İnternetteki
Tipografi Sorunları
ve Görsel Kirlenmeye Karşı Öneriler
DOÇ.
HASİP PEKTAŞ
www.aed.org.tr
İnternet, milyonlarca
insanın kullanımındaki dünyanın en yaygın ve en büyük bilgisayarlı
iletişim ağıdır. Üniversitelerin, araştırma kurumlarının,
devlet dairelerinin ve ticari kuruluşların birbirlerine
bağlandıkları bu ağdan yararlananların sayısı her geçen
gün biraz daha artmaktadır. İnternet kullanıcı sayısı Avrupa’da
27, Türkiye’de ise 1.5 milyona çıkmıştır. Temmuz 1999 RIPE
istatistiklerine göre İngiltere’de 1.6 milyon, Türkiye’de
ise 85 bin internet adresi vardır.
|
İnternet, içerik ve özellikleriyle özgür bir iletişim ortamıdır.
Kullanımı kolaydır, ekonomiktir, yer/alan ve zaman olarak
oldukça esnektir. Diğer iletişim kanallarına göre hedeflenen
kitleye ulaşmada daha başarılıdır. Her istenilen konu istenildiği
biçimde sunulabilir, paylaşılabilir.
Yazı, görüntü ve ses gibi verilerin bilgisayar kullanıcılarına
ulaşmasını sağlayan bu global ağın cazibesine kapılan pek
çok kişi web sayfası yapmakta, farkında olmadan bazı görsel
kirlenmelere de neden olmaktadır. Eğer amaç ilgi çekici, bilgi
verici ve görsel yönden etkili sayfalar yaratmaksa, belirli
bir tasarım birikimine sahip olmak gerekmektedir. Amatör olarak
web sayfası yapmak isteyenlerin önünde şüphesiz herhangi bir
engel yoktur. Fakat görsel kirlenmeyi en aza indirmek bağlamında
bazı ilkeleri ve önerileri dikkate almalarında yarar vardır.
|
Bilgi tasarımının önemi giderek artmaktadır. İyi bir planlama
ise her tasarımın temel koşuludur. Amaca uygun olarak derlenmiş
bir bilgi, doğru düzenlenir, iyi sınıflandırılır ve etkili
şekilde sunulursa alıcısı tarafından kolayca algılanır. Düzensiz
yerleştirilen yazı ve görüntü ögeleri algılamayı, iletişimi
güçleştirir ve yanlış anlaşılmalara neden olur. Yazı ve görüntüler
arası görsel denge iyi kurulmalıdır. Renkler, biçimler ve
bunların yerleşimi dengeli olmalı, ilgi çekmelidir. Göz, bilgi
akışına göre zorlanmadan sayfadaki hareketi takip edebilmelidir.
Unutulmamalıdır ki, yazı, iletişimsel anlamını kaybettiği
an amacından da uzaklaşmış olur.
Yazı karakterlerinin iki boyutlu bir yüzeye yerleştirilmesi
sanatına - tasarımına “tipografi” denir. Tipografi, yazının
mantık sınırlarını zorlamasını saglar, dikkati diri tutar,
insan ruhunu okşar, çileden çıkarır, heyecan verir. Bu nedenle
tasarımcının sloganı; “basit, etkin ve derin” olmalıdır. Web
sayfaları, kolay kullanımı ve algılanırlığı ile “basit/yalın”,
verimli ve yararlı bilgileriyle “etkin”, tüm sorulara vereceği
yanıtlarla ve yaratacağı heyecanla “derin” olmalıdır.
|
Özenle
hazırlanmış giriş sayfaları web sitesini başarılı yapmaz.
Tüm sayfalar özenle hazırlanmalı ve ortak bir dil taşımalıdır.
Sayfalar arası bütünlüğü bozmamak için seçilen yazı karakteri,
renk ve biçimlerde süreklilik şarttır.
İnternet üzerinde okunaksız yazı örneklerine sıkça rastlanmaktadır.
