GAZETELERDEN ÖRNEKLERLE FOTOĞRAF EDİTÖRLÜĞÜ İŞLEYİŞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Şebnem Soygüder
Ege Üniversitesi Bu çalışmada gazetelerde yer alan ya da aldığı sanılan fotoğraf editörlüğü kurumu ve fotoğraf editörlerinin masasına gelen fotoğrafları neye dayanarak değerlendirdikleri, seçtikleri, kadrajladıkları, değiştirdikleri (müdahale) açıklanacaktır. Bunlar yapılırken etik ilkelerin göz önünde bulundurulup bulundurulmadığı sorgulanacaktır.
Fotoğrafları “teknik” ve “içerik” olarak değerlendirip, nasıl değerlendirildiklerine dair birtakım sonuçlara ulaşma işlevine “Fotoğrafı okuma” diyoruz. Fotoğrafla haşır neşir olanlar, fotoğraf çekenler ve bunu değerlendirenler artık fotoğrafa sıradan bir insan gibi bakmaz, onu okurlar. Gazetelerde haber fotoğrafçıları ve fotoğraf editörleri bu okuma işini ustalıkla yaparlar. Ancak yine de çeşitli görüntü fırsatları içinden fotoğrafçı, birkaç tane seçer ve çeker; fotoğraf editörü ise bunlardan birine karar veren mekanizmadır.
Fotoğraf editörü fotoğrafı teknik olarak değerlendirir. Çekim tekniği doğru mu? Fotoğraf doğru pozlanmış mı? Bir başka ifade ile haber fotoğrafçısı ışığı kontrol edebilmiş mi? Doğru objektif kullanmış mı? Fotoğraf net mi flu mu? Makinenin konuya uzaklığı, yüksekliği, açısı doğru mu? Bunun dışında fotoğraf karesinin fotoğraf kompozisyon ilkelerine uygun olup olmadığını kontrol eder. Fotoğraf çok mu karmaşık? Ana öğeyi yardımcı öğeler bastırmış mı? Ana öğe karede yok mu? Yerçekimi ve altın kesim kurallarına uygun mu? Ufuk çizgisi dengeli mi değil mi? En önemlisi haber fotoğrafçısı “o an”ı, bir başka ifade ile “kritik an”ı yakalayabilmiş mi? Bunlar ciddi fotoğraf bilgisi gerektirir. Haber editörlerinin sözcük ve imla işaretleri ile yarattıkları ya da değerlendirdikleri yazılı metinler gibi fotoğrafın da kendine göre bir dili ve kompozisyon ilkeleri vardır. Çaresiz bu hataları birinin düzeltmesi ve yayınına karar vermesi gerekir. Gazetelerde net fotoğraflar istenir ancak bazen teleobjektifle yakalanan görüntüler flu olabilir. O fotoğrafı kullanıp kullanmama, flu olmasına karşın yaratacağı etki, bunlar hep ayrı bir dilin anlamıdır. Nasıl ki bazen devrik cümleler etkili olabilirse bazen de flu görüntüler net olana göre daha etkileyici olabilir. Sonuçta fotoğraf editörü, fotoğraf üzerinde sayısal ortamda kompozisyonu mu kadrajlayarak düzeltecek, yoksa çekim hatalarını mı düzeltecek, yoksa her ikisini mi yapacak? Bunları yaparken etik nerede yer alacak? İşte tüm bunlar belirli bir meslek deneyimi ve bilgi birikimi gerektirir.
Kuşkusuz bu sorular bir fotoğrafı okurken sorulması gereken tüm sorular değil. Sorularımızı sonsuz sayıda çoğaltabiliriz. Çünkü fotoğraflar masum değildir; deklanşöre basıldığı an kurgu, dolayısı ile manipülasyon başlar. Günümüzde görünenin arkasında çok daha fazla şeylerin bulunduğu bilinmektedir.
Haber fotoğrafçıları yüzlerce görüntü fırsatı ve olanağı arasından kendi seçtiği bakış açısı ile fotoğrafını çeker. Bu fotoğrafların gazetenin hangi sayfasında, hangi büyüklükte ve hangi kadrajla yer alacağına ise fotoğraf editörleri karar verir. Bir başka deyişle haber fotoğrafını çeken her ne kadar haber fotoğrafçısı ise de bunları değerlendiren ve seçenler fotoğraf editörleridir. Ancak Türkiye’de fotoğraf editörlüğü kurumu maalesef tam anlamıyla her gazetede yer almamaktadır. Günümüzde halen haber editörlerinin, haber müdürlerinin ya da sayfa sekreterlerinin bu işi üstlendiklerini biliyor ve görüyoruz. O nedenle haber fotoğraflarındaki etik sorunların sadece haber fotoğrafçılarından kaynaklandığını söylemek haksızlık olur. Bu sorumluluğun büyük bir çoğunluğu fotoğraf editörlüğünü üstlenen kişilere aittir. Esas olarak da fotoğraf editörlerini istihdam etmeyen basın kurum ve kuruluşlarına ait bir sorumluluktur.
