FİLMLER - I
SİYAH BEYAZ FİLMLER
Fotoğraf makinelerinde, fotoğrafı
çekilecek konunun görüntüsünü saptamak için bir yüzü ışığa karşı
duyarlı bir emülsiyon tabakasıyla kaplanmış film denilen malzemeler
kullanılır. Siyah-beyaz ve renkli fotoğrafçılıkta kullanılan filmler,
negatif, reversal (direkt pozitif) ve pozitif filmler olmak üzere
üç tiptir )
Negatif filmlerde görüntü negatif
denilen ters bir haldedir. Yani konunun açık renkleri koyu ve
koyu renkleri de açık olarak görülür. Siyah-beyaz filmlerde bu
açıklık ve koyuluk beyazdan siyaha kadar giden gri rengin tonlarıyla,
renkli negatiflerde ise konu renklerinin çıkarıcısı olan renklerin
tonlarıyla olur. Fotoğraf kağıtlarına veya pozitif filmlere kontak
ya da agrandisman baskı yapmak için kullanılır .
Reversal (Direkt Pozitif) filmler
ise fotoğrafı çekilen konunun pozitif denilen görüntüsünü verirler.
Konunun renk ve koyulukları negatif filmlerde olduğu gibi ters
bir halde değildir. Aynen konunun küçültülmüş bir görüntüsünü
verirler.
FİLMLERİN HIZLARI (DUYARLILIĞI)
Fotoğraf filmlerinin genel duyarlık
derecesi veya fotoğrafik deyimle hızı, emülsiyon içinde bulunan
gümüş tuzları kristallerinin şekil ve karakteristikleri ile yakından
ilgilidir. Küçük ve düzgün kristaller daha düşük hızlı, buna karşılık
daha büyük ve düzensiz yapılı kristaller yüksek hızlı emülsiyonları
oluştururlar.
Emülsiyonların özellikleri ne olursa
olsun öyle bir an gelir ki kristal boyu belirli bir boyuta eriştikten
sonra önce kararma durur ve sonra yavaşlamaya başlar. Yani hız
düşmeye başlar ki fotoğrafçılıkta bu olaya solarma denilir.
Emülsiyonların duyarlılığının ölçülmesine
sanzitometri denir ve fotoğrafçılıkta çok önemlidir. Çünkü her
türlü fotoğraf çekiminin esasını oluşturur. Sanzitometri, artan
ışık karşısında emülsiyonların kararışını grafikle gösterirken
aynı zamanda emülsiyonun kontrast derecesi bakımından da özelliğini
belirtir. Işığa karşı duyarlı emülsiyonlar ışık yoğunluğunun eşit
bir şekilde artması halinde düzenli bir şekilde kararmazlar. Bu
kararmanın miktarı çeşitli emülsiyonlarda değişiktir. Bu kararmalar
emülsiyon kontrastının yumuşak mı, normal mi yoksa sert mi olduğunu
belirtirler.
Film ambalaj kutuları üzerinde,
filmlerin niteliklerini bildiren (Renkli Negatif, Renkli Reversal,
Gün Işığı Tipi, Tungsten Işığı Tipi, Pankromatik veya Ortokromatik
gibi ) yazılardan başka emülsiyonların ASA ve DIN cinsinden hızları
da yazılır. Emülsiyonların hız ölçüsü için biri aritmetik yöntem
(ASA) diğeri logaritmik yöntem (DIN) olmak üzere iki sistem kullanılmıştır.
Bu iki sistemin dayandığı ilkeler birbirlerinden ayrımlı olduğundan
bir sistemle ifade edilen hıza, diğer sistemde uygun hız en yaklaşık
değerleriyle ifade edilir. Ve günümüzde film hızları için en yaygın
şekilde ASA (American Standart Association) ve DIN (Deutche Industrie
Normen) kullanılmaktadır.
SİYAH-BEYAZ FİLMLERİN YAPISI
VE SINIFLANDIRILMASI
Film Yapısı: Tipik bir siyah beyaz
filmde emülsiyon gümüş bromürde oluşan ve ışığa duyarlı kristallerin
bulunduğu jelatin bir tabakada olur. Gerginliği engelleyici kaplama
emülsiyonu korur ve alttaki tabaka tarafından yukarı yansımasını
engeller.
