FOTOĞRAFIN
GÜCÜ
Engin
Özendes
Fotoğraf sanatın tüm isteklerine
cevap verecek güçtedir.
Paul Delaroche (1797-1856)
Önceleri, elle resmedilmemiş bir görüntüyü yüzeye geçirebilmek
hayal edilemeyecek bir şeydi.
Fransa’da Niepce, görüntüyü bir düzlem üzerine doğrudan
saptamak için senelerdir uğraş vermiş, bu isteğini ancak 1826’da
başarabilmişti... Daha önce ne böyle bir görüntü vardı dünya yüzünde,
ne de bu görüntünün adı fotoğraftı.
Daha sonra Daguerre, küçük
karanlık kutuya yerleştirdiği madeni levha üzerinde elde ettiği
görüntüleri, 19 Ağustos 1839’da Fransa’dan tüm dünyaya ‘‘Daguerreotype’’
adıyla duyurdu. Daha sonraki yıllarda adı, Yunanca kökten gelen
FOTOGRAF’a (phos=ışık, graphein= yazmak, Photographia=ışıkla yazmak)
dönüştü. Fotoğraf, sanatçının fırçasını kullanmadan elde ettiği
yeni bir resim yapma tekniği oldu.
Kimyager, Daguerrotype
M.Koenigsberg Kolleksiyonundan
|
Bulunuşundan hemen sonra, Fransa’dan
yola çıkan gezginlerce dünyaya yayılan fotoğraf, medeniyetlerin
kurulduğu Doğu Akdeniz bölgesine giden gemiler’in rotası ile birleştirdi
kendi rotasını.
21 Ekim 1839’da Marsilya’dan
Scamandre gemisi ile yolculuğuna başlayan Frederic Goupil Fesquet
(1806-1893) Mısır ve Ortadoğu’yu dolaştıktan sonra, 8 Şubat’ta
İzmir’e ulaştı. 19 Şubat’ta İstanbul’a gelen Fesquet, bu kentin
ilk Daguerreotype’larını fotoğrafın bulunuşundan altı ay sonra
çekmiş oldu.
1840-44 arasında 114 seyahat görüntüsü
Paris’te N. P. Lerebours tarafından Excursions daguérriennes:
Vues et monuments les plus remarquables du globe (1840-1844) adı
ile yayımlandı. Bu, dünyada fotoğrafın matbaa yolu ile basılmış
ilk kitabı sayıldı.
Fotoğraf resim sanatını taklit
ederek başlarken, resim sanatıyla uğraşanlar da fotoğraftan çok
şey öğrendiler. Öncelikle doğru perspektif çizmenin yolu karanlık
kutudan geçiyordu. Fotoğrafın olanakları resme çok şey katmaya
başladı. Zaten daha 17. yüzyılda Vermeer, 18. yüzyılda da Canaletto
fotoğrafa giden yolun başlangıcı olan Camera Obscura’dan yararlanmamışlar
mıydı? Delacroix, Degas, Manet, Courbet hepsi birer fotoğraf amatörü
oldular.
Paul Delaroche’un ve Ingres’nin
atölyelerinde resim çalışmaları yapan Charles Negre’nin resim
ve fotoğrafı bir arada sürdürmesi, bu atölyelerden yetişecek sanatçılara
bir anlamda öncülük yaptı. Daha sonra Delaroche’un öğrencilerinden
Gustav le Gray, Henri le Secq, Roger Fenton ünlü birer fotoğrafçı
olarak yaşamlarını sürdürdüler.
John Shaw Smith, Ayasofya
|
Kamera kendi gerçeğini mi,
yoksa gözün gördüğü gerçeği mi saptıyor konusundaki tartışmalar,
yeni bir soruyu gündeme getirdi. Eğer fotoğraf bize tam gerçeği
yansıtıyorsa ve optik bir aracın arkasındaki gözü sınırlıyorsa,
sanat mıdır? Bu soru sanatçılar ve sanat eleştirmenleri arasında
tartışmalara neden oldu. Bir fotoğrafta saptanan doğa görüntüsü,
doğanın bir kopyasını yaparak, dünyadan doğrudan izlenimler veriyorsa,
bu nasıl sanat olur? Bunun karşılığında verilen cevap ise çok
yalın ve kısa idi. Eğer:6optik aracın arkasında bir yaratıcı göz
ve ona hükmeden ve çok geniş bir çevreden arındırarak seçen bir
beyin varsa, bu sanattır.
Nadar
Kendi Portresi
|
Gazeteci ve karikatürist Gaspard
Félix Tournachon Nadar’ın devreye girişi neredeyse bu tartışmaların
sona ermesini sağladı. 1853’te açtığı Paris’teki atölyesinde,
bilimden sanata, politikaya kadar herkes Nadar’a portresini çektirdi.
Sonuç olağanüstüydü. 1852’lerde, John Shaw Smith, İstanbul’da
fotoğrafını çekebilme başarısını gösterdiği sokağın, üst üste
koyduğu 36 değişik cam negatifle yepyeni bir görüntüsünü elde
etti...
