Demokrasi ile yönetilen ülkelerde,
hayati öneme sahip olan kitle örgütleri ve bu örgütlerin
temel basamaklarını oluşturan dernekler, toplumlarının;
gözü, kulağı ve sesi oldukları gibi etkili birer silahıdır
da.
Hangi alanda faaliyet gösterirlerse
göstersinler her dernek, toplumun sosyal yaşantısına katıkıda
bulunduğu süre içinde varlıklarını sürdürebilir, gelişmesini
sağlar ve saygınlığını korur.
Teknolojinin baskısı altındaki
fotoğrafın da yalan söyleyebileceğini kabul etmemize karşın,
görmenin duymaya oranla daha etkili olan inandırıcılığı;
fotoğrafın ve onu üreten insanların ve de o insanların oluşturduğu
derneklerin sorumluluklarını da artırmaktadır.
Matbaanın bulunuşundan 300
yıl gibi bir süre sonra ülkemiz girmiş olmasına karşın fotoğraf;
1839 yılındaki icadından hemen sonra Osmanlı toplumunda
yaşayan yabancılar tarafından toplum yaşantısına katılmıştır.
Hâl böyle iken, bu yıl; 160 yaşındaki fotoğraf dünyası içinde,
"en eski" sıfatını 40 yaşındaki İFSAK'ımız ile sürdürüyoruz.
Bu durum, bireyselliğimizi toplumsallığa dönüştürmekteki
isteksizliğimizin bir saptamasıdır.
İFSAK, gerek yaptığı çok
yönlü çalışmalarda, gerekse uzun soluklu organizasyonları
başarı ile sonuçlandırmada, çalışmalarını kalıcı (geleneksel)
kılmada, hepsinden daha da önemli olarak, varlığını sürdürmek
suretiyle oluşturduğu moral değerlerle, fotoğraf dünyamızın
sembolüdür.
Üyesi olduğum AFSAD ise 1977
yılındaki varoluş kararı ile birlikte sunduğu manifestosunda,
o zamana kadar bir sanat derneği tarafından ifade edilmemiş
"toplumcu" boyutu gündeme getirerek, yaptığı çalışmaları
biçimlendirmiştir. 1977'den hemen bir yıl sonra, "Türkiye'de
Fotoğraf Sanatının İşlevi" konulu tartışmalı toplantıyı
düzenleyen AFSAD; var olan dernek, grup ve bireylerin fotoğrafa
ve onun işlevinin ne olması gerektiğine ilişkin görüşleri
saptamıştır.
1980 yılının ikinci yarısına
kadar yaşanan tolumsal olaylar, fotoğrafımızda katı bir
içerik oluşturmuş, gelişmesini engellemiştir. Ancak, kısa
bir süre sonra gümrük kapıları ile birlikte açılan iletişim
yolları, Türk fotoğrafçılarının, FIAP güdümündeki Avrupa
amatör fotoğrafı ile tanışmasını sağlamıştır. Bu tanışmanın
doğal sonucu olan etkileşim süreci yaşanmıştır. Etkileşimin
en önemli yararı, sanatın sadece içerikle sınırlı olmaması,
teknik ve estetik değerlerin gözardı edilemeyeceği gerçeğini
öğretmek olmuştur. Bu gerçekle birlikte yaşanan FIAP ünvanı
kazanma çabaları günümüzde durulmuş ve derneklerimiz yüzlerini
içe çevirmişlerdir. Diğer ülkelerle sürdürülen ilişkiler,
fotoğraf derneklerimiz ve onun üyeleri aracılığı ile nitel
ve özellikle de nicel bakımından bir ivme oluşturmuştur.
Bu ivmenin bir yansıması olarak devlet, konuya ilgi göstermiş
ve bu yıl 8.si gerçekleştirilen "Devlet Fotoğraf Yarışması"nı
düzenlemiştir.
İthal malların ülkemizi kuşatması
üzerine, kendini koruma içgüdüsüyle, reklama sarılan yerli
üretici, sektörde bir iş patlaması yaratmış, bu alana hizmet
verecek fotoğrafçıya olan talep; üniversitelerimizin Güzel
Sanatlar Fakülteleri bünyesindeki "Fotoğraf Bölümü", "Fotoğraf
Ana Sanat Dalı" ve "Fotoğrafçılık Bilim Dalı" kuruluşlarınca
akademik düzeyde karşılanmaya başlanmıştır. Eğitimin başladığı
ilk yıllardaki öğretici kaynağının adresi derneklerimiz
olmuştur.
Bugün ülkemizde İstanbul ve
Ankara'ya ilaveten Adana, İzmir, Kocaeli Mersin, Antalya,
Trabzon, Edirne, Gaziantep, Sinop, Aydın, Osmaniye, Balıkesir,
Ordu, Çanakkale gibi yörelerimizde fotoğraf derneklerimiz
kurulmuştur. Derneklerizin büyük bir bölümü, bir yandan
var olma dirençlerini sürdürürken öte yandan da ürünleriyle
sanat dünyamıza ve insanımızın hayat damarlarından birine
taze kan akışını sağlamaktadır.