GÖRÜNTÜNÜN OLUŞUMU:
a)Bir gümüş bromür şemasında bir
çok gümüş ve bromür iyonu elektrik şarj yüküyle bir arada tutulur.
Gümüş iyonları elektron kaydeder ve yüklenir; bromürler ise elektron
yakalar ve yüklenir. Yapıyı gümüş sülfat zerrecikleri ve serbest
elektronlar tamamlar.
b) Bir ışık fotonu kristale çarptığında
brom iyonundaki elektrona enerji verir ve elektronu kristalin
etrafında dönmesine sebep olur. Brom iyon + yüklenmiş serbest
gümüş iyonu çeker ve bir bağ oluşturur. Gümüş sülfat gibi kirli
tanecikler bu oluşan bağı çekme eyleminde olduğundan hassas tanecikler
olarak bilinirler.
c) Daha fazla ışık fotonları kristale
çarptıkça daha fazla elektron serbest kalır. Elektronlar ve gümüş
iyonları duyarlı zerreciklere doğru hareket eder. Bu aşamada görünmez
olmasına rağmen iyon elektron grubu gümüş metalini oluşturur.
d) Tümüyle ışığa maruz kaldıktan
sonra, kimyasal gizli bir değişime uğrar; yinede görünür olması
için milyonlarca defa büyütülmesi gerekir.
Siyah-beyaz filmler hızlarına ve
duyarlılıklarına göre iki grupta toplanabilirler. Hızlarına göre
yavaş filmler, orta hızda filmler, hızlı filmler, çok hızlı filmler,
duyarlılıklarına göre de ortokromatik ve pankromatik filmler diye
incelenebilirler.
Yavaş Filmler: 16-40 ASA. İyi bir
ışıkta temiz ve ayrıntılı bir görüntü ve yüksek kontrast verirler.
Poz zamanı genişliği en az olan filmlerdir.
Orta Hızda Filmler: 50-100 ASA.
Her bakımdan kusursuz filmlerdir. Normal bir görüntü ve normal
kontrast verirler. İyi ve uygun ışık koşullarında bina içlerindeki
fotoğraf çekimlerinde kullanılabilirlerse de daha çok dışarıda
çekilecek fotoğraflar için iyidir.
Hızlı Filmler: 125-200 ASA. Fazla
hareketli konuların fotoğraflarının çekiminde kullanılırlar. Net
ve güzel görüntü verirler. İri grenli olduklarından fazla büyütülmeğe
gelmezler. Poz zamanı genişliği çoktur. Manzara portre ve natürmort
fotoğrafları çekimine en uygun filmlerdir.
Çok Hızlı Filmler: 250-2000 ASA.
Gece manzaraları ve çok hareketli konuların fotoğraflarının çekiminde
kullanılırlar. Yüksek poz süresi kullanıldığında düşük nitelikte
görüntüler verirler. Fazla büyültmeler veya güzel ve net ayrıntılar
için uygun değillerdir.
Ortokramatlk Filmler: Kırmızı renge
karşı duyarsız olan bu filmlerin yeşil ve sarı renklere karşı
duyarlığı çok fazladır. Bu nedenle manzara fotoğraflarının çekiminde
kullanılırlar. Çok yakın tonlu renkler arasındaki ayırımı belirtmezler.
Çok ışıklı yerlerde ve yazın çok güneşli havalarda kullanılabilir.
Kırmızı güvenlik lambalarıyla banyo edilebilirler.
Pankromatik Filmler: Her türlü gereksinmeye
cevap veren en yaygın ve en çok kullanılan filmlerdir. Renk çarkının
bütün ışınlarına karşı duyarlıdır. Birbirine yakın koyulukta olan
renkler arasındaki ton ayrımlarını çok güzel belirtirler. Kesin
olarak karanlıkta veya özel çok koyu zümrüt yeşili ışık veren
güvenlik lambalarının ışığında banyo edilirler.
Çok Hızlı Pankromatik Filmler: Kırmızı
ve turuncu renge, karşı çok duyarlı ve iri renkli filmlerdir.
Spor müsabakaları, gece fotoğrafları ve yapay ışık fotoğrafları
ve fazla hareketli konuların fotoğraflarının çekiminde kullanılırlar.
Ortopankromatik Filmler: Kırmızıya
karşı duyarlığı hafifçe azaltılmış filmler olup portrelerde, doğa
manzaralarında ve mimari yapıtların fotoğraflarının çekiminde
kullanılırlar.
