Her
şey Hendry Fox TALBOT' un 1841 ' de ilk kez gizli görüntüyü
bulmasıyla başladı. Artık doğa belli bir yüzey üzerine,
karşısında saatlerce fırça sallamadan monte ediyordu. Ve
git gide bir sanat yolu olmanın ötesinde George Eastman
KODAK'ında katkılarıyla bir endüstri haline geldi. Ancak
bu endüstrinin Osmanlı İmparatorluğu'na gelişi de , batıdaki
her buluşun geç gelişi gibi gecikti.
Sonuçta,
batıda 20. Yüzyılın başlarında başlayan fotoğraf eğitimine
bizde ancak 20. Yüzyılın 3. Çeyreğinde bir okul kurularak
(1978 Fotoğraf Enstitüsü) başlayabildi. Ancak bu okul kurulmadan
önce 1957 yılında Endüstriyel anlamda sanatçı yetiştirmek
üzere kurulan Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu'nun Grafik
bölümü içinde Vehbi Yazgan' nın fotoğraf dersi verdiği bilinmektedir.
Daha
sonraki yıllarda yine tatbiki yıllarında şimdi Profesör
olan ve aynı zamanda da Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi FOTOĞRAF BÖLÜMÜ Başkanı olan Güler Ertan' ın master
eğitimi için Avusturya 'ya gönderilmesi ve orada renkli
fotoğraf üzerine master yapmasıyla fotoğraf eğitimi yeni
bir döneme girdi. Prof. Güler ERTAN' ın ve daha sonraki
yıllarda şimdi doçent olan Barbaros Gürsel' inde devreye
girmesiyle Grafik Bölümü içinde fotoğraf eğitimi daha ileri
bir seviyeye gelmiş oldu.
1995
yılında Grafik Bölümü içinde yer alan Fotoğraf Atölyesi
özellikle Prof. Güler ERTAN' ın Doç. Barbaros GÜRSEL' in
ve Prof. Kemal ŞEN' i öncülüğünde ve Mimar Sinan Üniversitesi
G.S.F. Fotoğraf Bölümünün Öğretim Üyesi olan Doç. Sabit
Kalfagil ve Öğretim Görevlisi Kamil Fırat 'ın da manevi
yardımlarıyla Fotoğraf Bölümüne dönüşmüştür.
1995-1996
öğretim yılında 16 kişilik Lisans ve 12 kişilik Yüksek Lisans
sınıflarıyla eğitime başlayan Fotoğraf Bölümü bugün 60 Iisans
Ve 20 yüksek lisans öğrencisiyle eğitimini sürdürmektedir.
1978
yılında kurulan ve o zamanki adıyla Fotoğraf Enstitüsü adıyla
faaliyetlerine başlayan şimdiki adıyla Mimar Sinan Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi FOTOĞRAF BÖLÜMÜ olan okulun kuruluş
hikayesi ise daha ilginçtir.
Başka
bir sektörde iş yapmak için Türkiye'yi seçen bir Japon firmasının
teklifi ile bölümün kuruluş çalışmaları, aralarında şimdiki
ünvanlarıyla Prof. Mehmet BAYHAN (Genel Sekreter ve ilk
tam gün öğretim elemanıydı), Prof. Güler ERTAN, Prof. Sabit
KALFAGİL, Prof. Erdoğan AKSEL, Doç. Tunç TÜFEKÇİ, Gültekin
ÇİZGEN, Yaşar ATANKAZANIR, İsa ÇELİK ve Ersin ALOK gibi
Türk Fotoğrafının önde geden isimlerinden oluşan DANIŞMA
KURULU tarafından başlatıldı.
Ancak
ilgili Japon firması Türkiye'de çeşitli nedenlerden dolayı
çalışmak istemeyerek projeden çekildi. Buna rağmen danışma
kurulu olanaksızlıklar içinde de olsa bu okulu kurma savaşından
başarıyla çıktı. Ve bölüm akademinin içinde bir Fotoğraf
Enstitüsü olarak yerini aldı. Şu ana kadar 150'ye yakın
mezun veren bu okul, kuruluş tarihi baz alındığında Türkiye'de
ilk fotoğraf eğitiminin verildiği okul olarak tarihteki
yerini almaktadır.
Daha
sonraki yıllarda Türkiye'deki fotoğraf sektörünün ara eleman
ihtiyacını karşılamak üzere Yıldız Teknik Üniversitesi Meslek
Yüksek Okulu bünyesinde kurulan FOTOĞRAFÇILIK PROGRAMI'
nın o zamanki ünvanıyla Doçent şimdiki ünvanıyla Prof. Mehmet
BAYHAN tarafından kurulduğunu görüyoruz. Türk ve dünya fotoğraf
sanatına yaptığı katkıları ile bildiğimiz Prof. Mehmet BAYHAN'
ı bu Programın
başkanı ve daha sonra da Meslek Yüksek Okulu' nun müdürü
olarak görüyoruz. Yine Prof. Mehmet BAYHAN' ın aynı Üniversite
bünyesinde SANAT ve TASARIM FAKÜLTESI adı altında değişik
bir anlayış ve düşünceyle bir okul kurduğunu da burada belirtelim.
Yukarıda
saydığımız okullar ile birlikte eğitim veren Dokuz Eylül
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi FOTOĞRAF BÖLÜMÜ, Kocaeli
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi FOTOĞRAF BÖLÜMÜ aynı
Üniversitenin Meslek Yüksek Okulu FOTOĞRAFÇILIK PROGRAMI
ve Çanakkale 19 Mart Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu FOTOĞRAFÇlLlK
PROGRAMI' da bulunmaktadır.
Özellikle
90 yıllarda birbiri ardına kurulan fotoğraf okulların artmasıyla
birlikte eğitimde kalite ve nitelikli eğitmen sorunun ortaya
çıktığını görüyoruz. Özellikle bu eğitim için çok gerekli
olan araç ve gereçlerin temininde yaşanan zorluklar nedeniyle
öğrencilere somut bir fotoğraf eğitimi verilememekte öğretim
elemanı da bu zorluklar içersinde dersi istediği gibi işleyememektedir.
Bununla
birlikte mezun olan öğrenciler akademisyenlik yerine daha
çok para kazanacaklarını umarak piyasada çalışmayı tercih
etmekte böylece kurumlar kendi içlerinden öğretim elemanı
yetiştirememektedir. Bunun sonucu olarak da eğitimde kalite
ve standardizasyon problemi ortaya çıkmaktadır. .
Sonuç
olarak ortak bir görüşte birleşmek ve eğitimde bir standart
oluşturabilmek için yukarıda saydığımız okulların ortak
bir toplantı (sempozyum forum) ile sorunlarının masaya yatırılarak
bundan sonra neler yapabileceklerini tartışmaları gerekmektedir.
Tabii ki bu toplantılar sektörün önde gelen şirketlerinde
mali katkıları ile desteklenmelidir.
Öğr.
Gör. Özer KANBUROĞLU
Ana Sayfa
|