Özellikle temel tasarım prensiplerini bilmeyenlerin hazırladığı
web sayfalarında daha sık rastladığımız okunma sorunu yaratan
bazı etkenler vardır. Yazı karakteri seçimi, sayısı, puntosu,
serifli, serifsiz, bold ya da italik olması, büyük/küçük harf
(majüskül/minüskül) olması, bloklama biçimi, harf ve zemin
rengi, zemin dokusu, satır uzunluğu ve boşluklar, tipografik
düzenlemenin temel sorunlarıdır.
|
Sözcükler,
yazıldığı harf karakterine göre anlam kazanırlar, etkili veya
etkisiz görünürler. Algılamanın kolay ya da zor olması, kavramların
somutlaştığı bu harf gruplarının yapısına bağlıdır. Her yazı
karakterinin bir kimliği vardır. Bu kimlik mesajın iyi anlaşılmasını
sağladığı gibi, yanlış yorumlara da neden olabilir. Narin,
kaba, kadınsı, erkeksi, çağdaş, klasik, resmi, gayriresmi,
laubali veya oryantal yazı karakterleri vardır. Örneğin Times’ın,
İngiliz asaletini, ağırbaşlılığını yansıttığı söylenebilir.
Yazı karakterinin çeşitliliği, gereksinmeye göre olmalıdır.
Eger sayfa büyük, metin uzun ve farklı vurgular gerekiyorsa
yazıda çeşitliliğin olması, zenginlik ve renklilik getirir.
Çok fazla yazı karakteri daima risktir. Her karakter farklı
mesajlar ileteceğinden okuyucunun kafasını karıştırabilir.
Script fontlar, el yazısı görünümüyle samimi ve sempatiktirler.
Fakat büyük harf (majüskül) yazılmış Kaligrafik ve Gothic
yazılar zor okunurlar. Dekoratif yazılar ise, çok süslü yapılarıyla
oldukça okunaksızdırlar. Geneva, Helvetika, Arial ve Times
gibi ekran fontları daha okunaklıdır.
|
Kaligrafik ve Gothic fontların büyük harfleriyle yazılan sözcük
zor okunur.
Ekrana yönelik tasarımlarda farklı font ailelerinden gelen
(serifli, serifsiz, vs) ikiden fazla harf karakterinin kullanılması
sakıncalıdır. Aksi takdirde, algılamada güçlükler meydana
gelebilir. Aynı harf karakterinin kalın, ince, italik gibi
varyasyonlarını kullanarak istenilen çeşitlilik sağlanabilir.”
(Burger:1993)
Yazıların puntosu çok büyük olursa her bakışta algılanacak
sözcük sayısı azalır. Çok küçük olursa da harfler seçilemez.
30-35 cm.lik bir okuma uzaklığı için ortalama yazı boyutu
9-11 puntoya denk gelecek büyüklüktür. |
Serifli fontların takibi oldukça
kolaydır. Okuyucu, serifli harflere daha alışıktır fakat,
harf ve sözcük boşlukları düzgün olduğu sürece serifsiz
bir yazı, serifli kadar okunaklıdır. Hatta webde; özellikle
koyu zeminlerde serifsiz yazının okunurluğu daha da fazladır.
|
Webde özellikle koyu zeminlerde
serifsiz karakterler tercih edilmektedir. Bir yazı karakterinin
bold ya da extra bold türü, normal (roman) türüne göre daha az
çekici ve daha az güzeldir. Normal kalınlıktaki harfin zarif uçları,
bold yapıda törpülenmiş gibi durmaktadır. Bir sözcük vurgulanmak
isteniyorsa karakteri bold yapmak yerine, puntosunu ve rengini
değiştirmek tercih edilmelidir.
Normal ya da light karakterler daha zariftir.
Yazının yapısı, vurguyu belirler.