Derneklerimizin sürekli olarak
ve yaygın bir biçimde sürdürdüğü ortak etkinlik: "Fotoğraf
Temel Eğitim Kursu" düzenlemeleridir. Bu etkinlikte, fotoğrafın
temel bilgilerinin aktarılmasının yanısıra güzel sanatların
ortak kompozisyon bilgilerinin öğretilmesiyle hem asgari
bilgi ile donanmış sanat izleyicisi oluşturulmakta hem de
derneklerin üye tabanı sağlanmaktadır. Derneklerimizin temel
gelirinin de sözkonusu kurstan elde edildiğini belirtmeliyim.
Son beş yılın fotoğraf eğilimi;
tek tek "iyi" ya da "güzel" veya "nitelikli" gibi sözcüklerle
tanımlanan fotoğraflar çekmek yerine, felsefesi ve teknik
çözümlemesi önceden düzenlenmiş ve de çoğunluğu bir konu
başlığı altında olan "fotoğraf yapma" şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Bunun kanıtı olarak; son yıllardaki maliyet artışına karşın
sayıları artan " kişisel fotoğraf albümleri" gösterilebilir.
Bu başarılı çalışmaların oluşmasında,
bugüne dek beş kez AFSAD organizasyonunda gerçekleştirilen
"Fotoğraf Sempozyumları"nın önemli katkısı vardır. Önceleri
salt derneklerin ve bağımsız fotoğrafçıların, daha sonra
da üniversitelerimizin ilgili birimlerinin katılım ve katkılarıyla
oluşturulan sempozyum ortamı; üst düzeyli bilgi aktarımı
ile derneklerimizin ve bireylerin teknik, estetik, felsefi,
düşünsel, örgütlenme alanlarındaki sorunlarına yol gösterici
olmuştur. Sempozyumda sunulan bildirilerin yayın haline
dönüştürülmüş olması, geleceğe aktarılacak belge kazanımı
anlamındadır.
Derneklerimizin bir bölümü,
aylık etkinlik programlarını planlayıp, bu programlarını
üyelerine ve isteyen herkese açık olarak realize etmeye
çalışmaktadırlar. Sözkonusu programlarda gözlenen en büyük
eksiklik, etkinliklerin çok içe dönük olarak hazırlanmasıdır.
Sadece fotoğraf sanatı ile çerçevelenip, diğer sanat dallarından
uzakta durulmamalıdır. Her bir dal bir başka alanı ya direkt
olarak ya da dolaylı olarak etkiler. Alış-verişten kaçınılamaz.
Daha geniş bir perspektiften bakıldığında ise diğer sanat
dallarından da öteye bilim dallarıyla da birlikte olmalıyız.
Zira hepimiz biliyoruz ki matematik ve geometri "kompozisyon"un
tam merkezinde yer alırlar. Kimya, karanlık odamızın sihirbazıdır.
Empatiyi iletişim bilimlerinden öğrenebiliriz.
Diğer sanat dalları ve bilimlerle
kurulacak ilişkilere ilaveten demokratik kitle örgütleri
ve derneklerle de bir paylaşım ve dayanışma içinde olunmalıdır.
Zira salt sanatsal etkinlik içinde kalınarak "kurum" olma
niteliğine ulaşılamaz. Oysa bu aşamaya yükselmek zorunluluğu
vardır. Aksi bir durum, derneklerimizin "tabela" yakıştırmasıyla
tanınmalarına neden olur. Birliktelikler, üyelerin konulu
fotografik projelerde çalışarak ürün vermelerini ve deneyimlerini
artırmalarını sağlayacaktır.
AFSAD, 1977 yılında kuruluşundan
bu yana; ilişki, etkinlik ve hedeflerinde demokrasi ve toplum
yararını gözeterek "Sivil Toplum Kuruluşları Birliği" üyesi
olmuş, "Eğitim Hakkını Koruma" kuruluşunun destekçisi olmuş,
"GESAM" üyeliğine kabul edilmiş, "GAP İdaresi" için GAP
belgeselleri hazırlamış. "Sanat Kurultayı"nın delegesi seçilmiş,
projesi Kültür Bakanlığı'nca finanse edilmiş ve toplumsal
olayların demokratik istemleri için bildirlere adını yazdırmış
olmakla 1991 yılından bu yana "Kamuya Yararlı Dernek" statüsü
kazanımına ulaşmış, bu nitelik sorumluluğunu artırmıştır.
Unutulmaması ve de gözardı
edilmemesi gereken bir gerçek de "bir derneğin bazı açılardan
o toplumun küçük bir örneği" olduğudur. Fotoğraf derneklerimizin
ilk sıradaki sorununun; bir dönem bilgi ve deneyimlerle
donanmış olan üyelerinin, bir süre sonra yok olmalarıdır.
