Editör

Koray Olşen

Yayın Kurulu

Atila Köksal
Aysel Altun
Ayşe Saray
Berrin Cerrahoğlu
Dora Günel
Mehmet N.Savcı
Meltem Çolak
Necla Can Güler
Nilüfer Zengin
Koray Özbaysal






Fotografya Yayın Kurulu
adına İmtiyaz Sahibi
Ş. Uğur Okçu


E-Mail Fotografya
fotografya@ada.net.tr

Yayınlanmasını İstediğiniz
Fotoğraf Haberleri İçin

fotografya@fotografya.gen.tr

ADANET Fotoğraf Editörü

Ş. Uğur OKÇU
 
ara


Nilay İşlek
CAMERA OBSCURA’DAN CEP TELEFONUNA

İnsanoğlu var oluşundan bu yana görsel anlamda arkasında hep bir kanıt bırakmıştır. Taş devri boyunca hayvan ve insan figürleri mağaralara resmedilmiştir. Görselliğin kanıt olmasının ilk adımı duvarlara resmedilen el figürlerinde karşılık bulmaktadır. Sanat tarihinin ilk örnekleri olarak görülen ve 1860’lı yıllarda fark edilen mağara resimleri, insanlığın varoluşundan itibaren kültürel anlayışa sahip olduğunu göstermiştir. Kültürel değişim ve gelişim üretim biçimlerini değiştirmekle kalmayıp tüketim biçimini de etkilemiştir. Mağara resimlerinden, günümüze çeşitli biçimlerde oluşturulan görüntülere gelesiye insan görüntünün gerçeğe benzemesi için çabalamıştır. Sanatsal üretim alanı da tüm bu gelişmelerden payına düşeni almıştır.
 
1

Görüntü üretimindeki bu değişim özellikle teknolojinin gelişimiyle beraber hızlanmış analog dönemden dijital döneme geçişin yanı sıra dijital dönem de kendi içinde yüz değiştirmiştir. 1990’lı yıllarda hızlanan bu dijital süreç fotoğraf üretimi anlamında kullanıcıya kolaylıklar sağlamakla beraber, bazı kavramların içinin boşaltılmasına yol açmıştır. Dijital dönem ile özellikle fotoğraf (sanatı) birçok kişinin hayatına girmiş, fotoğraf endüstrisinin hızla gelişimini sağlamıştır.  Öncelikle fotoğraf makineleri değişimin parçası olmuştur. İlk dönem, dijital makinelerde genel fiziki yapı korunmuş, sadece film yerini sensöre bırakmıştır, fakat teknolojinin hızlı gelişimi ile bu değişim zamanla makinelerin fiziksel yapısına da yansımıştır. Bilgisayar teknolojisi ile dijital fotoğraf birlikteliği günümüzde işlevini büyütmüş, üretim araçlarını ise küçültmüştür. Makine yapıları küçülmüş bu sayede fotoğraf birçok kişiye ulaşarak her eve girmeye başlamıştır.  Yaşamımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelen fotoğraf, sanatçının tekelinden çıkıp, artık kitleler tarafından anı saklamanın bir parçası olarak kullanılmaya başlanmıştır.

1997 yılında ise telefon, kamera ve laptopunu kullanarak kameralı telefonu hayatımıza sokan Philippe Kahn adlı yazılımcı vasıtasıyla bilgisayar teknolojisi ile dijital fotoğraf bir araya gelmiş ve mobil fotoğraf kavramı hayatımıza girmiştir. İşte bu noktada fotoğrafın doğası da değişmeye başlamıştır. Online yaşadığımız çağımızda mobil kavramı sayesinde fotoğraf özellikle sosyal ağlara çok kolay entegre olmuştur. Bu yeni düzen, konvansiyonel ve son dönem dijital fotoğrafı pek çok anlamda köklü bir değişime uğratmıştır.

Genel olarak baktığımızda fotoğraf üretim araçlarında bir kıyaslama yapacak olursak klasik sisteme kıyasla, mobil fotoğraf teknolojisi (akıllı telefon) küçük yapıları, büyük boyutta fotoğraf üretimine olanak vermeleri ve teknolojik yeterlilikleri ile şu an birçok kişi tarafından kullanılıyor olsa da fotoğraf üretiminde sanat ve fotoğraf kültürü olarak hâlâ yetersizliklere sahip olarak görülmektedir. Bunda en büyük etken olarak da akıllı bir telefona sahip olan her bireyin, kontrolsüz fotoğraf üretimi ve paylaşımını sebep olarak gösterebiliriz.

