FOTOGRAFYA

Tülin Şahin Safi

Her gün milyonlarca fotoğrafın çekilip, paylaşıldığı ve tüketildiği bir “cangıl” mobil fotoğraf dünyası. Hayatımızdaki estetik, duygusal ifade biçimlerinden biri olarak kendi yerini almış bulunuyor mobil sanat…Herkese eşit, kendine ait ve sözünü dile getirebileceği bir alan yaratıyor olması, deneyselliğe açıklığı ve yaratıcıkta sınırsız imkanlar tanıması ise etkileyici tarafı. Günümüzde herkes fotoğrafçı olabiliyor böylece.

Cep telefonu fotoğrafları tüketim ruhunun yansıması koca makine ve lenslerin, etkili bir fotoğraf üretmek için çok da gerekli olmadıklarının bir kanıtı adeta. En nihayetinde fotoğraf zihinde üretildiğine göre araç çok da önemli olmamalı. Cep telefonlarının bu anlamda bir kısıtlayıcılığı yok. Aksine telefona erişimin hızlı ve pratik oluşu anları ve ifadeleri yakalamak konusunda büyük kolaylık sağlarken, fotoğrafla olan bire bir etkileşim tetikleniyor. Fotoğraf düşüncesi her an beslenip canlı kalırken, bu sayede göz ve zihin sürekli çalışıyor . Seçilen uygulamalar, filtreler, renkler ve hatta renksizlik ile pek çok şey anlatılabiliyor.

Mobil fotoğrafçılık, yaşantılarımızın sergilendiği, mesafeleri ortadan kaldıran, içeriden ve içten fotoğrafların yer aldığı bir dünya. Akla gelebilecek her türlü deneyimin paylaşıma açık olduğu, başkalarının dünyalarına açtığımız penceremiz. Kişisel hikayelerimizi yarattığımız bir çeşit görsel günlük olarak da adlandırılabilir.

Anlık olması ve teknik olarak kısıtlı oluşu ile dijital fotoğrafın mükemmelliyetçi yapısından uzaklığı ve uygulamaların sunduğu yaratıcı seçeneklerle mobil fotoğraf kendi estetiğini oluşturuyor.

Mobil fotoğrafçılığın kendi paylaşım alanı dışında mecralara taşınması ve yerini bulması önemli. Sergiler, festivaller, basılan kitaplar, kaliteli baskılar sayesinde cep telefonu fotoğrafı basılan ve tamamlanabilen bir fotoğrafa dönüşebiliyor. Bu alanların çoğalmasının mobil fotoğrafın kendini var etmesi açısında gerekli olduğunu düşünüyorum.