Bu sonuç fotoğrafta yaratıcı
çalışmaların başlangıcı oldu.
19. yüzyılın ikinci yarısından
başlayarak sefaleti, savaşları, toplumsal felaketleri fotoğraf
karelerine aktaranlar; acıyı, sevinci, sadakati, inancı yaşayan
insanın doğasındaki gücü de saptamaya özen gösterdiler. Bu fotoğraflarla
dünya gerçekleri gördü, toplumsal sessizlik bozulmaya başladı.
Dünyada ilk sosyal içerikli fotoğraflar, 1853’te Kırım Savaşı’nda
İngiltere’nin görevlendirdiği Roger Fenton tarafından çekildi.
Savaşın acımasız yüzünü doğrudan saptayan bu fotoğraflar insanların
savaşa tepkilerini artırdı.
R.Fenton, Türk Askerleri
|
R.Fenton, Sivastopol Ovası
|
Fotoğraf, resim sanatının farklı boyutlarda irdelenmesini
de gündeme getirdi. Çıplak gözle fark edilemeyecek görüntüleri de
aYakalayarak, sanat ortamında gerçeğin bilinmeyen
yanlarının ortaya konmasını sağladı. 1872 yılında Eadweard Muybridge’in
hazırladığı fotoğraf makinesi setiyle saptanan atın ayak hareketleri,
o güne kadar at resmeden ressamların yanıldıklarını ortaya koydu.
Gerçekte at, hiçbir zaman dört bacağını da gerili bir biçimde havada
tutmuyordu.
Muybridge, Koşan Atlar
|
Doğu’nun ilk gezginleri başlangıçta
dev boyutlarda olan kameralarını ve cam negatiflerini ve hatta
fotoğrafı elde edecekleri tüm kimyaları da sırtlarında taşımak
zorundaydılar. 1888 yılında George Eastman, “en küçük, en hafif,
en kolay” dediği Kodak kameralarını piyasaya sürdü. Bu yeni pratik
araç ve özellikle fotoğraf çekildikten sonra tüm işlemleri Kodak
firması tarafından tamamlanan baskı aşamaları, fotoğraf çekimlerine
büyük kolaylık getirdi.
J.Riis, Beş Centlik Konaklama
|
Fotoğraf artık toplumların
yönlendirilmesinde görsel bir güç olmuştu. 1888’lerde sefaleti
çok iyi tanıyan Jacob Riis’in fotoğrafları Evening Sun gazetesinde
yayımlandığında, büyük bir tepkiye neden oldu ve bu tepki New
York’ta cüzamlıların yaşadığı semtlerin yeniden düzenlenmesini
sağladı.
1909’da göçmen çocukların kötü
koşullarda çalışmalarını belgeleyen Lewis Hine’ın fotoğraflarının
yarattığı huzursuzluk, çocukların korunmasıyla ilgili bir kararın
hemen onaylanmasına neden oldu.
L.Hine, Rus Göçmen
|
Göçmenlerin yaşamını saptamak için hazırlanan FSA (Farm
Security Administration) projesinde çalışan bir grup fotoğrafçının 300 bine yakın fotoğrafı, 1933'lerde
Amerika'da yaşanan büyük krizi tüm çıplaklığı ile gözler önüne serdi.
Kriz Orta Avrupa ekonomik sistemine
de yansıyınca. Almanya'da Nazilerin özellikle gerçekleri gün ışığına
çıkaran iki belge fotoğrafçısına karşı tavır almalarına neden
oldu. Bunlardan biri fotojurnalizmin babası Erich Salomon, diğeri
devrin insanlarını büyük bir ustalıkla saptarken, aynı zamanda
Almanya'nın değişen siyasi tarihini de belgeleyen August Sander'di.
Fotoğrafın en önemli niteliği
onun belge yanıdır. İster gözün gördüğünü olduğu gibi saptayan
bir yaklaşımla çekilsin, ister kameranın arkasından bakarken seçen,
ayıklayan ve orada fotoğrafı bitiren gerçekçi tavrı benimsesin,
isterse de karanlık odada görsel yaratılarını deney yoluyla çözerek
tasarım sentezine ulaşan deneysel çalışmalar yapsın. Çağının insanını.
doğasını, sanatsal yaklaşımını, beğenilerini aktaran bu buluş
kendi bünyesinde öncelikle belge niteliğini taşır.
Fotoğraf, fotoğrafı çekenin
stilini ve yaklaşımını belirli bir kompozisyon dengesi ile ortaya
koyduğu bir yaratıcılıktır. Önemli olan iletilmek istenen mesajdır.
Bu mesajsa fotoğrafın gücünü yansıtır. Fotoğrafçı artık çağını
görsel olarak yazan bir tarihçidir.
(Yazı, "Merhaba
Atina Here İstanbul" isimli kitapdan alınmıştır.)
|