DİYAFRAM-
ENSTANTANE
Fotoğraf
makinalarında, film düzlemine düşecek ışık miktarını ayarlayan
en önemli parçalardan birisidir. İnsanın gözünde, göz bebeğinin
işlevi ne ise fotoğraf makinalarında da diyaframın işlevi odur.
Ortamdaki ışıklılık durumu yoğun ise, başka bir deyimle ortam
çok ışıklı ise kapalı (kısık), ortam az ışıklı ise açık durumunda
bulundurulur. Diyaframı, işlevi açısından bir musluğa benzetmek
olasıdır. Musluk çok açıldığında suyun çok akması gibi, diyafram
açık olduğu zaman da filme düşen ışık miktarı artacaktır.
Diyafram, birbirine tutuşturulmuş küçük metal plakalardan oluşur
ve hareketini, içine yerleştirilmiş olduğu, dairesel bir bilezikten
alır. Söz konusu metal plakaların çeşitli durumları, çeşitli fiziksel
ölçüleri sonucunda farklı değerler almışlardır. Bu değerler diyaframın
açıklık durumunu belirleyen ölçülerdir. Genel olarak diyafram
açıklıkları aşağıdaki değerleri alırlar:
AYDINLATMA İNDİSİ
Genel olarak bir objektifin karakteri, odak uzunluğu ile birlikte
ifade edilir. Objektiflerin üzerinde yazılı bulunan 1:1.4, 1:2.8,
1:2.5 gibi değerler, objektifin "aydınlatma indisini" gösterir.
Aydınlatma indisi, objektifin odak uzunluğunun, objektif çapına
oranıdır ve ışık geçirgenliğini gösterir. Bunu bir, iki örnekle
açıklamak gerekirse; odak uzunluğu 50mm. olan bir objektifin çapı
50/2.8 18mm.'dir.
Bir objektifin aydınlatma indisinin büyük olması, o objektifin
ışığa karşı daha duyarlı olmasını sağlar. Örneğin, aydınlatma
indisi 1:1.2 olan bir objektifin ışığa karşı duyarlılığı, aydınlatma
indisi 1:2.8 olan objektife oranla çok daha fazladır. Bunun sağladığı
yarar ise, daha yüksek örtücü hızlarına çıkabilmektir.
Günümüz fotoğraf makinalarında en çok kullanılmakta olan diyafram
değerleri, 1.4'ten 22'ye kadar olan değerlerdir. Son yıllarda
fotoğraf endüstrisindeki gelişmeler 1:1.2'lik aydınlatma indisli
objektifler yapılmasını sağlamıştır. Tahmin edilebileceği gibi
aydınlatma indisinde optimum değer 1:1'dir. Yani objektifin odak
uzunluğuyla çapının birbirine eşit olması anlamını taşır. Yine
son teknolojik gelişmeler sonucunda aydınlatma indisi 1:1'in altına
düşerek 1:0.9'a ulaşmıştır.
Diyaframlarla ilgili olarak mutlaka belirtilmesi gereken başka
bir konu, diyafram değeri ile diyafram açıklıkları arasındaki
ters orantılı ilişkidir. Şöyle ki; diyafram değeri 22 iken, diyafram
açıklığı oldukça küçük, başka bir değişle oldukça kısıktır. Buna
karşılık, örneğin diyafram değeri 2.8 olması durumunda diyafram
açıklığı oldukça büyüktür. Başka bir deyişle, sayısal olarak diyafram
değerinin büyük olması (örn: 32, 22, 16 vb.) diyafram açıklığının
kısık, aksi durumda (örn: 1.4, 1.7, 2, 2.8 vb) diyafram açıklığının
açık olması anlamına gelir.
Diyafram açıklığının kısık olması, yani sayısal olarak büyük değerler
alması alan derinliğini arttırır. Aksi durumda ise yani diyafram
açıklığının açık olması başka bir deyişle küçük sayısal değerler
alması durumunda alan derinliği azalır.
ENSTANTANE (ÖRTÜCÜ VEYA OBTÜRATÖR)
Örtücü, diyaframdan geçerek film düzlemine düşen ışığın, filmi
ne kadar süreyle etkileyeceğini belirleyen, zamanlayıcı bir parçadır.
Örtünün açılıp kapanan hızlarına (birimlerine) "enstantane" denir.
Bilindiği gibi fotoğraf, gerçek yaşamdaki bir anın dondurulmuş
bir durumudur. Dondurulan bu an örtücünün hızıdır.
