|
|
|
CEBİMDEKİ GALERİFotoğrafın kendi estetik dilini ve ifade biçimini oluşturması bir hayli zor ve zahmetli bir süreç sonrasında olmuştur. Günümüzden yaklaşık 120 yıl öncesinin koşullarında saatler süren pozlama süresine rağmen, fotoğrafı hızlı ve çabuk üretilebilir bir sanat olarak kabul eden ve bunun resim sanatının ölümü olduğuna kanaat getiren dönemin entelektüelleri ve sanatçılarına rağmen, fotoğraf uzun yıllar boyunca bir sanat dalı olarak kabul görmemiştir. Bugünse, bu sorular kısmen devam ederken, kameralı bir cep telefonu ile herkes tarafından kolaylıkla çekilebilen ve çeşitli efektlerle işlenip bütün sosyal paylaşım ağlarına bir tıkla gönderilebilen bir dijital imajın, “fotoğrafın asıl olan sanatsal değerini azalttığı mı? yoksa onun gücüne güç mü kattığı?” cep telefonu fotoğrafçılığı tartışmalarının merkezinde duran en büyük sorular arasında yer almaktadır.“Cep telefonu fotoğrafçılığı” denildiğinde, ifadeye dair ilk izlenim her ne kadar olumsuz algılansa da günümüzün kendine ait teknik olanakları ve anlatım biçimlerine sahip görsel iletişim platformu çerçevesinden bakıldığında; aslında pozitif bir noktaya işaret edildiğinden bahsetmek mümkündür. Görsel iletişimin zirvede olduğu bir çağda yaşıyoruz. Görüntülü konuşmalar, sosyal ağlar aracılığıyla anlık paylaşılabilen görüntüler, çağdaş iletişimin büyük bir parçası haline gelmiştir. Sürekli devam eden teknolojik gelişmeler sayesinde her şey çok hızlı üretilip tüketilmektedir. Bu durum fotoğrafın iletişim bağlamındaki anlatım alanlarını da etkileyerek fotoğrafın hem kavramsal hem de bir biçimsel olarak güncel yaşamın sürekliliği içerisinde popülerleşmesine neden olmuştur. Bu sürece kayıtsız kalmak ve sürecin yarattığı görsel iletişim ortamından uzak durmak günümüzde pek mümkün görünmemektedir. Teknolojik gelişmeler sayesinde akıllı telefonların işlemcilerinin gelişmesi, görüntü kalitelerinin artmasını sağlamış ve bu durum cep telefonu fotoğrafçılığının hızla yaygınlaşmasına sebep olmuştur. Kameralı telefonların, 1990’lı yılların başında Japonya’da piyasaya sürülmesiyle birlikte başlayan ve günümüze kadar uzanan kameralı telefon çılgınlığı sürecinin bir sonucu olarak, artık günümüzde fotoğraf çekemeyen bir cep telefonu bulmak bile güçleşmiştir. Bu süreç içinde küçülen telefonlar artan piksel sayıları ve uzayan odak uzaklıkları sayesinde sadece iletişim kurmak için taşıdığımız o küçük cihazlarla dünyayı bir imajlar bütünü olarak cebimizde taşıyabilir hale gelmiş bulunmaktayız. Kameralı cep telefonlarının hızlı gelişimi dijital yazılım firmalarını da harekete geçirmiştir. 2010 yılında Kevin Stystrom ve Michel Kriger tarafından geliştirilen ve telefonunuzda kayıtlı olan fotoğrafa efekt uygulamayı mümkün kılarak anında internet üzerinden paylaşımını sağlayan ınstagram, cep telefonu fotoğrafçıları için yeni ve vazgeçilmez bir oyuncak haline dönüşmüştür. Kullanıcılar çektikleri fotoğrafların ham halleriyle de yetinemeyen foto manipülasyon müptelalarına dönüşmeye başlamışlardır. “Aile yaşantınızı, günlük hayatınız gibi kişisel hikayelerinizi, sanatsal fotoğraflarınızı bir tıkla dünyayla paylaşmak istemez misiniz?” işte size yanıt: Kameralı telefonla çekilen bir fotoğrafın; instagram ve benzeri uygulamalar kullanılarak kare formatta ya da özgün biçimiyle, farklı filtre seçenekleri de kullanılarak Facebook, Twitter gibi sosyal paylaşım ağlarında hızlıca paylaşılabiliyor oluşu kullanıcı için oldukça yeni ve cezbedici bir platform oluşturmuştur. Önce fotoğrafı çekiyorsunuz, sonra isterseniz yüz yıl öncesinden kalmış nostaljik bir görüntü sağlamak için “willow” filtresini, isterseniz hatıra fotoğraflarınızı 60’lı yılların retro görüntüsüne dönüştürmek için “earlybird” filtresini ve fazla pozlanmış doğa fotoğraflarına sahip olmak istiyorsanız da “Lo-Fi” filtresini kullanıyorsunuz! Dolayısıyla İnstagram gibi uygulamalar sayesinde elinizdeki kameralı telefon sadece bir fotoğraf makinesi değil parmaklarınızın yönettiği bir zaman makinesine de dönüşüyor.
