Cumhuriyetimizin
75. yılını gururla kutladığımız bir dönemde, Türk fotografını
geriye dönük olarak incelediğimizde de aynı gururu duymaktayız.
1950'li yıllardan sonra her alanda yaşanan hızlı kalkınma
Türk fotografına da yansımış, yurt içinde çıkan gazete ve
dergiler kanalı ile hızla yayılan fotoğraf, her dönemde
sanatçılarımızın üstün gayreti ile gelişimini sürdürerek
adımızın yurt dışında tanınmasında etkili olmuştur.
Ahmet
Elhan
|
Özellikle
son onbeş yılda, yurt genelinde yaygınlaşan, sayıları
çoğalan, fotoğraf derneklerinin eğitim, seminer, dergi
yayınları, sergi ve fotoğraf günleri diizenleyerek
canlandırdıkları fotoğraf ortamında, üniversitelerimizde
artan fotoğraf bölümlerinin akademik boyuttaki katkıları
ve devletin dolaylı destekleri ile, nitelik ve nicelik
artışlarındaki kalite geleceğe umutla bakmamızda temel
oluşturmaktadır.
|
Bu
canlı ortamda, genelde belgesel, yaratıcı(creative),
gezi ve doğa konularının ağırlıklı olduğu sergiler
kapsamında, sanatçı Ahmet Elhan’ın 1993 yılında
lstanbul Taksim Sanat Galerisinde gergekleştirdiği
sergiyi içerik ve biçim özellikleri nedeniyle ayrı
bir platformda degerlendirmemiz gerekmektedir. (1)
|
Ahmet
Elhan
|
August
Sander
|
80
fotografın yer aldığı sergi, Türk toplumunun farklı
kesimlerinden kişilerin portrelerinden oluşmaktadır.
Her bir portre stüdyo ortamında, düz beyaz bir fonun
önünde, sabit ışık koşullarında ve diz hizasının biraz
üzerinden çekilmiştir. Kişiler doğrudan kameraya bakacak
şekilde cepheden, kolları iki yanda sabit bir pozla
fotograflanmış1ardır.Yüz ifadesi olarak herhangi bir
duygusallık (neşe, hüzün, kızgınlık vb.) izine rastlanmayan
portrelerin tümü dramatik açıdan notrdür.
|
Fotoğraflarda, fotoğrafı çeken kişinin duygusal ve düşünsel
yapısına ait açık, belirgin bir iz bulmamız mümkün değildir.
Aynı şekilde, portrelere konu olan kişilerin de kimliklerini,
ruh hallerini tanımlayabileceğimiz hiç bir detay söz konusu
değildir. Belli bir zaman diliminde, aynı mekanda, aynı
koşullarda fotoğraflanan bu 80 kişinin, özel dünyaları,
gizleri yine fotoğraf aracığı ile koruma altına alınmıştır.
Thomas
Ruff
|
Portrelerde
yer alan insanlar, cinsiyetleri, giyim tarzları ve bakış1arındaki
gizil güç ile ayrımlanmaktadırlar. lzleyicilerin fotoğraflarla
kurdugu iletişim de bu üç noktaya dayanmaktadır. Başka
bir ifadeyle, izleyici portrelere baktığında; sabit
duruşlarına rağmen, bu kadın ve erkeklerin fiziksel
görünümleri, giyimleri, başlarını tutuşlarındaki ve
bakış1arındaki küçük farklılıklardan hareketle, kendi
bilincini, toplumsal yaşama katılımı doğrultusunda edindiği
deneyimlerini, yargılarını harekete geçirmektedir. |
Böylece,
fotoğraflanan kişinin yaşam gerçeği, fotografçının amacı,
izleyicinin belleğinde tüm bunlara ait gerçeklik tanımlamaları
kesişmekte, örtüşmektedir. Fotoğrafik çözümleme aşamasında,
her üç konuda sorgulama, yorumlama ve çıkarımlarda bulunma
süreci -belgesel veya tanıtım fotoğraflarından farklı olarak-
izleyicinin bilinç düzeyiyle doğru orantili gelişmekte ve
sanatsal bir deneyim olarak sonuçlanmaktadır. Sanatçımızın
tercihi olarak ön plana çıkartılan fotoğrafın gösterme gücü
nedeniyle, portreler kimliklerinden öte, izleyicinin belleğinde
işçi, emekli, ev kadını, tezgahtar vb. kavramların, tanımlamaların
somut karşılıklarına dönüşmektedirler. Elhan’ın portreleri
üretme amacı, fotoğrafların gizil büyüsü de bu noktada ortaya
çıkmaktadır.
