Editör

Koray Olşen

Yayın Kurulu

Atila Köksal
Aysel Altun
Ayşe Saray
Berrin Cerrahoğlu
Dora Günel
Mehmet N.Savcı
Meltem Çolak
Necla Can Güler
Nilüfer Zengin
Koray Özbaysal






Fotografya Yayın Kurulu
adına İmtiyaz Sahibi
Ş. Uğur Okçu


E-Mail Fotografya
fotografya@ada.net.tr

Yayınlanmasını İstediğiniz
Fotoğraf Haberleri İçin

fotografya@fotografya.gen.tr

ADANET Fotoğraf Editörü

Ş. Uğur OKÇU
 
ara


İMece - İlker Maga

Bir tarih ve fikir gezisi:

MINOX, TELEFON FOTOGRAFÇILIĞI VE İSVİÇRE BIÇAĞI


Fotografa başladığım zamanlardı; henüz lise öğrencisiydim; Adana'dan Ankara'ya yaptığım otobüs yolculuğu sırasında ön sıralarda orta yaşlı bir adamla genç sayılabilecek bir hanım oturuyordu; davranışlarından evli olmadıkları anlaşılan bu çift yüksek perdeden sürekli gülüyor, birleştirilmiş başlarının fotograflarını çekiyorlardı. Adama ait olan bu fotograf makinesi, bir Minox'tu. Hayatımda ilk kez gördüğüm çakmak cebine girebilecek büyüklükteki bu makinenin, markasının ikinci kuşak ürünü olan Minox B olduğunu daha sonra öğrenecektim. Fotograf acemisi de olsam çektiğim siyah beyaz negatifleri kendim banyo ettiğim ve yine kendim bastığım için Minox gibi küçücük bir fotograf makinesi için otobüsteki ışığın çok az olduğunu değerlendirebilecek fotograf bilgisine sahiptim. Acaba bu çift Ankara'ya yaptıkları haftasonu kaçamağında Minox'la çektikleri fotografları kâğıda basılı olarak görebildiler mi? Acaba adam yurtdışında bastırdığı fotografları sevgilisine gösterecek kalitede buldu mu? Ya da fotografları ısrarla görmek isteyen genç kadına orta yaşlı adam hangi açıklamaları yaptı? Bunları öğrenebilecek şansım olmadı.

Minox A-B ve bunu takip eden diğer Minox'lar, Avrupa'da İkinci Savaş sonrasında yeniden oluşan orta sınıf erkeklerinin statü sembollerinden biriydi: Güzel bir dolmakalem, güzel bir çakmak ve yine çakmak cebine sığabilecek bir fotograf makinesi… James Bond'un filmlerinde ele geçirilmesi çok zor gizli belgeleri yine aynı fotograf makinesiyle belgelemesi, erkekleri birer Minox edinmelerine özendiriyordu.

Minox, bir kült objesiydi. Bu fotograf makinesi kullanılır ya da kullanılmaz, kullanılsa da elde edilen karelerin görüntü kalitesinden memnun olunur ya da olunmaz, bunlardan tamamen bağımsız dünyada pek çok erkek 1950'lerden  '80 sonralarına kadar güzel bir Minox edinmek istedi. Kadın-erkek ayrımcılığı yapıyor gibi görünmek istemem, ancak Minox A ve devamını kullanan bir kadın hatırlamıyorum. Minox'un erkekler için bir kült objesi olmasında James Bond'un oynadığı rolü belirlemeyi ise fotograf sosyologlarıyla tarihçilerine bırakıyorum.

Makinenin nasıl ortaya çıktığı,  ilk olarak hangi amaçlar için üretildiği, KGB'nin öncüsü ÇEKA ile ilişkisi, sonra Riga'da neden ve nasıl seri üretime geçirildiği ve Naziler'ce İkinci Savaş'ta  Almanya'ya nasıl kaçırıldığı, o sırada "SSCB" damgasıyla üretilen Minox'ların nasıl saklandığı gibi bir sürü detayı yine "fotografın kriminal tarihi"ni yazacak tarihçilere bırakıyorum.

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ekonomik olarak yeniden tarih sahnesine çıkan Batı Avrupa'nın dünyaya yaydığı kült objelerden biri olan Minox, şimdiki telefon fotografçılığının öncüsüydü. 1960'lardan itibaren pek çok Batı Avrupa ülkesinde "Minox Toplulukları" oluşturuldu, aynı makine için hizmet servisleri kuruldu, dergi ve kitaplar çıkarıldı, bu makineyle daha mükemmel sonuçlar alabilmek için haftasonu ve yaz kursları düzenlendi, sergileri ve sadece bu makineyle elde edilen görüntülere yer veren sergi salonları oldu, ancak bunca çabaya rağmen Minox A ile başlayan ve elektronik Minox EC ile biten bu kült fotograf makinesi fotograf tarihine, fotografın yan ve bir hoş konusu olmak dışında önemli bir tesiri olamadı.

