|
|
|
AYNASIZ DİJİTALLER SEYAHAT FOTOĞRAFÇILARININ YÜKÜNÜ HAFİFLETİYOR
Fotoğrafçılığın en güzel alanlarından biri elbette "Seyahat Fotoğrafçılığı"dır. Gezmek ile fotoğraf çekmek çoğu kişi için ayrılmaz bir ikilidir. Ya gezilere fotoğraf çekmek için çıkarlar ya da çıkmış oldukları gezilerde mutlaka fotoğraf çekmeyi ilk sıraya oturturlar.
Ben de gezgin fotoğrafçılardan sayılırım. Çok seyahat ettim ve gezdiğim bu yerleri büyük bir tutku ile fotoğraflamaya çalıştım. Yirmi yıldan beridir geziyorum ve fotoğraf çekiyorum. Ülkemizde gezip fotoğrafını çekmediğim ancak bir iki şehir kalmıştır. Avrupa ülkelerinin hemen tümünü gezip dolaştım. Afrika'dan Amerika'ya birçok ülke ve şehir gezdim. Asya'da ise sadece Suriye'nin şu an ateşler altındaki "Doğunun Kraliçesi: Halep'i” gezip fotoğrafladım.
Bazı insanların yanına fotoğraf makinesi almadan seyahate çıkmalarına hiç bir anlam verememişimdir. Fotoğraf çekmeden gezmek görsel anıları oraya bırakıp dönmektir. Çekerek gezmek ise anıları toplayıp getirmek ve hatta onları geleceğe taşımaktır.
Fotoğraf çekmek, gezip gördüğümüz güzellikleri başkalarıyla paylaşma kültürüdür. Gördüklerimizi bizim gözümüzden başkalarına göstermektir.
Her seyahate çıktığımda yanıma alacağım ekipmanların yarattığı stresle boğuşurum. Hatta bu stres bazen fotoğraf çekme heyecanımı törpüler.
Tek amacı fotoğraf çekmek olan geziler neyse de, iş seyahatleri ile fotoğrafı birleştirdiğiniz gezilerde ekipman yükü günler öncesinden kafamı ciddi şekilde meşgul edip durur.
En sinir olduğum şey, takım elbiseli ve kravatlı halimle fotoğraf makinesi çantası taşıyıp fotoğraf çekmektir. Bu durumlarda seyahate çıkarken şu sorular günler öncesinden kafamın içinde dolaşıp durur. "Acaba büyük çantamı ve tripotumu alsam mı? Objektiflerimi azaltıp küçük çantayı mı taşısam? Tele objektifim çok ağır onu götürmesem de olur. Ama o zaman dar açı gerektiren önemli bir fotoğrafı kaçırır mıyım? Geniş açımı bırakayım çantamda yer açılsın... Yok yok, bu kez iç mekânlarda fotoğraf çekmekte zorlanırım..."
Aynı stresi New York seyahatimde de yaşadım. Sonunda baktım olmayacak, bazı objektiflerimi bırakarak ve gözüm de arkada kalarak küçük bir çantayla bu yolculuğa çıktım.
New York'a kadar gelmişken kendime buradan seyahatlerde taşıyabileceğim küçük ama fonksiyonlu bir makine alma telaşına düştüm. Girdiğim mağazada o günlerde yeni çıkmakta olan "Aynasız bir dijital makine (Mirrorless Camera) önerdiler. Böylece iş seyahatlerimde, takım elbise ve kravatla da taşıyıp çekim yapabileceğim bir makinem olmuştu.
New York
Ağır ve hantal makinelerle, ağır ve büyük çantaları taşımak artık günümüzün gelişen teknolojisiyle uyum sorunları yaşıyor. Tüm teknik cihazların (Televizyonlar, telefonlar, video ve sinema kameraları) zaman içinde incelip, küçülüp çok fonksiyonlu hale dönüşmesinin rüzgârı fotoğraf teknolojisini de etkilemeden duramazdı.
Makinelerin içinde 45 derecelik eğimle bulunan aynaların tarihi oldukça eskidir. Henüz fotoğraf makinesinin icat edilmediği yıllarda ressam ve mimarların kullandığı camera obscura (karanlık kutu) adı verilen cihazlar fotoğraf makinelerimizin aynalı atalarıydı. Bu aynalar, yıllar boyunca camera obscuralardan sonra icat edilen fotoğraf makinelerimizin içine girdi ve bir daha da çıkmadı.