Hemen her derneğimize üyelik başvuruları yapılmakla birlikte,
beklentilerin; para, ev, araba ile sınırlandırıldığı bir
toplumda, bireylerin bir sanat dalında kalıcı olmaya karar
vermeleri neredeyse imkansızdır. Kısa dönemde bu yapının
değişebileceğini ummak dahi mümkün görülmemektedir. Bu konuda
derneklerimizin yapması gereken; aylık programlarının içeriğini
çeşitlendirmek olabilir.
Başta ben olmak üzere, sık
sık "derneklerin topluma hizmet sunmak zorunda olduklarını"
yazıp, söyleriz de bireylerin, kuruluşların, kurumların
ve devletin sorumluluklarından pek söz etmeyiz. Oysa fotoğraf
derneklerimizin ikincil sorunu ekonomiktir. Varlıklarını
sürdürmek, gelişmeyi sağlamak ve yatırımlarını gerçekleştirmek
gibi zorunlu giderler üyelerin kısıtlı katkıları ve de özellikle
kurs gelirleriyle karşılanmaya çalışılıyorsa da, kısır kalınmaktadır.
Devletin bu konuya daha uzun bir süre duyarsız kalacağı
dikkate alınmalıdır. Bu konuda derneklerimizin yapması gereken;
öncelikle yerel yönetimler olmak üzere, özel ve özerk kuruluşlarla
fotoğrafik proje bazında ilişkiler geliştirmek suretiyle
mali sorunları azaltabilmek olabilir.
Dernek üyelerinin; genel
olarak sanat, özel olarak da fotoğraf sanatı dalındaki eğitimi
önemli bir sorun olarak önümüzde durmaktadır. Aşılması zorunlu
bir sorundur bu. Bazı basılı yayınlarda; fotoğrafın felsefesi,
tarihi, ustaları ve ekollerine ilişkin sürekli makalelere
yer verilmesine karşın, eğitim misyonunu üstlenmekten uzaktır.
Özellikle, Amerika'da fotoğraf eğitimi veren kolejlerin
yayınlarına ulaşılması, telif ile elde edilmeleri ve eğitime
sunulmaları gerekmektedir. Ülkemizin bir kaç derneği bunu
gerçekleştirebilecek kapasitede olsalar bile, bu görevin
(eğitim ve yayın); hızlı, doğru, çeşitli ve kapsamlı bir
biçimde üniversitelerimiz tarafından yüklenilmesi işe akademik
ciddiyet getirecektir. Asıl beklentimiz ise, üniversitelerimizin
yayını olarak çıkartılacak özgün fotoğraf eğitimi yayınlarıdır.
Dar kalıp içinde salt fotoğraf
için var olan derneklerin derdi olmamakla birlikte, geniş
perspektifli derneklerimizin örgütlenme biçimleri bir başka
sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nitelikteki dernekler
her türlü işlerini "çalışma birimleri" (Eğitim Birimi, Sosyal
İşler Birimi, Basın Birimi vs) aracılığı ile yapabilirler
Böylece bir yandan yükün taşınması paylaşılırken, diğer
yandan yetki dağılımı yaygınlaştırılır, deneyimlerle donanmış
üye sayısı artırılır, üyelerin derneğe devamlılığına yol
açılabilir.
- Sanat ortamı oluşturmak,
- Sanat etkinlikleri gerçekleştirmek,
- Eğitim vermek,
- Yayın çıkartmak,
- İletişim sağlamak,
- Gösteriler yapmak,
- Yarışma düzenlemek,
- Sergiler açmak,
- Görsel arşiv oluşturmak,
- Demokratik kitle örgütlerini desteklemek,
- Dayanışmayı sağlamak,
Gibi hiç de azımsanamayacak bir dizi etkinliği gerçekleştiren
fotoğraf derneklerimiz, bizden bu kadar deyip, ileriye dönük
çalışmalarını sınırlandırmıyorlar, Zira önlerindeki hedef,
"FOTOĞRAF FEDERASYONU" oluşturmaktır. Bu hedefin önündeki
set, "Dernekler Yasasıdır". Bu sete karşın resmi boyutta
olmasa da "TÜRKİYE FOTOĞRAF DERNEKLERİ BİRLİĞİ" OLUŞTURULMUŞTUR.
Federasyonun ön çalışmaları ve bazı dallardaki prensipler
hayata geçirilmektedir.
Fotoğraf derneklerimizi taşıdıkları
artı eksi değerleri içinde ve genel çizgileriyle irdelemeye
çalıştım. Hepsi bütün olumlu ve olumsuz yönleriyle bizimdirler.
Bu ülkenin koşullarının şekillendirdiği insanlarımızla özdeştirler.
Yetersiz iseler kusur bizlerdedir. Yok artı değerleri ile
anılıyor iseler emek verenlere teşekkür borcumuz vardır.
Ali Rıza AKALIN
Ana Sayfa
|