Seramik plak fotoğrafında bir ayrıntı,
ayrı ayrı yavaş, orta, hızlı ve ultra-hızlı filmler için gösterilmiştir.
Burada büyütme oranı az olduğunda farklar önemsiz görünür, fakat
büyütme oranı büyük olduğunda (burada 15x) farklar net görülebilir.
GRENLER
Emülsiyon içindeki gümüş kristalleri
ne kadar küçük olursa görüntü grenleri o kadar küçük olur.
Her hangi bir film banyo (developman)
dan sonra bir büyüteçle incelenirse görüntünün muhtelif yoğunluktaki
on binlerce noktadan oluştuğu görülür. Fotoğrafçılıkta bu noktalara
gren denilir. İri grenli bir negatif filminden fazla büyütülmüş
bir fotoğraf parlaklığını kaybetmiş kaba bir görünümdedir. Bütün
hızlı filmler, yavaş veya orta hızdaki filmlerden daha iri grenlidir.
Emülsiyonlar başlangıçta yapım
şekilleri nedeniyle ince veya iri grenlere sahiptirler. Daha sonra
herhangi bir işlemle herhangi bir şekilde değiştirilebilme olanağı
yoktur.
Tane Doku(iri gren): ISO 400 Tri-X'sin
dokusallığı büyütüldüğünde görülür hale geliyor. Yukarıdaki çerçevenin
tam büyütülmesi kumluluğun 7X'te ayrımının başlangıcını gösteriyor.
Grenin görünebilirliği büyütme
derecesine bağlıdır. Tanzanya'da çekilen her iki baskı aynı ISO
400 Tri-X negatifinden yapılmıştır. Soldaki baskı 3 ½ x oranında
büyütülmüşken, aşağıdaki 20x oranında büyütülmüştür. Gren orta
grilikteki bölgede daha görülebilir haldedir.
KONTRAST
Kontrast, negatif görüntü üzerindeki
gümüş birikintisinin yoğunluğudur. Bütün fotoğrafik görüntülerin
bir yoğunluğu vardır. Eğer bir film üzerindeki her hangi bir noktada
bir gümüş birikintisi yoğunluğu yoksa o nokta saydamdır ya da
film tabanı renginde ve opallik derecesindedir. Bütün fotoğrafik
görüntüler, emülsiyon içinde bulunan kristallerin üzerindeki ışık
görmüş gümüşün developerin etkisinde kalarak birikinti halinde
dibe çökmesi sonucunda meydana gelirler. Developman ne kadar uzun
sürerse o kadar fazla gümüş iyonu developerin etkisinde kalarak
dibe çökecek ve sonuçta negatif o derece yoğun olacaktır. Görüntünün
renk tonlarını ve ayrıntılarını meydana getiren bu gümüş birikintisi
kalınlaştıkça kontrast artacaktır. Kontrastlı bir negatif görüntünün
bazı kısımlarının çok yoğun ve diğer bazı kısımlarının da çok
az yoğun gümüş birikintilerinin meydana geldiği negatiflerdir.
Düşük kontrastlı negatiflerin üzerindeki görüntü yoğunluğunda
ise bu derece büyük farklar yoktur. Görüntü birbirine yakın değerlerde
gümüş birikintilerinin meydana getirdiği kısımlardan olur. Diğer
basit bir tanımla kontrast, filmin üzerinde bekleyen, görüntünün,
filmin ışığın etkisinde kaldığı süreyle orantılı olarak beyazdan
siyaha kadar giden gri rengin tonlarıyla oluşmasıdır. Beyazdan
siyaha kadar sıralanan bu gri renk tonlarına Gradasyon yani derecelenme
denir ki, fotoğrafik deyimle bu kontrasttır.
Gradasyon, derecelenme bazen, yan
yana olan gri renk tonları arası uzun ve aralıklı olursa bu takdirde
yumuşak-soft, derecelenme kısa, yani yan yana gelen gri tonlarının
araları kısa ise bu takdirde görüntü sert kontrastlı olur.