Örtücü hızlan da, diyafram değerlerinde olduğu gibi belirli standart
bir dizide toplanmıştır. Bu değerler;
T, B, 1, 2, 4, 8, 15, 30, 60, 125, 250, 500, 1000, 2000 ..dir.
Örtücü hızlan, en genelde 1 tam saniyeden başlayarak, saniyenin
kesirleri olarak devam eder. 1, 2, 4, 8,............ 500, 1000,
2000 diye sıralanan enstantane değerleri, gerçekte, 1/1, l/2,
1/4, 1/8, ..........., 1/500, l/l000, 1/2000 saniyedirler.
Örtücü hızlarının birimlerini yazarken, sıralamada, ''T'' ve ''B''
gibi değerleri olduğunu belirtmiştik. ''B'' biriminde örtücü,
deklanşörün basılı kaldığı sürece açık kalacaktır ''T'' de ise,
deklanşöre bir kez basılıp bırakılır ve ikinci kez basılıncaya
dek açık kalır. Bu enstantane birimleri özellikle gece çekimlerinde
yada çok uzun poz verilmesi gereken durumlarda kullanılır. Diğer
örtücü hızı birimlerinde, örneğin 30, 125, 500 vs. gibi, örtücü
saniyenin 1/30'u, 1/125'i, 1/500'ü kadar açık kalacak ve kendiliğinden
kapanacaktır.
ÖRTÜCÜ TÜRLERİ
Örtücülerin, türlerine göre iki grupta toplanması olasıdır.
a. Yaprak örtücüler;
b. Perde örtücüler;
1. Yaprak örtücüler
Bu tür örtücüler, fotoğraf makinalarında, diyafram ve merceklerin
bulunduğu objektif içine yerleştirilmiştir. Genellikle 6 adet
metal yaprakçıktan oluşur. çoğu kez hızları 1 tam saniyeden 1/500
saniye arasındadır. Daha çok optik bakaçlı stüdyo makinalarında
kullanılmaktadır. Ancak diğer tür fotoğraf makinalarına uyarlanmış
tipleri de vardır.
2. Perde Örtücüler
Fotoğraf makinalarında, filmin takılı olarak bulunduğu karanlık
oda bölümünün hemen önünde yer alır. Fotoğraf makinasının çektiği
görüntü büyüklüğüne eşit boyutlarda siyah bez ya da metal plakalardan
yapılmıştır. Hızları genellikle 1-1/2000 saniye arasındadır. Daha
çok 35 mm. fotoğraf makinalarında kullanılır.
İki Tip Örtücünün Karşılaştırılması
Bu iki tip örtücünün çeşitli kullanım alanları olduğunu söylemek
sanırız gereksizdir. Onların çeşitli alanlarda kullanılması durumunu
belirleyen nedenler, genelde, her iki tür örtücünün kendilerine
özgü avantaj ve sakıncalarıdır. Bu avantaj ve sakıncaları aşağıdaki
gibi özetleyebiliriz.
Yaprak örtücüler, çizimde de görüldüğü gibi, merkezden dışa doğru
açılan ve dışardan merkeze doğru kapanan bir mekanizma ile çalışmaktadırlar.
Bu tür bir çalışma prensibi, bir sakıncayı da beraberinde getirmektedir.
O da şudur; yaprakçıkların merkezden dışa doğru açılmaları sırasında,
filmin üzerinde ilk ışık gören nokta filmin merkezi, ışığı en
son kesilen nokta yine merkez olmaktadır. Bu durumda, göreceli
olarak, filmin her tarafı eşit miktarda ışık görememektedir. Hatta
kenarlara doğru, filmin gördüğü ışık miktarı iyice azalmaktadır.
Buna karşın yaprak örtücülerin iyi tarafı, çok sessiz ve titreşimsiz
çalışmalarıdır. Sessiz çalışma zorunluluğu alan durumlarda, genellikle
yaprak örtücülü fotoğraf makinaları yeğlenir.
Perde örtücülerde ise, daha önce sözünü ettiğimiz bez ya da metal
plakalar yukardan aşağıya, aşağıdan yukarıya, soldan sağa ya da
sağdan sola gibi çeşitli yönlerde açılıp kapanır. Eğer örtücünün
açılıp kapanma yönü ile, fotoğrafı çekilmekte olan cismin hareket
yönü çakışırsa, cismin görüntüsünde uzama gibi biçim bozulmaları
meydana getirir. Ancak bu durum bilinçli olarak kullanıldığı takdirde
bu şekilde ortaya çıkacak fotoğrafın belli estetik değerleri ve
anlatımı söz konusu olabilecektir. Öte yandan bu tip örtücüler
hem sesli hem de sarsıntılı çalışırlar. Bu ise kimi zaman sakınca
yaratmaktadır.