Haber fotoğraflarının günümüzde gazeteler için vazgeçilmez unsurlar olduklarını, öyle ki artık fotoğrafların gazetelerin “olmazsa olmazı” olduklarını bilinmektedir. Fotoğraflar bir yandan gazete sayfasının estetiğini sağlamakta, öte yandan haber içeriğini desteklemekte ama her şeyin ötesinde haberin doğruluğunun bir kanıtı olmakta ya da olduğu varsayılmaktadır. Ancak günümüzde haberin gerçekçiliği, fotoğrafının ya da görüntüsünün insanları ne kadar etkilediğiyle ölçülmektedir.
Günümüzde haberin değeri, haber fotoğrafçısının kurumuna getirdiği fotoğrafla birlikle artar, azalır ya da haber hepten kullanılma şansını yitirebilir. Bu durum sadece popüler basına özgü bir durum değil aslında. Ciddi fikir gazetelerinde bile, iyi fotoğrafla desteklenmiş bir haber, gazetenin baş sayfasında yer alabilirken; fotoğrafsız bir haber, gazetenin arka sayfalarına bir yerlere itilir ya da hiç kullanılmaz. İşte bu nedenle haberi destekleyen fotoğrafın da tıpkı haber metni gibi ciddiyetle ele alınması gerekir.
Yerli-yabancı çok sayıda haber ve fotoğraf ajanslarından, gazetelerin kendi üretici kadrolarından ve hatta amatör fotoğrafçıların gönderdiği sayısız fotoğraf, her gün, her saat, her dakika gazetelerin yazı işlerine ulaşır. Bu fotoğraflar “fotoğraf editörleri” tarafından değerlendirilir ve yayımlanacak kare ya da kareler bu kişiler tarafından belirlenir; yani “seçilir”. Gazetecilik mesleğinde “seçmek” kavramı en önemli, en büyülü kelimedir. Bu noktada bir haber tanımı yapmak gerekirse: Haber; kuralına (etiğine) uygun ya da değil okura/izleyiciye birileri (gazeteci, haberci, köşe yazarı, haber fotoğrafçısı, editör, fotoğraf editörü vs.) tarafından seçilen (sınırsız kelime ya da görüntü fırsatları arasından) ve iletilen mesajdır ve hatta imajdır (Soygüder, Ş., 2003:48). Haber fotoğrafçısının görüp de seçtiklerinin arasından fotoğraf editörü tekrar seçer. Ya sözgelimi üç kareden birini seçer ya da aynı kare içinden kadrajlama yolu ile yeni bir kare çıkarır. Son karar, fotoğraf editörünün seçtiğidir. Burada bir değerlendirme ve seçme işi söz konusudur ve bu nedenle fotoğraf editörlerinin alanlarında uzman kişiler olmaları gerekir.
Batılı ülkelerde gazete ve dergilerin birden çok fotoğraf editörü bulunmaktadır. Örneğin Time Dergisi’nde dokuz fotoğraf editörü çalışmaktadır. Türk basınındaki duruma gelince, yerel gazetelerde ve ihtisas gazetelerinde fotoğraf editörü istihdam edilmemektedir. Bu kurumlarda fotoğrafı değerlendirenler ve sayfaya girecek fotoğrafı seçenler ya sayfa sekreterleri ya da haber müdürleridir. Hatta bazı gazetelerde yazılı metinleri kontrol eden ve karar veren haber editörleri aynı zamanda fotoğraf editörlüğü de yapmaktadır. Yayımlanacak haber fotoğrafları üzerinde karar vermenin uzmanlık isteyen bir konu olduğu dikkate alındığında, bu uygulamanın önemli bir hata ve eksiklik olduğu söylenebilir.
