Back to Main Page Back to Main PageSon SayıÖnceki SayılarEditörlerİletişim

Editörden

Gezgin Fotoğrafçılar

Uzaklardan

Vizyon Limiti II

Tasar-Düzenleme ve Kompozisyon

Kaktüs

Özde Fotoğraf

"Taşın ve İnancın Şiiri Mardin"

Fotoğrafın Tarihsel Belge Olarak Anlamı

Orojeni

"Temel Tasarım " Işık

Astro Fotoğraf

"Solan Renkler" Kapılar

Fotoğrafın 150 Yılı

Cadı Kazanı

"Okudunuz mu, Gördünüz mü?"

"Sokaklarda Seksekler"

Ciddiyet

Yol Notları

Eğitim
· Temel Eğitim, Diyafram-Enstantane
· İleri Düzey, Efektler

Fotoğraf Dünyasından Haberler

Pano

Platformlar
· PTFD (Profesyonel Tanıtım Fotoğrafçıları Derneği)
· Salı Grubu

Yeni Umutlar
· Semiha Dugan
· Nuray Oksüz
. Öznur Bağcı

Sergi Salonu
· Ahmet Budak
· İsmail Güzelmansur

Suyunu Çıkaranlar

"Bir Ülke Bir Fotoğrafçı"

Portfolyolar
· Cengiz AKDUMAN
· Necmettin KÜLAHÇI
· Dursun Ali SARIKOÇ

 

Sayı 9

Gökyüzü Fotoğrafçılığı
Halit MİRAHMETOĞLU


www.astronomi.egitimi.com

Fotoğrafçılar, deklanşöre dokundukları anda zamanı durdururlar. Artık o an ölümsüzleşmiştir. Fotoğrafınızın arkasına tarih atabilirsiniz, zaten fotoğrafı çektiğiniz anla, fotoğrafını çektiğiniz nesnenin zamanı aynıdır. Yıldız fotoğrafları çekmeye başladığımda en çok bu kısım kafamı kurcalar dururdu. En yakın yıldız 4.3 ışık yılı uzaktadır, bu da demektir ki o yıldızın fotoğrafını çektiğimde, aslında bundan 4.3 yıl önceki halini fotoğraflamış oluyorum. 40000 ışık yılı uzaktaki bir başka yıldız ile milyonlarca ışık yılı ötedeki bir galaksiyi fotoğrafladığımda ise zaman daha da karmaşıklaşıyor. Geniş açıyla bir fotoğraf çekiyorum, yakından incelediğimde milyonlarca gökcismiyle karşılaşıyorum. Hepsi farklı uzaklıklarda ve normal olarak farklı zamanları temsil ediyor. Fotoğrafın üzerinde görünen bir yıldız aslında binlerce yıl önce büyük bir patlamayla evrimine son vermiş olabilir, fakat bizlerin bugün gördügü , aslında o yıldız daha patlamadan bize doğru yolu çıkmış bir fotondur.
Bu foton uzun yollardan gelmektedir ve yolu boyunca karşılaştığı engeller fotonu daha da sönükleştirir. Dünyaya ulaştığında ise asıl vurucu darbeyi alarak büyük bölümü atmosfer tarafından soğurulur. Gelen bu fotonu yakalamak biz astronomların işidir.
Sessiz bir sahil kasabasında ya da bir yaylada olduğunuzu düşünün. Çevrenizde sizi rahatsız edebilecek ışıklar yoksa sırtüstü uzanın ve şehirden asla göremeyeceğiniz sayıda yıldız eşliğinde evrenin tadını çıkartın.
Şehirden görünen parlak yıldızlara ek olarak görebileceğiniz yıldız sayısı sizi şaşırtacaktır.
Daha fazla yıldız olmalı , çıplak gözle göremediklerimiz olmalı!