DİYAFRAM AÇIKLIĞININ SAPTANMASI
Güzel fotoğraf çekmenin ana ilkesi ışığa karşı duyarlı filmin,
duyarlılık derecesine uygun olarak, gerekli miktar ışığın gerekli
süreyle etkisi altında kalmasıdır. Daha önceki bölümlerde gördüğümüz
gibi fotoğraf makinelerinde filimi etkileyecek ışığın miktarı
diyafram yardımıyla ve geçiş süresi de örtücü yardımıyla ayarlanır.
Diyafram açıklığı, diyafram derinliğinin büyüklüğüdür. Diyafram
tamamen açık olduğu zaman, ışık objektifin tamamından geçer. Diyafram
açıklığı küçüldükçe objektifin kullanılan kısmı ve objektiften
geçerek makine içine giren ışık miktarı azalır. Diyafram açıklıkları;
1,2 - 1,4 -2 -2,8 - 4 - 5,6 - 8 -11 -16 -22 - 32 gibi bir seri
standart rakamlar halinde ifade edilir ve bunların her birine
f stop adı verilir. Birbirini izleyen rakamlar diğerinin bir katı
daha az ışık geçiren açıklıkların karşılığıdır. Örneğinin 5,6
diyafram açıklığında geçen ışık miktarı, 4 diyafram açıklığında
geçen ışık miktarının yarısı, 8 diyafram açıklığında geçen ışık
miktarının ise bir katı kadardır. Buradan da anlaşılacağı gibi
objektif üzerinde diyafram açıklıklarını gösteren halka üzerindeki
rakamlar, küçüldükçe diyafram açıklığı artar, büyüdükçe diyafram
açıklığı azalır.
Filmler belirli miktarda ışıktan etkilenirler. Bu miktardan fazlası
filmin fazla etkilenmesine bu nedenle negatif filmler de görüntünün
çok koyu, reversal filmlerde ise çok açık olmasına, az gelen ışık
ise filmin yeterli derecede etkilenmemesi nedeniyle görüntünün
negatif filmlerde çok açık, reversal filmlerde çok koyu olmasına
neden olur. Doğal olarak bu iki şekil de istenilen sonuç değildir.
Bu nedenlerle diyafram açıklığı o şekilde ayarlanmalıdır ki, çok
aydınlık ve güneşli bir havada da çok kapalı ve bulutlu bir havada
da fotoğraf çekildiğinde aynı koyulukta bir görüntü elde edilmelidir.
Bundan dolayı filmin gerekli miktarda ışığın etkisi altında kalarak
normal koyulukta bir kararma meydana getirmesi için, güneşli havalarda
diyafram az ışık geçirecek şekilde ve kapalı havalarda ise çok
ışık geçirecek şekilde ayarlanması gerekir. Demek ki, diyafram
açıklığı ışığın şiddetiyle ters olarak orantılıdır. Yani ışık
fazlalaştıkça diyafram açıklığını küçültmek buna karşılık ışık
azaldıkça da diyafram açıklığın büyütmek gerekmektedir. Bu şekilde
her iki durumda da film aynı miktarda ışığın etkisi altında kalacağından
sonuç aynı olacaktır.
ALAN DERİNLİĞİ
Diyafram açıklıklarının. objektiften geçerek filme etki eden
ışık miktarını ayarlaması yanında, ikinci bir görevi de alan derinliğini
belirlemesidir. Aynı derinliği, netliğin ayarlanmış olduğu noktanın
önünde ve arkasında uzanan netlik bölgesidir. Yani fotoğrafta
ön plandaki en net nokta ile arka plandaki en net nokta arasındaki
uzaklıktır.
Alan derinliği sınırları, yani en öndeki net nokta ile en arkadaki
net nokta arasındaki mesafe, istenilen netliğin sınırları, objektif
odak uzaklığı, diyafram açıklığı ve konu ile fotoğraf makinesi
arasındaki mesafe gibi birtakım etkenlere bağlıdır. Diyafram açıklığı
küçüldükçe alan derinliği artar, yakındaki ve uzaktaki cisimlerin
görüntüleri daha net olur. Diyafram açıklığı büyüdükçe alan derinliği
azalır ve belli bir uzaklıktaki bütün cisimlerin, makina sonsuza
ayar edilmedikçe kesin, belirli net bir görüntüsünü elde etmek
olanaksızlaşır. Alan derinliğini sınırlamanın fotoğrafta üç boyutluluk
duygusunu kazandırma gibi bazı önemli yararları vardır.