Kontrast: Aydınlatma farklılıkları
ve kontrast değişikliği yandaki fotoğraflarda (ikiside aynı filmle
çekilmiştir-TriX) ve aynı gelişimlere sahiptir. İkisinde de büyütme
normal derecede baskı kağıdında yapılmıştır. Sağdaki Bufola resminde
bufolanın karanlık kısmındaki arka aydınlanma kağıdın alanını
aşan tonlar vermektedir. Kapalı bir günde çekilen soldaki gölgesiz
fotoğrafta tonların çeşitliliği daha sınırlı.
KARAKTERİSTİK EĞRİ
Bir emülsiyonun poz süresindeki
artımlara karşı tepkimesi bir grafik üzerine çizilir ve bu şekilde
elde edilen eğri karakteristik eğri (characteristic curve) adını
alır. Develope edildiği zaman emülsiyonun bir gümüş birikintisi,
yoğunluğu meydana getirmeye başladığı en düşük ışık miktarı filmin
hızını belirler. Hangi noktadan itibaren bu başlangıç yoğunluğunun
alınacağı, yani film hızı için ölçünün ne olacağı, değişik ülkelerin
değişik film yapımcıları tarafından başka başka saptanmaktadır.
Karakteristik eğriyi gösteren grafikte
yatay eksen üzerinde emülsiyonun aldığı poz miktarı ve düşey eksende
de bu poz değerlerinde emülsiyonda meydana gelen gümüş birikintisi
yoğunluğu ifade edilir. Elde edilen sonuç yalnızca kullanılan
developer formülü ve developer ısı derecesi içindir. Aynı emülsiyon
aynı developerle başka ısı derecelerinde, ya da başka developerlerle
kullanılması halinde tepkisi başka başka olmaktadır.
Karakteristik Eğri: Bu eğri yoğunluğa
karşı pozu grafikler ve film üzerindeki tonları karşılaştırır.
Küçük veya olmayan poz eğimin en dibini işaretler ve en derin
gölgeleri temsil eder. Yüksel ışıklar veren maksimum poz tepeyi
işaretler. Orta tonları düz çizginin orta bölümlerine rastlar.
SİYAH-BEYAZ FİLM HATALARI
|
Kılavuz
Harfli Beyaz Film: Normal işleme rağmen film poz
almamıştır. Pozda bazı belirtilerin olmasına rağmen şekiller
belli değildir. Muhtemelen film makinaya yüklenmemiştir
veya film başlangıcı makaraya tam takılamamıştır.
|
|
Tamamen
Siyah Film: Bu durumda işlem normaldir, fakat bütün
film ciddi şekilde ışığa maruz kalmış. Bu lenslerden kaynaklanan
ve aşırı korunmasızlığından değil aşırı loş ortamdan kaynaklanan
ve kılavuz bilgilerini yok eden bir durumdur.
|
|
Siyah
çerçeve: Kılavuzun açık renk kalması, filmin; makinanın
film çıkışında ortamına maruz kaldığını işaret eder. Bu
durum ışık arka kapağın tam olarak kapanmaması veya hiçbir
lens yardımı olmadan filmin kullanılması sonucu oluşur.
|
|
İnce
ve silik poz: Görüntü soluk ve yeterince yoğunluğa
sahip değil fakat kılavuz harfler normal görünür. Eğer film
banyosu normal ise filmin yetersiz görüntü aldığı söylenebilir.
Büyük ihtimalle sorun objektifin kapanma hızında, makinanın
açıklığında veya filmin aşırı hızından kaynaklanır.
|
|
İnce ve
iyi banyo edilmemiş: Kılavuzlar yukarıdaki ve bu
negatif arasındaki farkı ortaya koyuyor. Harflerin ince,
yoğunluğun az olması filmin iyi banyo edilmediğini gösteriyor.
Bu çok kısa banyo süresi, düşük sıcaklık, banyo suyunun
daha önce çok kullanılmış olmasından kaynaklanabilir.
|
|
Yoğun poz:
Gölge görünmez ve soluk bölgeler aşırı yoğun görünür. Kılavuzun
normal görünmesine karşın yanlış ayar yüzünden film aşırı
ışık almıştır.
|
|
Yoğun
ve aşırı poz: Daha önceki iki az yoğun negatifle
bunun arasındaki fark hemen ortaya çıkıyor. Kılavuzlar çok
kalın ve yoğun ayrıca yayılmaya başlamış. Bu; banyo suyunun
seyreklik, çok sıcak olmasından veya filmin suda fazla bekletilmiş
olmasından kaynaklanabilir.
