Editör

Koray Olşen

Yayın Kurulu

Atila Köksal
Aysel Altun
Ayşe Saray
Berrin Cerrahoğlu
Dora Günel
Mehmet N.Savcı
Meltem Çolak
Necla Can Güler
Nilüfer Zengin
Koray Özbaysal






Fotografya Yayın Kurulu
adına İmtiyaz Sahibi
Ş. Uğur Okçu


E-Mail Fotografya
fotografya@ada.net.tr

Yayınlanmasını İstediğiniz
Fotoğraf Haberleri İçin

fotografya@fotografya.gen.tr

ADANET Fotoğraf Editörü

Ş. Uğur OKÇU
 
ara


    Sayılar    Sayı 35    SİNEMA    Neşet Kutluğ
Neşet Kutluğ


“Utanç” (1) Üzerine Notlar

 

1918 Temmuz’unda doğdu ve 2007 Temmuz’unda öldü. Bu iki tarih arasında bir protestan rahibi olan babası ile, yaşamında derin izler bırakan ve uzun yıllar süren bir çatışma ve onunla yüzleşememe süreci yaşadı. Geride, çektiği 60 sinema ve televizyon filmini, yönettiği 172 tiyatro oyununu, yazdığı 300 den fazla senaryo ve makale ile birlikte dokuz da çocuk bıraktı. 

*

Daha pijamalarını çıkarmamıştır Jan. Terliklerini ise yeni ayağına geçirecektir. Eva yüzünü yıkarken o, henüz terkedemediği yatağın kenarında oturmuş, her zamanki, olan biteni hafife alır gibi görünen tarzı ile pencereden dışarı bakmaktadır, gün ışığının altında yüzü parlar durur. “Sana bir şey diycem” der. “Gerçekten tuhaf  bir rüya gördüm. Ne gördüm biliyor musun? Orkestraya geri dönümüşüz, ikimiz, yanyana oturuyoruz, 4üncü Brandenburg Konçertosunu prova ediyoruz, yavaş bölümünü. Ve şu anda yaşamakta olduğumuz her şey geride kalmış. Onları bir kabus gibi hatırlıyoruz.” Gülümseyerek, sırtını ona dönmüş boynunu silmekte olan yarı çıplak Eva’ya bakar. “Ağlayarak uyandım. Çalarken daha ağlamaya başlamıştım. Yavaş bölümdü. Şöyle…” Gene pencereden dışarı bakarak temayı mırıldanmaya başlar. Eva saçlarını taramaktadır. 

*

Bir keresinde bir söyleşisinde “sinema filmi bir belge değildir” demiştir. “O bir rüyadır.” Hep rüyalarının peşinde koşup, izleyicileri ile tiyatro sahnesinden veya sinema perdesinden bu rüyalar üzerinden iletişim kurmayı, çıktığı düşüncelerini, duygularını aktarma yolculuğunu inatla sürdürür. 

Anlattığı bu savaş öyküsüde aslında sıradan insan ile sıradan insanın birbirinin kim olduğunu bilmeden karşı karşıya gelmesi üzerinedir. Ne Eva ne de Jan kimin “dost”, kimin “düşman” olduğunu bilmezler film boyunca, ta ki Jan bir “taraf” seçene kadar. Dostlar da düşmanlar da birbirine benzer. Ya sıradan her zaman balık aldıkları balıkçı veya birlikte vakit geçirdikleri belediye başkanı gibi tanıdık insanlardır onlar, ya da üniformaları birbirinin tıpkısı askerler. Dilleri bile aynıdır.

*

Askerî araç bir avluya hızla girer ve durur. Araçtan içlerinde Jan ile Eva’nın da bulunduğu bir grup insan askerlerin iteklemeleri ile bir binaya sokulurlar. Kapının üzerinde “İlkokul” yazısı okunurken, kapının hemen yanına sonradan asıldığı anlaşılan bir başka tabelada “Komuta Kademesi 3” yazılıdır.  Yanyana sıkış sıkış tahta sıralarda oturmaktadırlar. Jan’a sokulan Eva bir taraftan endişe ile etrafa bakarken, fısıldayarak konuşmaya başlar: “Bazen herşey bir rüya gibi görünüyor. Ama benim rüyam değil, yer almak zorunda kaldığım bir başkasının rüyası. Ya rüyayı gören kişi uyanır da bundan utanç duyarsa, o zaman ne olur?” Sözünü bitirdiğinde kapıdan bir askerin sesi duyulur; “Jan ve Eva Rosenberg!” 