Birçok fotoğraf makinasının objektifleri üzerinde mesafe ayar
halkasının hemen yanında alan derinliği cetveli vardır. Bu cetvel
üzerinde, bir çizgi, bir ok ya da bir noktanın sağında ve solunda
olmak üzere her iki tarafa doğru diyaframın en küçük açıklığından
en büyük açıklığına kadar f/stopları gösteren rakamlar sağlanmıştır.
Çizgi, ok ya da nokta esasen makinanın metre ayrının yapılmasında
kullanılmaktadır. Yani makina kaç metre ayarlanacaksa o mesafeyi
ifade eden rakam, çizgi ok ya da noktanın karşısına getirilir.
Makine netlik için ayarlandıktan sonra bu işaretin sağında ve
solunda fotoğraf çekmek için kullanılan diyafram açıklığı rakamlarının,
mesafe cetvelinde karşılarına gelen mesafe rakamları konunun alan
derinliği sınırlarıdır. Makinanın her diyafram açıklığı için alan
derinliğini gösteren bir cetveli yoksa bu durumda bu amaç için
hazırlanmış alan derinliği tablolarına bakmak faydalıdır.
Alan derinliğinin sınırlarını bulmak için, net olması istenilen
en yakın cismin makinaya olana mesafesini 2 ile çarpmak ve elde
edilen bu rakam ile mm. cinsinden gösterilen odak uzaklığı mesafesini
bölmek gerekir. Örneğin 75mm. odak uzaklığı olan makine ile çekilen
fotoğrafta alan derinliği sınırlarının 4 metre ile sonsuz olması
istendiği zaman: 4x2=8 ve 75:8= 9,37 bulunur. Bu 4 metre ile sonsuz
arasında alan derinliği sınırları olan bir fotoğraf çekilebilmesi
için, fotoğraf makinası mesafe ayarının 8 metreye, diyafram açıklığının
da f/9'a ayarlanması gerektiğini gösterir. Çok kısa mesafede belirli
alan derinliği sınırları için gerekli netlik ayar mesafesi ve
diyafram açıklığını bulmak biraz zordur. Bunun için de:
Netlik Ayar Mesafesi =( 2 x A x B)/ A B
Diyafram Açıklığı = (Odak uzaklığı x (B-A))/ (2 x A x B)
formülleri kullanılır. Formüllerde (A) en yakın net nokta mesafesi
ve (B) en uzak net nokta mesafesidir. Örneğin, 6x6 lık bir makinayla
F 75 mm., 3 metre ile 12 metre arasındaki alan derinliği için:
Netlik ayar mesafesi = (2 x 3 x 12)/(3+12) = 72/15 = 4,8 metre
Diyafram Açıklığı = (75 x(12-3))/(2 x 12 x 3) = 675/72 = f/9,3
bu da 3 metre ile 12 metre arasında bir alan derinliği elde edebilmek
için makinanın f/9 da 4,8 metreye göre ayar edilmesi gerektiğini
göstermektedir.
ENSTANTANE (OBTÜRATÖR) AYARI
Obtüratör hızının saptanmasında rol oynayan etkenlerden biri de
konunun fotoğraf çekilmesi anındaki durumu, hareketli olup olmadığıdır.
Hareketli konuların fotoğraflarının çekiminde dikkat edilecek
hususlar, konunun hareket yönü, konu-fotoğraf makinası mesafesi
ve kullanılan filmin hızıdır. Örneğin, saniyede 1 kilometre hızla
yan tarafa doğru hareket eden bir konunun fotoğrafını, 1/1000
saniye obtüratör hızı kullanılsa bile net olarak çekmek olanaksız
gibidir. Halbuki aynı konu fotoğraf makinasından çok uzakta olsa
idi o zaman 1/100 saniyelik ya da 1/50 saniyelik obtüratör hızı
net fotoğrafın çekilmesini sağlayacaktı. Buna göre hareket halinde
olan konuların, fotoğraflarını, olabildiği kadar uzaktan çekmek
ve sonradan elde edilen negatiften büyütülerek baskı yapmak yerinde
olur.
