BARIŞ VE FOTOĞRAFLAR Global krizin giderek derinleştiği, paylaşım politikalarının gayet aleni yapıldığı ve Doğu’da hâlâ sürmekte olan bir savaş varken, barışı anlatabilmek. Fotoğraf: Dalgın gözlerle ilerleyen küçük bir kız*, Sopanın ucuna takılmış beyaz bez parçası ve onu sıkı sıkı tutan güvensizlik dolu sol el, aynı sıkılıkta ekmekleri kavrayıp güvenle kucaklayan sağ el. Tarihsel anlamı neydi acaba, beyaz bayrağın? Güvenirliliği ne kadar ispatlamış ve yüzyıllar boyunca ne kadar sadık kalmıştır rengin en saf olanına. Barış; Sınıflı toplumların ortaya çıkışından bu yana eşitsizlikler dünyas ıtam anlamıyla barışa ne zaman şahit olmuştu sahi? Batı; Feodalizmin bağrında dört yüz yılda gelişen aydınlanma sürecinin, yeni olana merhaba deyişinin üzerinden kaç yüz yıl geçti... Oysa, eskinin bağrında gelişen yeni , sonsuz doğruluk ve sonsuz adaletin egemen olacağının sözünü veriyordu. Fotoğraf; Mike Wells ‘in ‘’Misyoner’’adını verdiği 1980 yılına ait bir an. ’’Bu iki el aklıma büyük şair Nicolas Guillen’in dizelerini getirdi önce.’’diyor Tevfik Taş. ’’ Bir tek elin yanılsamasıdır / öteki eli çok iyi tanıyan. /Söyle kimdir bu? Söyle kimdir? / İyilik.‘’ ** Barış; Yaşanılan büyük hasatların ardından,’gel artık’ dediğimizde hemen gelir mi ki? 80’lerin sonlarına doğru art arda gelen duvarların yıkılışıyla, kendini ‘dinozor’ ilan edenler, gelecek nesli nasıl oluşturacaklarının hesabını çoktan yapmamışlar mıydı? Fotoğraf; 9/11 James Nachtwey’den başka bir yıkılışın anı. *** ’’ Artık Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak’’ olanın göstergesi. ‘’Okuma Kılavuzu: Bu masal yüksek sesle, ağır ağır, bellekte canlandırılarak ve hatta mümkün olduğunca eski destan ölçülerinin vurguları ile okunmaya çalışılmalıdır. İster toprak altında, ister toprak üstünde olsun, geçmiş zamanlardan kalan bütün nesneler konuşmaktadırlar ve bir ses karmaşası içinde durup dinlenmeden bir şeyler anlatmaktadırlar. Merak edip anlamak isteyen herkes anlaşılmaz gibi görünen bu dili öğrenebilir, konuşmaları birbirinden ayırabilir, sıralayabilir ve bütün bu anlatılanların her birini birer dayanak olarak benimseyip, onlardan yeni bilgiler ve anlamlar çıkarabilir. İşte insanlığın ortak belleği böyle beslenip gelişebilir. İnsanlar da çevrelerine ve dönüp kendilerine, bugün içinde soluk aldıkları ortamın oluşması ile başlayan onbeş milyar yıllık bir açıdan bakabilme yeteneğini kazanırlar. (Eski, ancak biraz uzunca bir atasözü) ‘’**** Bir avuç basın emekçisinin ve çekebildiği anlar da telefonlarıyla bizlere ulaşmaya çalışan, savaş bölgesinde kıstırılmış vaziyetteki bir halkın umutsuzca ‘yardım edin’ çığlıkları. Barış; alıntılar silsilesi: ‘’vayy..vay.. bir adam bağırıyor habire, vayyy..vay.. aç gözlerini dedi açamam dedim, artık halim kalmadı. Aç aç dedi. Açtım…’’Bir halkın zalimliğe karşı direnişinin öyküsüdür ’ Küçük Kara Balıklar’*****.Geçmişten günümüze tanıklığın hakiki ve cesurca direnişinin anlatımı. ‘’Türkiye'nin batısında yaşayan insanlar izlesin, anlasın ve barışmak kolay olsun diye...’’****** Fotoğrafı çekmek kadar, onu okumak da önemli değil midir? Zamanın sürekliliğinden alıntılanan anları izlerken, geçmişe dönük derinlemesine yolculuğa çıkamıyor, sınıfsal bağlantıları kuramıyorsak, nasıl değiştireceğiz. *https://scontent.cdninstagram.com/hphotosxap1/t51.288515/e35/12543090_505864059574601_721777624_n.jpg ** https://iconicphotos.files.wordpress.com/2009/11/50176475.jpg?w=700&h=473 Yazı : Görünüş ve Gerçek - Tevfik Taş *** https://timedotcom.files.wordpress.com/2014/10/911-unpublished-james-nachtwey-01.jpg?quality=75&strip=color&w=838 ****http://www.klazomeniaka.com/100-aryballos-masal.htm *****https://jiyan.us/wp-content/uploads/2014/12/KKB-Afis-Hurel-5-r2.jpg ******http://www.aksam.com.tr/pazar/sozumuz-turkiyenin-bati-yakasina/haber-346671
|