FOTOGRAFIN
TARİHSEL BELGE OLARAK ANLAMI
Tulin Dizdaroğlu
Fotograf her zaman gerçeği mi söyler?,
sorusuna bir çok kişi hemen "evet" yanıtını verirken,
fotografın tarihsel sürecini bilenler "bazen" yanıtını
vermektedir.
İşte bu konu ve fotografın tarihsel belge olarak anlamı, 7 Nisan
2001 günü İstanbul Darphane-i Amire'de Türkiye Ekonomik ve Toplumsal
TARİH VAKFI'nın düzenlediği bir günlük atölye çalışmasında enine-boyuna
tartışıldı.
Tarih Vakfı ve Friedrich Ebert Vakfı'nın ortaklaşa düzenlediği
etkinlikte, Alman tarihçisi ve Bochum Ruhr Üniversitesi Sosyal
Hareketler Estitüsü olarak görev yapan Prof. Dr. Klaus Tenfelde
konuyu, Alman sanayi kuruluşlarından olan Krupp örneği ile irdeledi.
Fotoğraflar Behice KOCAGÖZ'ün
özel arşivinden tarih vakfına bağışlanmıştır
Telfelde Krupp örneğinde,
fotografın kendisinin gelişimi ile birlikte, tarih yazımında
fotografın kullanımını "Tarihsel Kaynak Olarak Fotograf"
başlıklı konuşması ile dialar eşliğinde sundu. Tarih Vakfı genel
sekreteri Orhan Silier'in açılış konuşmasını yaptığı etkinlikte
İngilizce-Türkçe simultane çeviriler yapıldı.
Prof. Dr. Klaus Tenfelde'den sonra araştırmacı yazar Gürsel
Göncü'nün "Çanakkale sonrasında tarihi fotograflar eşliğinde
bir yaklaşım" başlıklı bir sunumu yine dialar eşliğinde
ilgi ile izlendi. Çanakkale savaşı sırasında çoğu yabancı askerler
tarafından çekilen bu fotografların Çanakkale savaşının aydınlanmasındaki
önemi vurgulanmış oldu.
Sıtkı Kösemen'in "Pera Kartpostallarında Bugün" konulu
kartpostallarının elden ele dolaşmasının ardından Çetin Özer'in
"Masa Üstünde Foto-Safari" başlıklı dia gösterisi
izlendi.
Günün olayı ise Ara Güler'in "Yavuz
zırhlısının ölümü" konulu kısa bir belgesel filmi idi. Ara
Gürel'in 15 yılda çektiği bu film, hem görsel, hem montaj, hem
de olağanüstü uyumlu müziği ile başarılıydı ve adeta nefesler
kesilerek izlendi.
Prof. Dr. Tenfelde fotografın ilk
kez 1850'lerde Krım savaşı ve Amerikan iç savaşı sırasında, o
dönemde pozlamalar nedeni ile kullanım alanı çok dar olan fotograf,
1888 sonlarında önemli durumları belgelemek için gerekli hızı
kazanıyor. Önceleri tarih yazımında bir illistürasyon aracı olarak
kullanılmaya başlanan fotograf 1890'ların sonunda tarihteki yerini
buluyor. 1850'lerde önemli kişiler kendi fotograflarını bir ithaf
yazısı ekleyerek birbirlerine yollarken, daha sonraki yıllarda,
aile fotograflarını da çektirerek bir anlamda ailenin tarihini
yazmaya başlıyorlar.
Fotograf, firmalarının tanıtımı
için kullanılmaya başlandığında çok önemli bir işlevinin ortaya
çıktığı görülüyor; fotografın amaçları doğrultusunda kullanılabileceği
gerçeği.
Almanya' da 1811'de Friedrich Krupp
(1787-1826)) tarafından dar olanaklarla kurulan ve sonradan bir
imparatorluğa dönüşen demir-çelik fabrikasının bu yükselişinde
fotografın rolü çok büyüktür. Frederich Krupp'un oğlu Alfred Krupp
1861' de bir fotograf enstitüsü kurarak firmanın tanıtımını yapmaya
başlıyor. Başlangıçta 100 kişinin çalıştığı bu enstitü giderek
gelişiyor. Tanıtım için milyonlarca fotograf çekiliyor. Bu fotografların
bir kısmı ayrılarak, diğerleri imha ediliyor. Ayrılanların bir
kısmı Essen'in bombalanması sırasında yok oluyor ve ancak 140
bin kadarı kurtarılıp, arşivleniyor.