Fotoğrafını çekeceğiniz konuların hareket hızlarını hesap ederken,
hareket yönüne de dikkat etmeniz gerekir. Örneğin cepheden size
doğru gelen bir otomobilin yer değiştirişi fazla değildir. Halbuki
aynı otomobilin sağdan sola veya soldan sağa doğru hareketinde
yer değiştirişi çok daha fazladır. Otomobilin hızı her iki şekilde
de aynı olmakla beraber karşınızda yer değiştiriş bakımından farklı
bir durum meydana gelmiştir ki bu da seçilecek obtüratör hızının
yani enstantanenin saptanmasında büyük rol oynar. Hareketli konuların
fotoğraflarının çekiminde enstantane ayarını, fotoğrafta hareketin
belli olmayacağı kadar kısa bir süre seçmelidir. Çünkü çok hızlı
hareket eden bir konunun fotoğrafını çekerken, düşük hızda bir
enstantane kullanılırsa, objektifin açık kaldığı süre içinde konu
yer değiştirecek ve bu nedenden film üzerinde hareket hali dolayısıyla
net olmayan bir görüntü elde edilecektir. Buna karşılık enstantaneyi
konunun hareketiyle orantılı olarak ayarlanırsa, objektifin açık
kaldığı süre içinde konu hareket halinde olsa bile, objektifin
açık kalış süresi o kadar kısa olacaktır ki, ancak o zaman parçası
anındaki konunun durumu saptanacak, dolayısıyla net bir görüntü
elde edilecektir.
Birçok durumlarda böyle hızlı hareket eden konuların bir ölü zamanı,
yani çok kısa da olsa hareketsiz oldukları bir zaman vardır. Ve
onu bulup fotoğrafı o anda çekmek çok büyük bir avantajdır. Örneğin,
en yüksek noktasına gelmiş bir salıncak bir an durur ve ondan
sonra aşağıya düşmeye başlar, ya da yüksek atlamada sırıkla atlayan
bir alet, barın öteki tarafında düşmeden önce, bir an tepede kalır.
Bu an çok kısa da olsa onu bulup tespit etmek işten bile değildir.
Bütün mesele kısa bir obtüratör hızı kullanmaktır. Fakat bazı
durumlarda obtüratör hızının çok kısa olması, fotoğrafta olağan
dışı bir görüş verir. Örneğin, dans eden bir balerin elbisesinin
eteklerinin hafif flu dalgalar vermesi, fotoğrafa bir canlılık
verir. Tersi ise dik, sert bir hava verir.
Muhtelif hareketli konuların fotoğraflarının çekiminde enstantane
değerlerinin saptanmasında başlangıç noktası olabilecek bir tablo
veriyoruz.
Tablonun kullanılması: mesela saatte 9-18 km. hızla giden bir
bisikletlinin fotoğrafının çekilmesi isteniyor. Hareket halindeki
konular sütununda (2. blok) bisikletlileri bulunduktan sonra:
1. Kullanılan makine F. 50mm. ve konu-makine mesafesi,
a) 50 metre olduğunda hareket yönüne göre 1/10, 1/25, 1/50
b) 25 metre olduğunda hareket yönüne göre 1/25, 1/50, 1/100
c) 10 metre olduğunda hareket yönüne göre 1/50, 1/100, 1/250
d) 5 metre olduğunda hareket yönüne göre 1/100, 1/250, 1/500 enstantane
değerleri kullanılır.
2. Kullanılan makine F. 105mm.ise ve konu-makine mesafesi
a) 100 metre olduğunda hareket yönüne göre 1/10, 1/25, 1/50
b) 50 metre olduğunda hareket yönüne göre 1/25, 1/50, 1/100
c) 20 metre olduğunda hareket yönüne göre 1/50, 1/100, 1/250
d) 10 metre olduğunda hareket yönüne göre 1/100, 1/250, 1/500
enstantane değeri kullanılır.
Hareket
halindeki konular
|
HIZ
|
Konu-makine
mesafesi (mt)
|
Hareket
yönü
|
Saniye
metre
|
Saatte
km.
|
F
50 mm.
|
F
75 mm.
|
F
105 mm.
|
F
135 mm.
