Onsekizinci
yüzyılda, önce İngiltere'de daha sonra da tüm Avrupa'da
dönen fabrika çarkları, yeni bir dönemi haber veriyordu.
İnsanlık tarıma dayalı kültürden endüstri çağına geçmeye
başladı. Toplum yaşamının her alanını etkisi altına alan
endüstri çağı, kendine hizmet edecek küçük buluşları da
getirdi. 19 Ağustos 1839'da Fransa'dan bulunuşu resmen dünyaya
duyurulan fotoğraf, yirminci yüzyılın en önemli buluşlarından
biri oldu. 28 Ekim 1839'da Osmanlı halkı Takvim-i Vekayi
Gazetesi'nden"Fransalı Daguerre"in fotoğrafı bulduğunu öğrendi.
Bugünkü Türkiye topraklarının ilk fotoğrafları ise, Fransız
Frederick Goupil Fesquet tarafından İzmir'de 4 şubat 1840'da
çekildi. Ve gezginlerle başlayan fotoğraf serüveni, yerli
stüdyoların açılmasıyla daha da gelişti. Ondokuzuncu yüzyılın
ikinci yarısında Osmanlı İmparatorluğunun başkenti İstanbul,
dünya fotoğrafında söz sahibi şehirlerden biri olmuştu.
Fahreddin Türkan Portresi
|
Bu
yıllarda Osmanlı Darphanesi'nde çalışan hakkak ve modelci
İngiliz James Robertson (1813-1888), İstanbul'da fotoğraflar
çekmekteydi. 17 Temmuz 1842 günlü Ceride-i Havadis gazetesi,
Bay Daguerre'in öğrencilerinden Bay Kompa'nın İstanbul'a
geldiğini ve bütün gün Beyoğlu Belle Vue'de dolaşarak
çekimler yaptığını bildiriyordu. 8 Haziran 1845'de yine
aynı gazete, İtalyan ressam ve fotoğrafçı Carlo Naya
(1816-1882)'nın Beyoğlu Doğruyol'da Moskof Sarayı (Rusya
Sefareti) karşısındaki fotoğraf atölyesinde çalıştığını
bildiriyordu. |
Bu
stüdyo, Osmanlı İmparatorluğu'nda açılan ilk ticari fotoğrafhaneydi.
1850 yıllarında ise ilk yerli stüdyo, Basile Kargopoulo
tarafından Péra'da açıldı. Kargopoulo, başarılı çalışmaları
nedeniyle de Sultan Abdülmecid'den "Padişah Hazretleri'nin
Fotoğrafçısı" ünvanını aldı.
Daha
sonraki ünlü fotoğrafhaneler de, imparatorluğun bu batılı
anlayışa en yakın yeri olan olan Grande rue de Péra'da
yerlerini aldılar. Pascal Sébah'ın, 1857 yılında Péra
Postacılar caddesinde açtığı "El Chark" fotoğraf stüdyosunun
adı daha sonra Sébah & Joaillier olarak değiştirildi.
1873'de Viyana'da açılacak sergi için hazırlanan Osmanlı
giysileri ile ilgili albümün tüm fotoğrafları Pascal
Sébah tarafından çekildi. Pascal Sébah, bu albümdeki
çalışmalarından dolayı 3. dereceden Mecidi nişanı ile
ödüllendirildi.
|
Nargile
İçen Kadınlar
|
Beyazıd
Yangın Kulesi ve Seraskerlik Binası
|
İstanbul'da Bir Sokak
|
Viçen,
Hovsep ve Kevork kardeşler, Beyazıd'daki stüdyolarını 1867
yılında Péra'ya taşıdılar. Artık stüdyonun adı Abdullah
Frères'di. Sultan Abdülaziz'den "Ressam-ı Hazret-i Şehriyar-i"
ünvanını da alan fotoğrafhane yurt içinde ve dışında büyük
ün kazandı. Péra'lı fotoğrafçılara daha sonra Beyazıt'taki
stüdyosunu bu bölgeye taşıyan Nikolai Andriomenos, İsveçli
Guillaume Berggren, Gülmez Kardeşler, şehirde tanınmış ressamlar
arasında olup, özellikle portre resmi üzerine çok başarılı
çalışmalar yapan, çektiği fotoğrafları pastel renklere boyama
konusunda da büyük usta olan "Phebus" fotoğrafhanesinin
sahibi Bogos Tarkulyan da katıldı.
Mühendishane-i
Berri-i Hümayun'un ressam sınıfından mezun olan Yüzbaşı
Hüsnü Bey, Servili Ahmed Emin, Üsküdarlı Ali Rıza Bey, Ali
Sami Aközer, Harbiye Mektebi mezunu Kolaağası Mehmet Hüsnü,
Fahreddin Bey, Üsküdarlı Hasan Rıza, Kenan Bey, Mekteb-i
Bahriye-i Şahane ve Leylî Tüccar Kaptan Mektebi'nin İnşaiye
sınıfından mezun olan Bahriyeli Ali Sami, II. Abdülhamid'in
olayları izlemek için görev verdiği asker fotoğrafçılardandı.
Anıtlar, tarihi çevre, çarşılar, sokaklar, seyyar satıcılar,
törenler, dönemin tanınmış kişilerinin portreleri, İmparatorluğu
ziyarete gelen yabancı hanedan mensupları, Osmanlı Donanmasının
amiralleri, yabancı donanmalar, açılan hastaneler ve okullar,
resmi törenler, Péra'nın ünlü fotoğrafçılarının çalışmalarında
yeniden hayat buldu.
Engin Özendes
(ESFİAP)
|