*

Eva ve Jan iki müzisyendir. Orkestradan bilmediğimiz bir nedenle ayrılmış ve bir adaya yerleşmişlerdir. Burada tarımla uğraşmakta, çevredekilere yetiştirdikleri meyve ve sebzeleri satmaktadırlar. Zaman zaman da çocuk sahibi olmayı konuşurlar. Jan biraz pasif, çekingen, hatta korkaktır. Zaman zaman merdivenlere büzülüp kendi dünyasına kapandığı olur. Eva ise tam tersidir. Jan’ın bu hali onu hep rahatsız etmiştir. Ta ki Jan “taraf”ına karar verene kadar. 

Savaşın şiddetlendiği günlerden evden kaçarken yanlarına tavuk almak isteyen Eva’ya ben onları öldüremem ki diyen Jan, sonraları belediye başkanı Jacobi’yi acemice ve bir kulübede buldukları genç askeri ise son derece kararlılıkla öldürebilir. Artık savaşın yanındadır Jan. Gerekçesi ise yaşamda tutunmaktır. Bu dönüşüm sürecinde Eva’ya eğer uyum sağlamayacak ise kendisi ile gelmemesini bile haykırabilecektir.

*

Adadaki savaştan kaçmak üzere bindikleri ve kaptanının gizlice denize kendini bırakması sonrası 8 kişi kaldıkları kayık uzakta çok geniş bir plan ile denizin ortasında nokta olarak belirir perdede. Eva’nın sesi gelir. “Bir rüya gördüm. Çok güzel bir sokakta yürüyordum ve sokağın bir tarafında yüksek sütunlu ve kemerli beyaz evler sıralanmıştı.” Kafasını soğuktan korunmak üzere sarıp Jan’a sokularak yatmakta olan Eva, gözleri kapalı sürdürür; “Sokağın diğer tarafında gölgeler içinde bir park vardı. Sokağın hemen kenarında büyümüş ağaçların altından akan koyu yeşil bir dere görülüyordu. Sonra karşıma üzeri güllerle kaplı bir duvar çıktı.” Gözleri açıp yattığı yerden gökyüzüne dalmış olan olan Jan’a bakar. “Sonra bir uçak geldi ve gülleri ateşe verdi. O kadar güzellerdi ki yanmaları o kadar da feci görünmüyordu. Güllerin yanışını deredeki yansımalarından izledim. Kucağımda küçük bir çocuk vardı. Bizim kızımız. Bana öyle sıkı sarılmıştı ki dudağını yanağımda hissediyordum.” Kamera Eva ile kadrajı doldurmuştur. “Bütün bu zaman boyunca birisinin söylediği bir şeyi hatırlamaya çalışıyordum ama bir türlü hatırlayamıyordum.”  Eva gözlerini kapatır ve perde kararır.

*

Bergman, bir önceki sahnede kayıktaki 8 kişiyi üzerinde cesetlerin yüzdüğü bir su parçasında uyandırır. Jan elindeki sopa ile cesetleri sağa sola iterek kayığa yol açmaya çalışır. Yüzler, eller, postallar, saçlar yakın planda sopanın ucu ile birlikte beynimize doluşur. Belki de diğer üç rüya gibi filmdeki karakterler aracılığı ile anlatılmayan ama, “dünyanın kurtuluşu ancak utanç ile mümkün” diyen Bergman’ın bize ısrarla ve uzun uzun izleterek, bizzat anlattığı bir kabustur bu.  Savaşın tek sonucudur, ölümdür.

  

(1) Skammen (Utanç), 1968, Yönetmen ve Senaryo: Ingmar Bergman, Görüntü Yönetmeni: Sven Nykvist, Oyuncular: Liv Ullmann, Max von Sydow, Günnar Björnstrand. 103 dk.

 

 

 

 




Ziyaretçi Sayısı:1000644
 
   
 
   
 

Barındırma: AdaNET

 

Copyright and "Fair Use" Information

Dergimiz ticari bir kuruluş olmayıp amatör bir yayındır. Fotoğrafçıları ve dünyada yapılan fotoğraf çalışmalarını tanıtmak amacıyla bilgi ve haber yayınları yapmaktadır.
Bir kolektif anlayışıyla çalıştığı için makalelerde yer alan fotoğraflar ve alıntıların sorumluluğu makalenin yazarına, fotoğrafçısına aittir.
Dergide yer alan içeriklerden ve ihlallerden derginin herhangi bir sorumluluğu yoktur.

Fotoğrafya'da yayınlanan yazıların, fotoğrafların ve kısa filmlerin sorumluluğu
yazarlarına/fotoğrafçılarına/sanatçılarına/film yönetmenlerine aittir.

Dergimiz fotoğrafla ilgili gelişmeleri duyurmak amacıyla çalışmaktadır. Ek olarak, ülkemizde yeterince tanınmayan yabancı fotoğrafçılar ve fotoğraflarıyla ilgili bilgi de aktarmaktadır. Makalelerde yer alan fotoğraflar HABER amaçlı kullanılmaktadır.

AdaNET Ana Sayfa X-Hall Instagram