İtalik fontlar, tekdüzedir, gösterişsizdir, değişik yapısıyla
anlatımı güçlendirir, daha samimi bir iletişim kurar. Fakat deforme
olmaya çok uygundur. Uzun metinlerin italik yazılması, yazıyı
zayıf gösterir, harflerin birbirinden ayrılması zordur. Okunurluk
sorunu göz önünde tutularak olabildiğince az kullanılmalıdır.
Uzun metinlerin bold yazılması ya da tümünün büyük harflerden
oluşması da görünüşü sevimsiz kılar. Sözcükler, kaba bir dikdörtgen
biçimde gözükürler. Küçük harfler, kuyrukları ve bacaklarıyla
büyük harflerden daha ayrımlı yapı gösterirler ki bu da onları
daha okunur yapar. Büyük harfler, daha çok yer kapladığından,
aynı alanda gözün daha fazla tarama yapmasına neden olurlar.
Yazının sola blok olması,
harf aralarının daha düzgün olmasını, daha az kesme işaretinin
yer almasını sağlar. Beyaz nehirlerin oluşmasını önler. Özellikle
dar sütunlarda idealdir. Sağa ya da ortadan blok yazılarda takip
sorunu yaşanabilir.
Renk; tanımlayıcılığı, ayırt ediciliği, yön göstericiliği ve vurgulayıcılığı
ile web sayfalarının en önemli öğelerinden biridir. Okuyucuyu
etkiler, ilgiyi diri tutar. Siyah-beyaza göre %40 daha fazla dikkat
çeker. Bilgi, renk sayesinde daha etkili sunulabilir. Örneğin
başlığı metinden ayırmak, bir mesaja dikkat çekmek, bilgi gruplarını
birbirinden ayırmak, akışı sağlamak gibi pek çok işlev renkle
yerine getirilebilir.
Yazıda renk vurguyu artırır.
Koyu zemindeki açık renk yazı, kontrastlık yaratır.
Koyu renkli zeminler üzerinde açık renkli yazılar tercih edilmelidir.
Daha ışıklı olması nedeniyle koyu zemin üzerindeki yazılar, özellikle
de serifsizler daha iyi görünürler. Okunurluk açısından harf ve
zemin arasında en az %70 ton farkının gerekli olduğu da unutulmalıdır.
Zemin 100 değer ise harf 30 değerden fazla olmamalıdır. Tersi
için de aynı şey geçerlidir.
Şekil, ton ve renk uyumunda ve bunların
konumlarında farklılıklar yapmak, sayfaya enerji verir. Örneğin
yatay pozisyon yerine belirli bir eğimdeki yerleştirmeler görsel
kontrastlıklar yaratır. Kontrastlık, tasarımın temel prensiplerinden
biridir. Bir sözcüğün ya da deyimin yüksek ya da alçak sesli çıkmasını
sağlar. Layoutta (düzenlemede) vurgu için ögeler arası güçlü kontrastlıklar
gerekir. Boyutta, biçimde, konumda, ağırlık ve renkte resmin mi
yoksa yazının mı dominant (güçlü) olacağı önceden belirlenmelidir.
Herşeyde vurguyu aynı yapmak, monoton bir sonuç yaratır.
Karışık doku ve biçimlerin oldugu
bir zeminde yazının okunurluğu azdır. Açık, konturlu ya da gölgeli
bir yazı böyle durumlarda etkiyi artırır. Koyu zeminde açık, açık
zeminde koyu yazı; kontrastlık yaratması nedeniyle daha kolay
algılanır.
Yazının fazla daraltılmış (condensed) olması, harflerin birleşmesine,
iç boşluklarının zayıflamasına neden olur. Fazla genişletilmesi
(expanded) ise her bakışta okunan sözcük sayısını düşürecek, okuma
süreci uzayacaktır.
Web sayfalarındaki en önemli sorunlardan biri yazı satırlarının
uzunluğudur. Basılı yayınlarda oldugu gibi satır arası ayarlama
yapılamaz. Fakat satır uzunluğu istenildiği gibi düzenlenebilir.
