|
|
|
KİTSCH VE FOTOĞRAF
Fotoğraf temelde nesnel optik bir gerçekçilik taşır. Bu nedenle fotoğrafa anlam yüklemek fotoğrafın en hassas yeridir ve fotoğrafta bir tarz oluşturmak tüm sanatlara göre daha belalı bir iştir.
Temel anlamıyla “kitsch” bayağı ve kaba demek. Sanat ürünlerinin endüstri üzerinden çoğalmasıyla ortaya çıkan bir kavram. Sanat akımı değil, daha çok bir beğeni kategorisidir. Ancak avangart sanatta da zaman zaman rastlanan, yirminci asır çerçevesinde düşünülecek bir yapıdır “kitsch”. Ülkemizde ise çok sıklıkla ve yoğunlukla örneklenen yapısal bir durumdur. Bir diğer anlamıyla kültürel bir yozlaşmadır.
Fotoğraf bağlamında “kitsch” yapısı dilden çok biçimsel olarak gözlenebilen, aktardığı konuya bağımlı bir durumdur. Rahmetli Sami Güner’in deyimiyle, sümüklü ve ağlayan çocuk fotoğrafları gibi.
Ben ve değerli fotoğrafçı arkadaşlarımın 19 yıl evvel oluşturduğumuz, her ayın ikinci salısında bir araya gelen muhabbet grubu var. Adına “Salı Grubu” diyoruz, fotoğrafımızın en uzun ömürlü grubu. Zaman zaman da fotoğraf etkinlikleri yapan bir grup. Geçmiş zaman içinde etüt sergileri, toplantılar gibi bir kısım sanatsal etkinlikler esnasında bir sergi konusu olarak “Kitschland – Türkiye”yi önermiştim. Fakat grup bunun üstesinden gelememişti. Proje öyle kaldı. Anlaşılan dertli bir yaklaşımdı.
Ancak, “kitsch” yapılanmalarının Türkiye kadar bol olduğu bir yer herhalde yeryüzünde çok azdır. Örneğin İtalya’da bu anlayışta, tarzda üretilmiş özel ürünler satan dükkanlar, mağazalar bile vardır. Tüylü telefonlar, garip kıyafetler, garip heykeller, maskeler vesaire.
Ülkemizde ise adım başı bir “kitsch” bolluğuna rastlamak her zaman mümkündür. Plastik çiçekler, cami çevresinde satılan esans kutuları, alçı ferforje atölyelerini süsleyen yaldızlı heykeller, güya turistler için üretilen hatıra eşyaları hemen öncelikle aklımıza gelen “kitsch” ürünleridir.
Tabii bunların en ünlüsü uzun süre şehirlerarası otobüslerin arka camlarını süsleyen ağlayan, masum çocuk afişidir. Ancak daha önceki dönemde pek çok mağazada olan "müflis tüccar ile tutumlu tüccarın" resmedildiği afiş de hatıralarımızda taptaze duruyor.
Şimdi işin fotoğrafçasına gelirsek; Belirtmiştim fotoğrafçadan, fotoğraf dilinden çok, fotoğrafın eğildiği konularda yoğun olarak “kitsch”e rastlarız. Bence fotoğrafın “kitsch” bağlamı da buradadır. Fotoğraf sahnesinde eğer yapısal olarak “kitsch” varsa onun fotoğrafı da bir anlamda “kitsch”dir.
Esasen benim fotoğraf sanatının başladığı yer olarak gördüğüm durum, fotoğrafın ele aldığı konudan uzaklaşmasıdır. Eğer fotoğrafı bir konu taşıyor ise orada “kitsch”in oluşması çok mümkündür. Kızıl kızıl güneşlerin battığı fotoğraflar, yine ağlayan bakımsız çocuklar “kitsch”leşmiş fotoğraf göstergeleridir.
Eğer fotoğraf dünyamıza ayrık bir bakış ile yaklaşırsak, kalkındığımız konu bizi kolayca “kitsch”e taşıyabilir. Bolca etrafımızı dolduran plastik Atatürk heykelleri veya dini ortam için hazırlanan hediyelik eşyalar, neredeyse her türlü plastik eşya, bolca plastik çiçek bizi kolaylıkla bir “kitsch” dünyasının içine sokar.
Bir dönemin amatör fotoğraf dünyasında yaygın olarak işlenen düğün dernek fotoğrafları, sünnetler, okul törenleri temelde “kitsch”in kapılarını zorlamıştır.
En basiti yaygın bir şaka olarak çekilen toplu grup fotoğraflarında ön plandakilere arkadan takılan, elle yapılan boynuz kulak motifi “kitsch” fotoğrafın vazgeçilmez örnekleridir.
Temelde “kitsch” nedir, ne değildir:
İyi fotoğraf sizi yaşama bağlar, “kitsch”in ise böyle bir derdi yoktur.
“Kitsch” güzelliğin nerde olduğunu aramaz.
“Kitsch” hakikat hissi vermez.
“Kitsch” dünyayı görüp bize göstermez. Çünkü “kitsch” bir yabancılaşma etkisidir.
Değerli fotoğraf çevresi, siz siz olun “kitsch”ten uzak durun.
|
|
|
Ziyaretçi Sayısı:1000686
|
|
|
Copyright and "Fair Use" Information
Dergimiz ticari bir kuruluş olmayıp amatör bir yayındır. Fotoğrafçıları ve dünyada yapılan fotoğraf çalışmalarını tanıtmak amacıyla bilgi ve haber yayınları yapmaktadır.
Bir kolektif anlayışıyla çalıştığı için makalelerde yer alan fotoğraflar ve alıntıların sorumluluğu makalenin yazarına, fotoğrafçısına aittir.
Dergide yer alan içeriklerden ve ihlallerden derginin herhangi bir sorumluluğu yoktur.
Fotoğrafya'da yayınlanan yazıların, fotoğrafların ve kısa filmlerin sorumluluğu
yazarlarına/fotoğrafçılarına/sanatçılarına/film yönetmenlerine aittir. Dergimiz fotoğrafla ilgili gelişmeleri duyurmak amacıyla çalışmaktadır. Ek olarak, ülkemizde yeterince tanınmayan yabancı fotoğrafçılar ve fotoğraflarıyla ilgili bilgi de aktarmaktadır. Makalelerde yer alan fotoğraflar HABER amaçlı kullanılmaktadır. |