Ahmet
Elhan
|
Ahmet
Elhan'ın fotoğrafları öncelikle August Sander’in 1920'lerde
Alman toplumunu, tipoloji yöntemi dahilinde sistematik
olarak saptadığı binlerce fotografı çağrıştırmaktadır.
Sander’in kategorize ederek -yani zanaatkarlar, kadınlar,
işçiler, sanatçılar, entellektüeller vb. sınıflara ayırarak
ve her bir sınıfın da alt sınıflarını oluşturarak (2)
sistemli bir düzende çektiği fotoğraflarında kişiler,
doğal ortamlarında kaydedilmiştir. Amaç ve çalışma yöntemlerindeki
farklılıklara rağmen, her iki sanatçının da görğüntüleme
kriterleri, sabit nesnel bakış açıları ve belirgin dramatik
yorumlarındaki aynılık dikkat çekicidir.
|
Ahmet
Elhan’ın portrelerini üretme yöntemi ve amacı doğrultusunda
kesiştiği bir diğer sanatçı da Alman fotografçı Thomas
Ruff’tur. Düsseldorf ekolünün bir üyesi olan Ruff,
fotoğrafik vizyonunu oluşturan dizileri (Alman evlerinin
iç mekanlarını, toplu konutlar, sokaklar, üç boyutlu
mimari çekimler vd.) ile birlikte portreler de çalışmıştır.
(Bkz. 'Thomas Ruff", Işık Ozdal, Fotoğraf Dergisi,
sayı:20, 1998). Düz bir fonun önünde, sabit ışıkk
koşulları altında cepheden ve omuz hizasında görüntülediği
kişiler, 1981-86 yılları arasında Düsseldorf Güzel
Sanatlar Akademisi öğrencileri, dostları ve yakın
çevresinde ulaşabildiği insanlardır.
|
Thomas
Ruff
|
(3)Böylece
Ruff, sabit görüntüleme kriterlerini, bakış açısını koruyarak
tamamladığı dizisi sonucunda, endütrileşmiş bir toplumun,
belli bir şehrinde (Düsseldorf) belli bir zaman diliminde
(1981-86) yaşayan gençlerin profilini saptamıştır. Burada
elde edilen sonuç, sadece Almanya’ya özel değil, modernizm
boyutunu yaşayan tüm toplumlardaki gençlerin, -giyim tarzları,
saç biçimleri vb.- görsel karşılığıdır. Çünkü fotoğraflanan
kişilerin kimlikleri değil, vesikalık standartları temel
alınarak üretilen portreleri, fotoğrafik gerçeklikleri ön
plandadır. Aynı çizgiyi taşıyan Elhan'ın fotografları da
Türk toplumunun orta sınıfını oluşturan, işçi, memur, emekli,
küçük işIerde çalışanlar vb., doğrudan göndermelerde bulunmamasına
rağmen, birer prototipini teşkil etmektedir.
Türk
fotografı genelinde yapılan inceleme sonucunda, ozellikleri
ile tek ve öncü olma niteliğini taşıyan Elhan'ln portrelerinin
başka çalışmalara da kaynak oluşturacağı kanaatindeyiz.
|
August
Sander
|
Ahmet
Elhan
|
|
Işık
Özdal
KAYNAKLAR
- Rıfat,
Samih; "Ahmet Elhan’ın Sayısız Yüzleri", Sanat Dünyamız,
sayı:53, Yıl: 1993, Y.K.Y., Istanbul, s:57-63.
2 İncirlioğlu,
Güven; MATÜ-ODTÜ, Yıl: 1997, s. 15- 17.
3 Ruff,
Thomas, Sergi Katalogu, Centre National de la Photographie,
Paris, 1997.
|