Tripod teknik

Uzun poz süreli bir fotoğraf sayesinde gözümüzle görebildiklerimizden ötesini de görme şansına sahibiz.. 35 mm objektifli fotograf makinenizi sağlam bir tripoda monte edin ve bir deklanşör kablosu yardımıyla pozlamaya başlayın. Evet bütün titremeleri engellediniz. Fakat unuttuğunuz bir şey var. Bütün gökcisimleri doğar ve batarlar.Gökyüzünü fotoğraflamak istiyorsanız en başta karşılaşacağınız sorun Dünya'nın kendi etrafında dönmesi olacaktır. 35mm lik bir objektifte 15 sn.lik bir pozlamanın ardından trail etkisi dediğimiz yıldızların hareket ediyormuş gibi görünmesi nedeniyle istediğiniz yıldız bölgesini gözünüzle gördüğünüz gibi fotoğraflayamazsınız. Standart ekipmanlarla gökyüzünü fotoğrafladığınız zaman yıldızlar eşleğe (gök ekvatoruna) paralel hareket ediyormuş gibi görünürler. Bunu kullanarak güzel bir trail fotoğrafı çekebiliriz. Gökyüzünün belli bir bölgesini yaklaşık 10 dakika pozlayın yıldızlar hareket edecektir. Bu hareketi anlaşılır kılmak için yer üzerinde bir nesneyi de (ev, ağaç vs.) çerçevenize ekleyebilirsiniz. Eğer kutup yıldızını bu şekilde çerçeveniz içine alırsanız Dünya'nın döndüğünün kanıtını fotoğraflamış olursunuz. Ne kadar geniş objektif kullanırsanız trail etkisini daha geç gösterecek ve yıldız sayısının artması fotoğrafınızın görsel zenginliğini arttıracaktır. Böyle pozlamalarda mümkün olduğu kadar yüksek asa film kullanmak ve diyaframı sonuna kadar açmak avantajlıdır. Trail çekimlerini ayın olmadığı gecelerde yapmanız, doğal fon parlaklığını yakalamanız açısından önemlidir.


Piggy-back teknik
Geniş açıda fotoğraf çekerken trail etkisinden kurtulmak için, Dünyayla aynı hızda dönen bir motor kullanıyorum. Bu tür motorlar, modern teleskopların ekipmanları arasında yer almaktadır. Dünya'nın dönme eksenine paralel duruma getirerek, takip ayarlarını yaptıktan sonra, motora bağlı makinemiz artık hep aynı çerçeveyi görecektir. Geniş açıda çekim yapılabileceği gibi tele objektiflerle, çok daha dar alanların uzun poz süreli fotoğrafları çekilebilir. Bu noktada, poz süresiyle doğru orantılı olarak, çıplak gözle görülemeyecek kadar sönük gök cisimlerinin de fotoğrafları çekilebilir.



Orion takımyıldızı f1.7 _ 44 mm_ 50 dakika _
400 asa _ piggy-back teknigini kullandım. Orion kış gökyüzünün vazgeçilmezidir. Sol üstte gördüğünüz parlak yıldızın adı Betelgeuse'dür. Evriminin son safhasına gelen yıldız belkide çoktan patladı... kim bilir?!!


Orionun kemeri olarak bilinen 3 yıldızın en solda olanının yanında atbaşı nebulası ve fotoğrafın ortasında görülen parlak nokta ise M42 olarak bilinen orion bulutsusu.
Piggy-back tekniğiyle çektiğim bu fotoğrafın detayları ise 800 asa_ 135 mm_f3.5_15 dakika

