1) Zaman makinesi zamani mekana dönüstürür. Zamanin içinde bir ülke gibi gezeriz. Çünkü onunla uzak zamanlara degil, o zamanlardaki mekanlara ulasiriz. O hayatlari görüp algilayabiliriz. Peki, mekani zamana ne dönüstürebilir? Fotograf makinesi. O da zaman makinesi gibi bir ani alip, zamandan çikariyor, bir nesne haline getiriyor. Zamanin disina koyuyor. Mekani da zamana dönüstürüyor ayni zamanda; Mekanin tek bir anini sürekli karsimiza getirerek, onu sürekli kiliyor, ölümsüzlestiriyor, mekandan da kurtariyor, zamandan da. Fotograf makinesi mekani zaman, zamani mekana dönüstüren bir zaman makinesidir.
2) Fotografin üstünlügünün matematiksel kaniti: Bazen bir an, on ya da yüz andan daha degerlidir. 3) Fotograf, tarihi, geçmisi çarpitir. En çok birlikte oldugumuz insanlari degil, birlikte daha çok fotografimiz olanlari animsariz. 4) Bir fotograf albümünde Sararir çocuklugum Dün bakanlari tanimiyorum Yarin bakanlar da beni tanimayacak. 5) Nasil fotograf makinesi resim sanatini anlarin kaydi olmaktan kurtardiysa, gelecekte video kamerada fotograf sanatini kurtaracak. Dügünler, eglenceler, çocugun büyümesi kamera ile tespit edilecegi için, fotograf daha sanatsal kullanilabilecek . 6) Bir fotografin spontan mi, kurgulanmis mi oldugunu nereden bileceksiniz? Ikinci dünya savasinin en ünlü fotograflarindan biri Okinawa Adasina Amerikan bayragini diken Amerikan deniz piyadeleridir. Sonradan bu fotograf için uzun uzun provalar yapildigi ortaya çikti. Belki de en iyisi, dogal enstantanelerin kurgulanmis gibi,kurgulanmis sahnelerin dogal gibi görünmesidir.Nasil dogal çiçeklerin yapay, yapay çiçeklerin dogal görünenini daha çok begeniyorsak.Dogal ile yapay arasindaki sinirla oynayarak yaniltmaktadir fotograf. 7) Fotograf dünyayi saptar. Bir ani parantez içine alir. Eger çok fazla kurgularsaniz, kafanizdaki dünyanin fotografini çekmis olursunuz. Dünyadaki kafalarin portreleri yerine. 8) Fotografçinin " zanaatkarligi" sayilan karanlik oda aslinda öznelliginin, kisisel bakisinin en iyi ifade buldugu yerdir.Eger çok kurgusal ya da orijinal sahneler çekip karanlik oda imkanlarini hiç kullanmazsaniz, fotograf sanatini kendi araçlari ile degil, dissal olarak zorlamis olursunuz. Dünyanin " absürd"lügünü rasyonel oyun yapilariyla anlatan Camus ve Sartre'in oyunlarinda mi,yoksa Beckett ve Ionesco'da mi daha fazla öz-biçim uyumu vardir sorusu bu duruma tekabül edebilir. Ne yalnizca karanlik oda fotografcisi, ne de yalnizca kare ve poz arayan fotografci. Bunlarin dengesi, fotografdaki öz-biçim uyumudur. Mustafa Yilmazer
|