Camera Obscura
Dijital teknolojinin hızla gelişmesi film ve diğer birçok şeyden sonra işte bu ayna sisteminin de yavaş yavaş sonunu hazırladı. Artık böyle bir aparata gerek yoktu. Görüntüler en keskin ve fotoğrafa yansıyacak biçimiyle likit kristal ekranlarda görülüyordu. Hem elektronik vizörden görüntüyü kaliteli şekilde görmek de artık zor değildi.
Aynasız Dijitaller. Küçük ama marifetli Böylece düşüp kalktığı için bir hayli yer kaplayan ayna ve bunun devamındaki prizma çıkınca makinelerimiz de doğal olarak küçüldü. Çünkü bir algılayıcı (sensör) ve sihirli yazılımlarla donatılmış bir işlemci her şeye yetip artmaya başladı.
Ayna aradan çıkınca sensör ile objektifin arasındaki mesafe iyice yakınlaştı. Bu da ışığın sensör üzerine kayıpsız olarak düşmesini sağlayarak fotoğrafın renk doygunluğu ve keskinliğini artırdı.
Başlangıçta sensörleri compakt dijital sensörlerinden oldukça büyüktü. Ama 1,5 çarpanlı DSLR makinelere göre 2 çarpanlarıyla biraz küçük kalıyorlardı. Bu alandaki yarış ve rekabet çok hızlı gelişince aynasız dijitallerin 1,5 çarpanlı ve full frame olanları piyasada arzı endam etmeye başladı.
Hem küçük, taşınması kolay, hem değiştirilebilir objektifleri olan -ki objektif gamları da çok genişledi- ve hem de full frame bir makine. Bir gezgin daha ne ister ki?
Aynasız dijitaller gerek optik yapıları, gerek diğer özellikleri ile dijital fotoğrafçılığın yeni devrimi oldular. Artık fotoğrafçılar hâlâ DSLR makinelerinin kutsallığına toz kondurmasalar bile çaktırmadan birer aynasız dijital edinmenin telaşına düştüklerini de gözlemleyebiliyorum.
Aynasız dijitallerin diğer fotoğrafçılık alanlarını ne ölçüde etkileyeceğini zaman gösterecek ama seyahat fotoğrafçılığına büyük bir soluk aldıracağı kesin.
Üstelik hemen hemen aynı kalitede fotoğraf çekip, bazı uygulamalarla bu seviyenin üzerine bile çıkabilecekler.
Ağırlık aynasızlarda tüm ekipmanlar dahil 1 kg'mı geçmiyor. Aynı performanstaki bir DSLR makine seti ise 3,5 kg'ın üzerinde. Çanta olarak düşündüğümüzde de ortalama 5-6 kg. olan DSLR çantalarına karşılık, aynasızların çantası en fazla 1,5- 2 kg'ı buluyor.
Sonuç: Aynasız dijitallerin fotoğraf dünyasına kattığı ve bundan sonra katacağı yenilikler en çok seyahat fotoğrafçılarını mutlu edecektir.
Sony Alfa7s Full Frame, üstelik İSO üst sınırı 409.800. Gezgin bir fotoğrafçı başka ne ister?
|
|
|
Ziyaretçi Sayısı:1000566
|
|
|
Copyright and "Fair Use" Information
Dergimiz ticari bir kuruluş olmayıp amatör bir yayındır. Fotoğrafçıları ve dünyada yapılan fotoğraf çalışmalarını tanıtmak amacıyla bilgi ve haber yayınları yapmaktadır.
Bir kolektif anlayışıyla çalıştığı için makalelerde yer alan fotoğraflar ve alıntıların sorumluluğu makalenin yazarına, fotoğrafçısına aittir.
Dergide yer alan içeriklerden ve ihlallerden derginin herhangi bir sorumluluğu yoktur.
Fotoğrafya'da yayınlanan yazıların, fotoğrafların ve kısa filmlerin sorumluluğu
yazarlarına/fotoğrafçılarına/sanatçılarına/film yönetmenlerine aittir. Dergimiz fotoğrafla ilgili gelişmeleri duyurmak amacıyla çalışmaktadır. Ek olarak, ülkemizde yeterince tanınmayan yabancı fotoğrafçılar ve fotoğraflarıyla ilgili bilgi de aktarmaktadır. Makalelerde yer alan fotoğraflar HABER amaçlı kullanılmaktadır. |