Prime focus teknik
Odak uzaklığı fazla objektifler kullandıkça uzayın derinliklerini fotoğraflama şansımız artar. Klasik mercekli objektiflerin yetersiz kaldığı noktada teleskoplardan faydalanıyoruz. Merceklerden kaynaklanan hataları engelleyebilmek için aynalı teleskoplar kullanılır. Aynalı objektiflerle yapısı hemen hemen aynı olan cassegrain türü teleskoplar ile ikincil aynası düz olan newtonian türü teleskoplar idealdir. Ayna çapı büyüdükçe, daha fazla sayıda foton yakalanabilir ve büyütme gücüde orantılı olarak artar. Bu teknikle fotoğraf çekebilmek için takip ayarının tek kelimeyle mukemmel olması gereklidir. Geniş açıda farkedilemeyen kaymalar, prime focus tekniği kullanılarak zoom yapıldığında, fotoğraf filminiz üzerinde trail etkisini yaratır. Bu teknik için farklı makineler kullanılabileceği gibi aslında hepsinin mantığı standart fotoğraf makineleriyle aynıdır. Objektifi sökülen makine, teleskobun ikincil aynasından gelecek ışığı alabileceği oküler bölümüne monte edilir. Kısacası teleskop yeni objektifiniz olacaktır. Gerekli netlik ayarı ikincil aynanın ileri geri hareketiyle sağlanır. Diyafram sabittir. Bu nedenle, kullandığınız teleskobun odak uzaklığı, pozlamayı belirleyen en önemli faktördür. Focal reducer gibi parçalarla büyütme gücünden taviz vererek poz süresini kısaltabiliriz. Ya da teleskopla makinemiz arasına converter yerleştirerek fazladan büyütme sağlayabiliriz. Unutulmaması gereken bir nokta ise araya eklenen her yeni parçanın, filmimiz üzerine gelen ışığı soğurmaya uğratacağı ve fazladan kırılmaya neden olacağıdır.

Bu noktada biraz astronomi öğrenilmesi gerekiyor.


bu sefer prime focus tekniğini kullanarak 15 cm ayna çaplı newtonian teleskop yardımıyla M42 nin 2 dakika poz süreli fotoğrafını çektim.

Gezegenleri ve ayı fotoğraflamak için 1/1000 den birkaç saniyeye kadar poz süresi kullanılırken, küresel ve açık yıldız kümeleri için 10-15 dakika ,nebulalar için yarım saatten başlayan poz süreleri uygulanır. Güzel bir galaksi fotoğrafı çekebilmek içinse saatlerce pozlama yapılmalıdır. Ben bu tür pozlamalarda fotoğraf plakları yerine klasik 35mm filmleri kullanmayı tercih ediyorum. Farklı marka filmlerin farklı renklere duyarlı olması en çok astrofotoğrafta işimize yarıyor. Yıldızları fotoğraflamak istediğinizde hepsinin farklı renklerde olduğu dikkatinizi çeker. Bunun nedeni, yıldızların enerjilerini farklı dalga boylarında salmasıdır. Evrendeki hidrojen kendini kırmızı, toz parçacıkları ise mavi renkte gösterecektir. Bu nedenle fotoğrafını çektiğimiz bölgeye göre film seçimi yapılmalıdır. Teorik olarak hızlı filmler kullanılması mantıklıdır. Eğer şehir ışıklarından tamamen izole bir bölgede fotoğraf çekiyorsanız sorun yok. Fakat çevrenizdeki ışıklandırmalar doğal fon parlaklığını arttırıyorsa, en fazla 400-800 asa kullanmalısınız. Hızlı filmlerle çalıştığım fotoğrafların çoğunda, fonun siyahtan maviye doğru gittiğini gördüm.
Tutulmalar , auroralar , meteor yağmurları gibi fotoğraflar içinde astrofotoğrafçılıkta sayısız teknik geliştirilmiş durumda.
Eski insanların gece gökyüzüne baktıklarında gördükleri ve hayran oldukları evreni karış karış fotoğraflamanın bilimsel getirisi yanında felsefesiyle sanatsal bir yaklaşım olduğuda unutulmamalıdır. Ben astrofotoğrafçılığı, evrende nerede olduğumuzu anlayabilmemiz için sanatla bilimin bir arada kullanıldığı yegane dal olarak görüyorum.


boga takımyıldızı ve ülker açık yıldız kümesi. En parlak nokta jüpiter ikinci ise saturn
400 asa 10 dakika 44 mm


gökyüzünün en parlak yıldızı sirius. Prime focus 15 cm newtonian 2,5 dakika


30 cm ayna çaplı cassegrain teleskop 100 asa 1/250


kurudağdan izmir


ışık kirliliği güzel gece çekimleri yapmamızı sağlıyor fakat gökyüzündeki yıldızları görmemizi engelliyor.