Satır uzunluğu, tek sütünlu metin gruplarında 8-12 sözcüğü, birden
fazla sütunlu metinlerde 6-7 sözcüğü geçmemelidir. Satırlar çok
kısa ise göz hareketi sıkça kesilir; çok uzun olunca da, gözün
alt satır başına geçmesi, dogru tarama yapması zorlaşır, satır
atlar ya da aynı satırı tekrar okur. 70 harf ve boşluktan uzun
bir satır, okumadaki sürekliliği engeller. Rahat okuma için ise
bir satırdaki harf ve boşluk sayısı 40 civarında olmalıdır. Bu
da ortalama 6 sözcüğe karşılıktır. Satırlar arasındaki beyaz boşluk,
sözcükler arasındaki boşluktan fazla olmalıdır. Satırlar arası
boşluğun aşırı olması metnin leke etkisini, kontrastlığını azaltır,
daha yumuşak görünümlü yapar.
Web sayfasında yazı ve görüntüyü
gösteren boşluktur. Fazla boşluk, dinlendirir, rahat algılama
sağlar. Az boşluk ise karışıklık ve karmaşa yaratır, algılamayı
güçleştirir. Yazı alanına çok yaklaşmış görüntü ögeleri, hem yazının
hem kendinin algılanmasını zorlaştırır. Okuyucunun dikkatini dağıtır.
Yazı ile görüntü arasında en az 4 mm. boşluk olması gerekir. Yazı
ve resim alanları ile kenar boşlukları önceden saptanmalıdır.
Resimlerin, metni ikiye bölmesi zorunluysa, tümceyi degil, paragrafı
bölmesi tercih edilmelidir.
Basiti karmaşık hale sokmak hiç
de zor degildir. Bunların çok sayıda örneğini görmek mümkündür.
Önemli olan karmaşığı basitleştirmektir. Yalın, anlaşılır bir
tasarımın geleceğe kalma şansı daha yüksektir. Her şeyde olduğu
gibi bu konuda da araştırma ve deneme yapmak bir zorunluluktur.
Yaratıcılığın sonu yoktur. Daha iyiyi ve güzeli bulmak en büyük
hedefimiz olmalıdır. Öyle değil mi?
Kaynakça:
BURGER, J. Desktop Multimedia Bible. Addison-Wesley Publishing
Company, New York, 1993.
BARFIELD, L. The User Interface, Consepts and Design. Addison-Wesley
Publishing Company, Oxford, 1993.
COTTON, B. ve OLIVER R. Siberuzay Sözlüğü. Yapı Kredi Yayınları,
İstanbul, 1997.
GATES, D. Lettering for Reproduction, Watson-Guptill Publishing
Co. Inc. 1969
JEAVONS, T. ve BEAUMONT, M. An Introduction To Typography, Quintet
Publishing Limited, London, 1990.
PEKTAŞ, H. “Basın İlanlarında Grafik Tasarım ve Layout”, Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Ankara 1987.
REYNOLDS, L. “Yazının Okunaklılığı”, Mimar Sinan Ünv. çeviriler,
İstanbul.
RUBINSTEIN, R. Digital Typography. An Introduction to Type and
Composition for Computer System Design. Addison-Wesley Publishing
Company, USA, 1988.
SARIKAVAK, N. K. Tipografinin Temelleri. Doruk Yayıncılık, Ankara,
1997
ŞENER, B. “Grafik Tasarımın İnternet’deki Yeri ve İşlevi”, Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 1997.
http://www.dtp-aus.com/typo/txt-lay.htm MAGNIK, J. Typography
& Page Layout
http://www.hun. edu.tr Web Tasarım Klavuzu, Hacettepe Ünv. Bilgi
İşlem/Lacivert Tasarım Grubu
*Hasip Pektas, Hacettepe Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi,
Grafik Bölümü Ögretim Üyesi.
Doç. Hasip Pektaş
|