Bu tanıtım sırasında fotografın
10 farklı kullanım alanında başarı ile uygulandığı görülüyor.
Bunlar:
1) Reklam (üzerinde firma sahiplerinin portreleri, madalyaları
ve ilk üretilen topları gösteren çok büyük posterler hazırlanıyor)
2) Belge (kıdemli işçilerin portreleri çekilerek arşivleniyor
ve tüm işçilerin bir aile oldukları inandırılmaya çalışılıyor)
3) Fabrika politikası. (şirket hakkında olumlu imajlar yaratmak
için yöneticiler bölümünde kahve içen işçiler görüntüleniyor.)
4) Portreleme. (sahiplerinin ve üst düzey yöneticilerinin portreleri
hazırlatılıyor)
5) Güvenlik amaçlı (kazalara karşı önlem almak için çeşitli kurallar
fotograflanıyor, güvenlik gözlüğüyle eldiven gibi araçlar tanıtılıyor.)
6) Eğitim amaçlı (çırakları ve çalışanları eğitmek için çelik
dökümünün nasıl yapılması gerektiği fotograflarla anlatılırken,
pek çok yapay sahneler hazırlanıyor.)
7) Tarihsel Kullanımı (şirketi ziyaret eden ünlüleri belgelemekte
kullanılıyor. Alman imparatoru Kayser'in şirketi ziyareti ve yine
imparatorun bir Krupp kurucusunun cenaze törenine katılması fotograflarla
belgeleniyor)
8) Hatırlatma (şirketi ziyarete gelenlere şirketin fotograf albümleri
gösterilerek, ne kadar önemli ve muhteşem oldukları bir kez daha
hatırlatılıyor.)
9) Aile tarihinin fotografla oluşumu. (tüm aile bireylerinin fotograflanıyor.
Son yıllarda estetik kaygıların iyice öne çıktığı gözleniyor.)
10) Sosyal belge olarak fotograf. (fotograflarla işçilerinin yaşamına
önem verdiği vurgulanmak isteniyor. Bir öğle tatilinde şık giyimli
yöneticilerin ve ustabaşlarının fabrikadan çıktıkları görüntüleniyor.
Ama aynı fotograftan birkaç dakika sonra çekilen yoksul işçi ailelerinin
eşleri ve ve yakınlarına öğle yemeğini götürdükleri sahneyi görüntüleyen
fotograf hiçbir zaman yayımlanmıyor.)
Ayrıca yöneticiler her dönem politik
iktidarla elele olduklarını belirtmek için, çalışma odalarını
ve duvarlarındaki siyasi liderlerin portrelerini göstermekten
de geri kalmıyorlar.
Tüm bu fotograflar Krupp ailesinin
fotografı tarihsel bir belge olarak gösterilip, kendi amaçları
doğrultusunda nasıl kullanıldıkları açıkça sergileniyor. 19. yüzyılın
sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında Avrupa'da işçilerin sefaletini
anlatan pek çok yazılı kaynak varken, bu doğrultuda Krupp fotograflarında
tek bir kareye raslanmıyor. İşçilere önem verildiği, onlarında
hayatlarının sonuna kadar Krupp ailesine sadık kalmaları gerektiği,
hepsinin bir aile oldukları her fırsatta vurgulanıyor. Bu söyleme
karşı çıkan işçiler ise hemen bastırılıyor.
Avrupa' da sosyal içerikli fotografların
çekimi Amerikalı gazeteciler tarafından başlatılıyor. İşçi ailelerinin
gerçek yaşamları görüntüleniyor. I. Dünya savaşında erkeklerin
cepheye gitmesi sonucunda Almanya' da cephane imal eden kadınların
zor koşulları fotograflarla görüntülenmeye başlanıyor.
Krupp fotograflarının pek çoğunun
yapay sahneler (kontiraksiyon) hazırlanmış olması tarihçilerin
fotografı tarihsel belge olarak kullanılırken çok dikkatli davranmaları
gerektiğini bizlere gösteriyor.
Ülkemizdeki foto muhabirlerinin
ve fotograf sanatçılarının çalışmalarını yaparlarken fotografla
tarih arasında bir köprü kurarak, konularının tarihsel geçmişini
araştırmasının, kültürel yaşamımıza büyük katkılar getireceği
açıktır.
Bu konuda Tarih Vakfı'nın her zaman
güvenilir bir kaynak olarak varlığını sürdüreceğini bilmek ise
bizlere ayrıca umut vermekte.
Hazırlayan: Tülin DİZDAROĞLU
|