duyulan bir elektro gitar sesi gibi soğuk bir duygu veriyor insana! Çünkü mikrofonun doğallıktan uzaklaştıran özelliği ile Okay Usta’nın tümüyle doğal sesleri sanki bir karmaşa hissi veriyor insana.
Ve, duvardan yansıyan ışıkla çekilmiş kare...
İnanılmaz bir yumuşak ışık ile tam-kare (full-frame) hissi veren bir kare: böylesi sınırlı bir ışıkla, kompozisyonun her noktasından leke alabilmek, gri tonlamaların siyaha yakın atmosferinde tadına doyulmaz bir lezzet veriyor insana. İçine girdiğiniz o loş ışıklı karede, taş duvarın önünden, ustanın yanından hiç ayrılmak istemiyorsunuz...
Eline, gözüne, gönlüne sağlık Nevzat Yıldıran...
Okay Temiz ustaya nice güzel yıllar...
Mahmut Özturan
23.Haziran.2008
İstanbul