Geçmişte bir statü sembolü olan Minox'un yerini bugün mobil telefonlar aldı. Günümüzün mobil telefonları sadece erkeklerin ve orta sınıfın değil, geniş yığınların statü sembolleri artık. Üzerinde pek uzun düşünülmeden mobil telefon çoğunlukla oldukları ceplerden çıkarılıyor ya fotograf ya da video çekiliyor. Kuşkusuz ki Minox'un en gelişmiş türünden çok daha kaliteli görüntüler elde edilebiliyor bu mobil telefonlar, ancak kayıt edilen görüntülerin önemli bir bölümünün kimseye gösterilmeden tarih çöplüğüne atıldığı da kesin.

Telefon fotografçılığı en çok İsviçre Bıçağı ya da İsviçre Ordu Bıçağı olarak bilinen çok fonksiyonlu bıçaklara benzetmek mümkün: Bilindiği gibi bu bıçaklarda, küçük bir bıçak yanında testere, törpü, makas, büyüteç, cımbız, şarap açacağı ve daha pek çok aracın küçük versiyonu bulunabiliyor. Gerçekten de acil bir durumda İsviçre çakısındaki testere, törpü, makas işe yarıyor, ancak sınırlı olarak işe yarayabiliyor; bir masa veya sandalyenin yapılması ya da onarımı sözkonusu ise testerenin kullanım sınırlarının dışına çıkılıyor; bir demir parçasının törpülenmesi sırasında bıçaktaki törpü işe yarayamıyor. Aynı durum bıçaktaki diğer fonksiyonlar için de geçerli.

İsviçre bıçağındaki testere, bir piknik yaparken bir küçük ağaç dalının kesiminde  yardımcı olabiliyor, ancak masa yapmak isteyen bir marangozun tercihi olmaktan çıkıyorsa, her yıl "yeni" özellikler kazanan telefon fotografçılığı bir fotografçının aracı olabilir mi? Bence bu sorunun cevabını herkes kendi verebilmeli: Eğer kullanılan araç ulaşmak istenen hedef için yeterliyse, neden olmasın? Önemli olan aracın kutsanması, kültleştirilmesi değil, aracın insanın ulaşmak istediği hedefe uygun olup olmamasıdır. Önemli olan araç değil, o araçla ne üretildiği ve üretilenin insana ve hayata değip değmediğidir. Kimileri küçük dünyalarında mutludurlar, büyük hedefleri olmadığı için ona uygun araçlara da ihtiyaçları yoktur. Kimilerinin ise büyük hedefleri, büyük rüyaları vardır, bu dünyalarını ifade etmek için ona uygun araçlara ihtiyaç duyarlar. Buradaki kilit kelime, ihtiyaçtır. Ben fotografçının, tıpkı marangoz ya da demirci örneğinde olduğu gibi, İsviçre bıçağına değil, yaptıkları işlere uygun araçlara ihtiyaç duyduğunu düşünüyorum. Yazının kaleme alındığı zaman itibariyle böyle düşünüyorum. Teknik değişebilir. Tekniğin rolü anlaşılmadan tarihin anlaşılması mümkün değildir.










Ziyaretçi Sayısı:1000653
 
   
 
   
 

Barındırma: AdaNET

 

Copyright and "Fair Use" Information

Dergimiz ticari bir kuruluş olmayıp amatör bir yayındır. Fotoğrafçıları ve dünyada yapılan fotoğraf çalışmalarını tanıtmak amacıyla bilgi ve haber yayınları yapmaktadır.
Bir kolektif anlayışıyla çalıştığı için makalelerde yer alan fotoğraflar ve alıntıların sorumluluğu makalenin yazarına, fotoğrafçısına aittir.
Dergide yer alan içeriklerden ve ihlallerden derginin herhangi bir sorumluluğu yoktur.

Fotoğrafya'da yayınlanan yazıların, fotoğrafların ve kısa filmlerin sorumluluğu
yazarlarına/fotoğrafçılarına/sanatçılarına/film yönetmenlerine aittir.

Dergimiz fotoğrafla ilgili gelişmeleri duyurmak amacıyla çalışmaktadır. Ek olarak, ülkemizde yeterince tanınmayan yabancı fotoğrafçılar ve fotoğraflarıyla ilgili bilgi de aktarmaktadır. Makalelerde yer alan fotoğraflar HABER amaçlı kullanılmaktadır.

AdaNET Ana Sayfa X-Hall Instagram