|
|
Makara
izleri: Bunlar daha çok filmin makara dişleri üzerinde
veya banyo sırasında yanlış uygulamadan kaynaklanır. Bunun
etkisi daha çok yumuşak tonlu görüntülerde belli olur.
|
|
Reticulation:
Bu hata genellikle sık görülmeyen fakat banyodan
sonra soğuk su ile yıkamadan kaynaklanır.
|
|
Banyo
yapılamayan lekeler: Bu dağınık lekeler genellikle
banyo sırasında iki filmin birbirine değmesi ile oluşur.
|
|
Kenar
ışık sızıntıları: Film açık ışıkta takılırsa veya
kağıdın dış ruloları makarada serbest kalmışsa, rulo filmlerde
bu nadir değildir. Sızıntı kılavuzun kenarlarına sınırlandığı
sürece, hasar olmaz ama daha fazla katı poz, karenin içine
doğru genişlemek için buğulanmaya neden olur.
|
|
Çizilmiş
ve yırtılmış emülsiyon: Film hala ıslak ve emülsiyon
yumuşak olduğu süre içinde işlemden sonra meydana gelir.
Bir noktadan kaynaklanan ufak bir basınç emülsiyona zarar
vermek için yeterlidir. Filmi silerken ve kurumaya bırakırken
çok dikkatli olun.
|
|
Ayrıntılı
gri maske: Kılavuzları içeren tüm film gri görünüyorsa,
nedeni tam buğulanmadır. Bunun için muhtemel sebep, film
kaba konduğu süre içinde karanlık odadaki ışık sızıntısıdır.
|
|
Kurutma
notları: Film, kurumadan silinmemeli ve foto-flu'yla
doldurulmalıdır. Sonuç olarak, su düzensiz kurur. Tekrar
ıslatmak(yıkamak) ve dikkatlice kurutmak yardımcı olabilir,
ama bunlar gibi katı çizikler tümüyle yok edilemez.
|
BOYUTLARINA GÖRE FİLMLERİN SINIFLANDIRILMALARI
Filmler boyutlarına ve şekillerine
göre genellikle, üç guruba ayrılırlar: Rol Filmler: 4,5 ya da
6 cm. genişliğinde 80 cm. uzunluğunda şerit halindeki filmlerdir
ve rol film diye adlandırılırlar. Bir rol filmden 6 x 9 boyutunda
8 poz, 6 x 6 boyutunda 12 poz ve 4,5 x 6 boyutunda 16 poz fotoğraf
çekilebilir. Bu filmlerin sarıldıkları makaralar ince veya kalındır.
Film ambalaj kutuları üzerindeki 120 rakamı kalın makarayı, 620
rakamı ise ince makarayı gösterir.
35 mm'lik filmler: 24 x 36 mm, boyutunda
görüntü veren fotoğraf makinalarında kullanılan ve sinema filmlerindeki
gibi her iki kenarında delikleri bulunan 36 veya 20 pozluk özel
kasetlerde olan filmlerdir. Amatör gereksemeler için 30 ve 100
metrelik ambalajlı kutularda da satılmaktadır. Minyatür film de
denilir.
Plak Film: film Pak. plan film
ve portre filmi diye adlandırılan çeşitli boyutlardaki filmlerdir.
Stüdyo makinalarında ve arkasında bu şekilde film kullanacak şekilde
özel şasisi olan makinalarda kullanılırlar. 20, 25 veya 100 adetlik
kutularda satılır.
DUYARLI MALZEMENİN DAYANMA SÜRESİ
İster siyah-beyaz isterse renkli
olsun bir fotoğraf malzemesinin emülsiyonu ne kadar hızlı ise
bozulması o kadar çabuk olur. Renkli malzemenin dayanma süresi
siyah-beyaz malzemeye oranla çok kısadır. Film yapımcıları satışa
çıkardıkları filmlerin ambalaj kutuları üzerine genellikle siyah-beyaz
filmlerde iki yıllık, renkli filmlerde ise 18 aylık bir kullanılma
süresi tarihi atarlar.
Fotoğrafik duyarlı malzemenin bozulmalarına
neden olan etkenler, ısı, nem, bazı kimyasal maddelerdir.
Kaynak: Collins Photography Workshop-FILM
Çeviri: Burak ÖZDEMİR
|