Türkiye’de otuz altı adet gazete yayımlanmakta ve dağıtılmaktadır. Ancak 4-5 tane fotoğraf editörü görev yapmaktadır. Ciddi bir eksiklik, hoş olmayan bir durumdur bu. Bir parantez açarak bu kişilerin isimlerini vermek gerekirse: Hürriyet Gazetesi’nin Fotoğraf Editörü Ragıp Duran, Milliyet Gazetesi’nin Yalçın Çınar, Zaman Gazetesi’nin Selahattin Sevi, Anadolu Ajansının Fotoğraf Editörü ise Abdurrahman Antakyalı’dır. İzmir Hürriyet Gazetesi’nin Fotoğraf Editörü ise Gazanfer Karpat’tır. İsimleri sıralamışken burada bir noktaya değinerek parantez içinde bir parantez daha açmak gerekirse; haberin fotoğrafını çeken haber fotoğrafçılarının isimleri, ilgili haberin altında yazdığı halde, fotoğraf editörlerinin isimleri hiçbir zaman yazılmaz. Bu nedenle okur, yayımlanacak fotoğrafa karar veren eşik bekçilerinin adını bilmez. Onlar gazetelerin gizli kahramanlarıdır.
Gazeteleri taşıyan temel öğenin artık “fotoğraf” olduğu bilinmektedir. Gazetelerde fotoğrafa ayrılan alan yazıdan daha çoktur; okur önce fotoğrafı tüketir. Buna rağmen fotoğrafın değerlendirilmesi ve seçimine, dolayısıyla da kullanımına gereken önem verilmediğini de hayretler içinde izliyoruz.
İşleyiş şöyledir: Halen konvansiyonel, bir başka ifade ile geleneksel sistemle çalışan gazetelerde fotoğrafların değerlendirilmesi iki şekilde olur. Haber fotoğrafçısı çekmiş olduğu filmleri bir zarfın içinde fotoğraf editörüne teslim eder. Sayfa sekreteri (sayfa düzeni yönetmeni, görsel yönetmen) fotoğraf editörüne, dik veya yatay kadraj nasıl bir kare istediğini önceden bildirir ve bu ölçülere dayanarak fotoğraf editörü ışıklı masasında sayfaya girecek olan kareye karar verir. Bazen muhabirlerin getirdiği kareler üzerinde müdahale etmek zorunda da kalabilir. Zaten bu onun işinin en önemli parçasıdır. Hatalı çekilmiş kareleri kırmızı bantlarla kadrajlayarak kurtarmaya çalışır. İkincisi ise dia ya da negatif ile çalışan gazeteler, gelen filmleri yüksek çözünürlüğe sahip tarayıcılar aracılığı ile tarayıp bilgiyi (haber fotoğrafı) bilgisayara aktarmaktadırlar. Gereken düzeltmeler artık sayısal ortamda, yani bilgisayar üzerinde yapılır.
Ancak günümüzde gazetelerin çoğu filmleri bir kenara bırakmıştır; dijital fotoğraf makineleri ile çalışmaktadırlar. Artık haber fotoğrafçıları, çektikleri görüntüye ilk müdahaleyi makine üzerinde kendileri yapmaktadır. Çekilen fotoğrafın odak uzaklığı ile dijital fotoğraf makinesi üzerinde oynanabilir. Sözgelimi çekilen fotoğrafın odak uzaklığını dar açıya düşürerek konuyu kendinize yaklaştırıp, kareyi daha sadeleştirmek mümkündür. Onun ötesinde gereken değiştirme ya da düzeltmeler için haber fotoğrafı yine mutlaka dijital fotoğraf makinesinden bilgisayara aktarılır. Dizgiye girmeden önce sayısal ortamda gerekli tüm düzeltmeler yapılır.
Renkle ilgili olarak photoshop programında genellikle renk dengesi (color balance) ile renk/doygunluk (hue/saturation) ile ve parlaklık/kontrast (brightness/contrast) ile oynanır (Zuckerman J. 2004:144). Sözgelimi haber fotoğrafı az pozlanmışsa gereken ışığı bu program ile ekleyebiliriz. Çekilen fotoğrafta renkler doygun değilse, özellikle renkli fotoğrafa önem veren popüler gazeteler gereken doygun rengi bu programla sağlayabilirler. Fotoğraf çok mu parlak, muhabir kontrastlığı yakalayamamış mı? Bunlar photoshopla çözülecek problemlerdir.
Görüntünün açısı ya da rengiyle oynamak genel olarak masumane bir müdahale olarak görünür. Burada yapılan sadece fotoğrafın kalitesini arttırmaktır. Fotoğrafa yeni imgeler ekleyip çıkarmadıkça etik anlamda bir sorun yaşanmayacağı sanılır. Ama çoğu zaman bu niyet bile etik sorunlara neden olabilmektedir. Etik sorun yaratsın yaratmasın beş örnek haber fotoğrafıyla editörlük kurumunun işleyişini değerlendirmek gerekirse:
|