Fotoğrafın estetik ve kültürel tarafının henüz olgunlaşmadığı bu aşamada mobil fotoğrafçılık üretimden çok tüketimin bir göstergesi haline gelmiştir. Birbirinin içine geçmiş birçok kavramın olduğu bu dönemde insanlar, fotoğrafa yeni dinamikler ekleyerek üretim yapmaktadırlar. Bu dönemin dinamiklerini, insanların yenidünya düzenini açıklamak için giriştikleri arayış, sanatın edindiği eleştirel tavır, yeni anlamlar yaratma çabası ve bunu gerçekleştirmek için yeni ifade biçimleri peşinde koşmaları oluşturmuştur.*

Mobil fotoğrafçılık, postmodern üretim tarzının merkezinde yer alarak fotoğrafın kitlesel iletişim nesnesi olarak öne çıkmasında etken rol oynamaktadır. Bunun yanında fotoğrafın sanat içindeki yerini de değiştirmektedir.

 “Artık günümüzde fotoğraf çekebilmek için profesyonel fotoğraf makinelerine muhtaç değilsiniz.” Sloganları değişen üretim biçimlerinin göstergesidir.  Cep fotoğrafçılığı da denilen mobil fotoğrafçılıkla sınırlar aşılmaktadır. Dijital sistemde yüz değiştiren fotoğraf, mobil uygulamalarla kökten değişime gitmiştir. Bu değişimle beraber fotoğrafta kullanılan tekniği fotoğrafçının kişisel tercihleri belirler. Fotoğraf artık filtresiz sunulmaz haldedir. Manipülasyon yapmak ayrı bir ifade biçimi olarak karşımıza çıkar, çünkü ne kadar yaratıcı olunursa o kadar dikkat çekecektir. Tüm bu müdahalenin ötesinde mobil teknik yeniden düzenlemeye sonsuz bir şekilde izin vermeye başlamıştır. Burada artık söz konusu olan konu estetize etmek değil kişisel değerlerle ve dışardan etkileşimlerle (internet siteleri, sosyal paylaşım ağları, fotoğraf paylaşım ağları vb.) görseli manipüle etme halini almıştır. Cep telefonu fotoğrafçılığı öyle bir pazar haline gelmiştir ki cep telefonu üreticileri üretimlerini cep fotoğrafçılığı üzerine yoğunlaştırmıştır. Her yeni teknik kendi estetiğini yaratırken yepyeni bir söylemle ortaya çıkarmış, bu nedenle de sanatsal değerlerimizde bir dönüşüm yaşanmıştır.

Bu noktada fotoğraf sonrası dönem söylemi olan mobil fotoğraf kavramını şekillendirirken görsel ve gerçeklik hakkındaki tüm düşünceleri de değiştirmemiz gerekir. Çünkü bu zamana kadar fotoğrafların gerçek dünyadaki olaylar hakkında mutlak güvenilirlikte haberler verdiğini düşünmüşüzdür. Fakat günümüzde mobil ve dijital teknoloji ile ortaya çıkan yaratımlar bu şekilde düşünmenin nasıl bir saflık olduğuna bizi ikna etmiştir. İmajların ortaya çıkışı ile bu kesinlik olgusu bir daha geriye dönülmeyecek şekilde kırılmıştır. Mobil teknolojide fotoğrafın çok üretilen ve paylaşılan bir halde olması nedeniyle bu olgunun üzerine çok düşünülmektedir. Artık görseller dünyası ile olan ilişkilerimizde daha tepkisel daha kuramsal ve daha bilgili bir haldeyiz bu yüzden de imajların nahif gerçekliğine kanmamalıyız.

Mobil fotoğraf üretiminde aplikasyonların artmasıyla dijital estetiğin manipülatif tavrıyla bu zamansız zaman olgusu farklı bir hal alır. Zaten biricikliğini kaybeden fotoğraf artık bu şekliyle daha çabuk üretilen sunulan ve tüketilen bir meta halini almıştır. Bu çabuk ulaşım ve tüketim fotoğrafı zaman bağlamından koparmada farklı araçlar kullanır hale getirmiştir.