|
|
|
|
Bulutlar
(hızlı hareket), yeşillik (orta hızda hareket), şahıslar (ağır
yürüyüş), Çocuklar (ağır ağır oynuyorlar), Yüzenler, yürüyen
atlar, kürekle çekilen sandal |
1
ila 2.5
|
3.6
ila 9
|
50
25
10
5
|
75
35
15
7
|
100
50
20
10
|
135
65
30
15
|
1/5
1/10
1/25
1/50
|
1/10
1/25
1/50
1/100
|
1/25
1/50
1/100
1/250
|
Yapraklar(
çok hareketli), şahıslar (hızlı yürüyüş), çocuklar (canlı
oyun) Bisikletler, tırıs giden atlar, tramvaylar, gemiler |
2.5
ila 5
|
9
ila 18
|
50
25
10
5
|
75
35
15
7
|
100
50
20
10
|
135
65
30
15
|
1/10
1/25
1/50
1/100
|
1/25
1/50
1/100
1/250
|
1/50
1/100
1/250
1/500
|
Koşan
şahıslar, patinajcılar, dörtnala giden atlar, yelkenli gemiler |
5
ila 10
|
18
ila 36
|
50
25
10
5
|
75
35
15
7
|
100
50
20
10
|
135
65
30
15
|
1/25
1/50
1/100
1/250
|
1/50
1/100
1/250
1/500
|
1/100
1/250
1/500
1/1000
|
Uçan
kuşlar, jimnastik yapan kimseler, motosikletçiler, motorlu
sandallar, at yarışları, denize atlayan şahıslar, planörler,
trenler, otomobiller |
10
ila 25
|
36
ila 90
|
50
25
10
5
|
75
35
15
7
|
100
50
20
10
|
135
65
30
15
|
1/50
1/100
1/250
1/500
|
1/100
1/250
1/500
1/500
|
1/250
1/500
1/1000
|
Otomobil yarışları,
uçaklar
|
25-50
|
90-180
|
50
25
10
|
75
35
15
|
100
50
20
|
135
65
30
|
1/100
1/250
1/500
|
1/250
1/500
1/1000
|
1/100
1/1000
|
Ve
bütün bunlardan daha süratli konular
|
50-100
|
180-360
|
50
25
10
|
75
35
15
|
100
50
20
|
135
65
30
|
1/250
1/500
1/100
|
1/250
1/1000
|
1/1000
|
ENSTANTANE
DİYAFRAM BAĞLANTILARI
Bazı ışık koşullarında fotoğraf çekilirken poz değerlerinden obtüratör
hızı arttırılırken, diyafram açıklığı büyütülürse sonuçta aynı
nitelikte bir görüntü elde edilir. Örneğin bulutlu bir havada
f/8 -1/25 ile ve f/5,6 -1/50 poz değerleriyle çekilen fotoğraflar
aynı nitelikte iki fotoğraftır. Çünkü birinci halde, f/8 -1/25
değerleri ile çekilen fotoğrafta, objektiften geçerek filmi etkileyen
ışık miktarı ile, ikinci halde f/5,6 -1/50 değerleri çekilen fotoğrafta
filmi etkileyen ışık miktarı aynıdır. İkinci halde diyafram açıklığı
f/8'den f/5,6'ya çıkartıldığında ışık miktarı bir kat arttırıldığı
halde enstantane, yani obtüratör hızı 1/25'den 1/50'ye çıkartıldığından
objektiften geçen ışık miktarı yarı yarıya azaltılmış olur. Bu
nedenle iki halde de çekilen fotoğraflarda film aynı miktarda
ışığın etkisinde kalmıştır. Bunun için her iki halde de film üzerine
iki pozda da aynı şekilde bir kararma meydana geleceğinden çekilen
fotoğraflar aynı nitelikte iki fotoğraf olur.
Demek ki, gerektiğinde, diyafram açıklığını sabit tutup enstantaneyi
değiştirerek, ya da enstantaneyi sabit tutup diyafram açıklığını
değiştirerek aynı nitelikte fotoğraflar çekmek olanak dahilindedir.
Yalnız bu nitelik eşitliği sadece ışık etkisi yönündedir.Yani
her iki halde de çekilen fotoğraflarda film üzerine aynı miktarda
ışık düşmüş, aynı yoğunluklarda görüntüler elde edilmiştir. Ancak
bu nitelik eşitliği yanında bazı farklar vardır. Bunlarda net
bölgelerin farklılığı, hareketli konuların farklı netlikte görünüşleri
vb. gibidir. Bu nedenle gerekli poz değerlerinin saptanmasında,
koşullara göre enstantane diyafram bağlantıları arasında bir seçim
yapmak gerekir.
Poz değerlerinin saptanmasında göz önünde bulundurulacak etkenler
şunlardır : Kullanılan filmin duyarlık derecesi, hızı, konunun
hareketli olup olmadığı, aydınlanma koşulları, ışığın şiddeti
ve yönüdür.
|