Fotoğrafın günlük yaşam içinde hayatımıza hızla girmesini sağlayan Kodak firmasının sahibi George Eastman bundan neredeyse bir asır önce “Siz deklanşöre basın, gerisini biz hallederiz!” dediğinde, markasının bundan yıllar sonra teknolojiye yenik düşerek film üretimine son vereceğini ve Instagram uygulamasının kendilerine rakip olacağını düşünebilir miydi? Hayatımıza yeni girmiş sayılabilecek dijital fotoğraf makinelerinin becerileri hâlâ tartışılıyorken, fotoğraf çeken cep telefonları ve instagram gibi uygulamalar görüntü avcılarının hayatına yadsınamaz bir süratle giriş yaptı. Örneğin çok kısa bir sürede milyonlarca kullanıcıya ulaşan İnstagram, Joseph Beuys’un “Her insan sanatçıdır.” sözlerini doğrularcasına kendi kahramanlarını yarattı. Kameralı telefonlar için yazılan fotoğraf paylaşım uygulamalarının sosyal ağlarlardaki albümleri sayesinde cüzdanımıza sığmayan tüm fotoğraflar cebimize sığar hale geldi. Artık, gezdiğimiz tüm coğrafyaların görüntülerini kocaman haritalara ve albümlere değil, küçücük ekranlara sığdırabilmekteyiz. Kişisel sanat galerilerimiz var. Görüntüyü hapsetme arzumuzu olabilecek en hızı haliyle yaşıyoruz. Hızlı yakalıyoruz hızlı paylaşıyoruz hızlı beğeniliyoruz. Andy Warhol’un da öngördüğü gibi artık herkes 15 dakikalığına da olsa ünlü olabiliyor!Cep telefonlarının görüntü kaydetme, görüntü işleme ve bu görüntüyü sosyal medyada hızla paylaşılabilme özelliklerine sahip olmaları, onların bazı profesyonel fotoğrafçılar için bile analog fotoğraf makinelerine tercih edilebilir hale gelmelerine neden olmuştur. Dolayısıyla kameralı telefonlar sadece amatör kullanıcılar içinmiş gibi görünse de cep telefonu için üretilen profesyonel ekipman aparatlarının da yardımıyla kısa zamanda profesyonel kullanıcılar için de kurtarıcı bir alternatife dönüşmüştür. Bu küçük taşınabilir ve işlevsel cihazlar, görüntüyü anında hapsetme isteğine de pratik bir yanıt olmuştur.Sonuç olarak cep telefonuyla çekilen nitelikli fotoğrafların paylaşım ve beğeni çokluklarının artışı onun “fotoğraf!” olarak kabul edilmesini sağlamıştır. Ayrıca kameralı cep telefonlarıyla çekilen fotoğraflardan oluşan sergilerin sanat galerilerinde boy göstermeye başlamasıyla, cep telefonu fotoğraflarının estetik değerleri de tartışılmaya başlanmıştır ve böylece sosyal paylaşım siteleri de 7 /24 ulaşılabilir sergi salonlarına, takipçilerin her biri de izleyici ve eleştirmenlere dönüşmüştür.
|
|
|
Ziyaretçi Sayısı:1001072
|
|
|
Copyright and "Fair Use" Information
Dergimiz ticari bir kuruluş olmayıp amatör bir yayındır. Fotoğrafçıları ve dünyada yapılan fotoğraf çalışmalarını tanıtmak amacıyla bilgi ve haber yayınları yapmaktadır.
Bir kolektif anlayışıyla çalıştığı için makalelerde yer alan fotoğraflar ve alıntıların sorumluluğu makalenin yazarına, fotoğrafçısına aittir.
Dergide yer alan içeriklerden ve ihlallerden derginin herhangi bir sorumluluğu yoktur.
Fotoğrafya'da yayınlanan yazıların, fotoğrafların ve kısa filmlerin sorumluluğu
yazarlarına/fotoğrafçılarına/sanatçılarına/film yönetmenlerine aittir. Dergimiz fotoğrafla ilgili gelişmeleri duyurmak amacıyla çalışmaktadır. Ek olarak, ülkemizde yeterince tanınmayan yabancı fotoğrafçılar ve fotoğraflarıyla ilgili bilgi de aktarmaktadır. Makalelerde yer alan fotoğraflar HABER amaçlı kullanılmaktadır. |