Endüstri devrimi sonrası insan hem zamana hem de üretime şahit olmuştur. Prometheus’un, Hephahistos’un ocağından ateşi çalması insana yaratıcılığın verilişinin bir sembolüydü. Fotoğraf, replika üretme özelliğiyle bu sefer zamana ait sahip olma lüksünü de getirmişti insana. Roland Barthes’e göre biricikliğini bu nedenle yitirmiş olsa da zamana sahip olan insan dijitalle sentetikleştirdiği görüntüyle gerçekliği estetize etmenin ötesinde manipüle etme yeteneğini de kazanmıştır.

Walter Benjamin 20.yy başında tekniğin olanakları ile tekrar üretilebildiği çağda, sanat yapıtı makalesinde o zamanın büyük reprödüksiyon tekniği icadı fotoğraf makinesine atıfta bulunuyordu. Fakat mobil fotoğraf ile dönem olarak iletişim devrimi diyebileceğimiz dönemin içinde yeniden üretmenin ötesinde dijital estetikle herkesin kendince estetize ettiği bir “sanat” söz konusu.

Bu bağlamda dikkatimi çeken bir isim Olivia Muus  “Eğlenmek için bir fotoğraf çektim ve bunun tablodaki karakterin ifadesine bambaşka bir anlam katması çok hoşuma gitti.” diyerek çektiği fotoğraflar tüm durumu özetler halde.
    
2
   
İşte bu dönemde tüm üretimler bireysel sembolizle harmanlanmış replikalar halini alıyor. İndividüal manipülasyonun teknikle birlikte görselin içine girmesi de onu sentetik bir üretim materyali haline getiriyor. Tüm bu ifade ve anlam oluşturma çabası üzerinden fotoğrafın kimlik arayışı sürmeye devam edecek gibi görünüyor.

Sonuç olarak diyebiliriz ki mobil fotoğrafçılık tüketim toplumunun metalarından cep telefonunun ürünü olarak doğdu. Kolay üretim ve aşırı tüketimi nedeniyle mobil fotoğrafçılık ve dolayısıyla klasik fotoğrafçılık değer kaybetti. Bu sebeptendir ki günümüzde İnstagram, EyeEm, Filckr, Pinterest gibi fotoğraf paylaşım platformları hashtag dediğimiz anahtar kelime esprileriyle hızlıca çoğalmakta. Belki de bu nedenle mobil fotoğrafçılık, kültürel alanda yer edinebilmek için kendi kurallarını koymaya başladı diyebiliriz





*Nilay İŞLEK, “Görsel Kültür ve Toplumsal Bellek Bağlamında Sayısal Fotoğraf Estetiği”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül
  Üniversitesi, Güzel Sanatlar Enstitüsü, İzmir, 2009

*Michael Köhler,”Constructed Realities:The Art of Staged Photography”,Edition Stemmle, Zurich, 1995, S/18

**Tuna Uysal, “Modernizmden Postmodernizme Fotoğraf Sanatının Geçirdiği Dönüşüm.”2013

* Hasan Kasapoğlu, “Dijital Fotoğraf Devrimi ve Mobil Fotoğraf” 2014

* Güler Ertan, “Çağdaş Fotoğraf Sanatı” 1977



Ziyaretçi Sayısı:1000659
 
   
 
   
 

Barındırma: AdaNET

 

Copyright and "Fair Use" Information

Dergimiz ticari bir kuruluş olmayıp amatör bir yayındır. Fotoğrafçıları ve dünyada yapılan fotoğraf çalışmalarını tanıtmak amacıyla bilgi ve haber yayınları yapmaktadır.
Bir kolektif anlayışıyla çalıştığı için makalelerde yer alan fotoğraflar ve alıntıların sorumluluğu makalenin yazarına, fotoğrafçısına aittir.
Dergide yer alan içeriklerden ve ihlallerden derginin herhangi bir sorumluluğu yoktur.

Fotoğrafya'da yayınlanan yazıların, fotoğrafların ve kısa filmlerin sorumluluğu
yazarlarına/fotoğrafçılarına/sanatçılarına/film yönetmenlerine aittir.

Dergimiz fotoğrafla ilgili gelişmeleri duyurmak amacıyla çalışmaktadır. Ek olarak, ülkemizde yeterince tanınmayan yabancı fotoğrafçılar ve fotoğraflarıyla ilgili bilgi de aktarmaktadır. Makalelerde yer alan fotoğraflar HABER amaçlı kullanılmaktadır.

AdaNET Ana Sayfa X-Hall Instagram