Gökyüzü Fotoğrafçılığı
Halit
MİRAHMETOĞLU
www.astronomi.egitimi.com
Fotoğrafçılar, deklanşöre dokundukları anda zamanı durdururlar.
Artık o an ölümsüzleşmiştir. Fotoğrafınızın arkasına tarih atabilirsiniz,
zaten fotoğrafı çektiğiniz anla, fotoğrafını çektiğiniz nesnenin
zamanı aynıdır. Yıldız fotoğrafları çekmeye başladığımda en çok
bu kısım kafamı kurcalar dururdu. En yakın yıldız 4.3 ışık yılı
uzaktadır, bu da demektir ki o yıldızın fotoğrafını çektiğimde,
aslında bundan 4.3 yıl önceki halini fotoğraflamış oluyorum. 40000
ışık yılı uzaktaki bir başka yıldız ile milyonlarca ışık yılı
ötedeki bir galaksiyi fotoğrafladığımda ise zaman daha da karmaşıklaşıyor.
Geniş açıyla bir fotoğraf çekiyorum, yakından incelediğimde milyonlarca
gökcismiyle karşılaşıyorum. Hepsi farklı uzaklıklarda ve normal
olarak farklı zamanları temsil ediyor. Fotoğrafın üzerinde görünen
bir yıldız aslında binlerce yıl önce büyük bir patlamayla evrimine
son vermiş olabilir, fakat bizlerin bugün gördügü , aslında o
yıldız daha patlamadan bize doğru yolu çıkmış bir fotondur.
Bu foton uzun yollardan gelmektedir ve yolu boyunca karşılaştığı
engeller fotonu daha da sönükleştirir. Dünyaya ulaştığında ise
asıl vurucu darbeyi alarak büyük bölümü atmosfer tarafından soğurulur.
Gelen bu fotonu yakalamak biz astronomların işidir.
Sessiz bir sahil kasabasında ya da bir yaylada olduğunuzu düşünün.
Çevrenizde sizi rahatsız edebilecek ışıklar yoksa sırtüstü uzanın
ve şehirden asla göremeyeceğiniz sayıda yıldız eşliğinde evrenin
tadını çıkartın.
Şehirden görünen parlak yıldızlara ek olarak görebileceğiniz yıldız
sayısı sizi şaşırtacaktır.
Daha fazla yıldız olmalı , çıplak gözle göremediklerimiz olmalı!
Tripod teknik
Uzun poz süreli bir fotoğraf sayesinde
gözümüzle görebildiklerimizden ötesini de görme şansına sahibiz..
35 mm objektifli fotograf makinenizi sağlam bir tripoda monte
edin ve bir deklanşör kablosu yardımıyla pozlamaya başlayın. Evet
bütün titremeleri engellediniz. Fakat unuttuğunuz bir şey var.
Bütün gökcisimleri doğar ve batarlar.Gökyüzünü fotoğraflamak istiyorsanız
en başta karşılaşacağınız sorun Dünya'nın kendi etrafında dönmesi
olacaktır. 35mm lik bir objektifte 15 sn.lik bir pozlamanın ardından
trail etkisi dediğimiz yıldızların hareket ediyormuş gibi görünmesi
nedeniyle istediğiniz yıldız bölgesini gözünüzle gördüğünüz gibi
fotoğraflayamazsınız. Standart ekipmanlarla gökyüzünü fotoğrafladığınız
zaman yıldızlar eşleğe (gök ekvatoruna) paralel hareket ediyormuş
gibi görünürler. Bunu kullanarak güzel bir trail fotoğrafı çekebiliriz.
Gökyüzünün belli bir bölgesini yaklaşık 10 dakika pozlayın yıldızlar
hareket edecektir. Bu hareketi anlaşılır kılmak için yer üzerinde
bir nesneyi de (ev, ağaç vs.) çerçevenize ekleyebilirsiniz. Eğer
kutup yıldızını bu şekilde çerçeveniz içine alırsanız Dünya'nın
döndüğünün kanıtını fotoğraflamış olursunuz. Ne kadar geniş objektif
kullanırsanız trail etkisini daha geç gösterecek ve yıldız sayısının
artması fotoğrafınızın görsel zenginliğini arttıracaktır. Böyle
pozlamalarda mümkün olduğu kadar yüksek asa film kullanmak ve
diyaframı sonuna kadar açmak avantajlıdır. Trail çekimlerini ayın
olmadığı gecelerde yapmanız, doğal fon parlaklığını yakalamanız
açısından önemlidir.
Piggy-back teknik
Geniş açıda fotoğraf çekerken trail etkisinden kurtulmak için,
Dünyayla aynı hızda dönen bir motor kullanıyorum. Bu tür motorlar,
modern teleskopların ekipmanları arasında yer almaktadır. Dünya'nın
dönme eksenine paralel duruma getirerek, takip ayarlarını yaptıktan
sonra, motora bağlı makinemiz artık hep aynı çerçeveyi görecektir.
Geniş açıda çekim yapılabileceği gibi tele objektiflerle, çok
daha dar alanların uzun poz süreli fotoğrafları çekilebilir. Bu
noktada, poz süresiyle doğru orantılı olarak, çıplak gözle görülemeyecek
kadar sönük gök cisimlerinin de fotoğrafları çekilebilir.
Orion takımyıldızı f1.7 _ 44 mm_ 50 dakika _
400 asa _ piggy-back teknigini kullandım. Orion kış gökyüzünün
vazgeçilmezidir. Sol üstte gördüğünüz parlak yıldızın adı Betelgeuse'dür.
Evriminin son safhasına gelen yıldız belkide çoktan patladı...
kim bilir?!!
Orionun kemeri olarak bilinen 3 yıldızın en solda olanının yanında
atbaşı nebulası ve fotoğrafın ortasında görülen parlak nokta ise
M42 olarak bilinen orion bulutsusu.
Piggy-back tekniğiyle çektiğim bu fotoğrafın detayları ise 800
asa_ 135 mm_f3.5_15 dakika
Prime focus teknik
Odak uzaklığı fazla objektifler kullandıkça uzayın derinliklerini
fotoğraflama şansımız artar. Klasik mercekli objektiflerin yetersiz
kaldığı noktada teleskoplardan faydalanıyoruz. Merceklerden kaynaklanan
hataları engelleyebilmek için aynalı teleskoplar kullanılır. Aynalı
objektiflerle yapısı hemen hemen aynı olan cassegrain türü teleskoplar
ile ikincil aynası düz olan newtonian türü teleskoplar idealdir.
Ayna çapı büyüdükçe, daha fazla sayıda foton yakalanabilir ve
büyütme gücüde orantılı olarak artar. Bu teknikle fotoğraf çekebilmek
için takip ayarının tek kelimeyle mukemmel olması gereklidir.
Geniş açıda farkedilemeyen kaymalar, prime focus tekniği kullanılarak
zoom yapıldığında, fotoğraf filminiz üzerinde trail etkisini yaratır.
Bu teknik için farklı makineler kullanılabileceği gibi aslında
hepsinin mantığı standart fotoğraf makineleriyle aynıdır. Objektifi
sökülen makine, teleskobun ikincil aynasından gelecek ışığı alabileceği
oküler bölümüne monte edilir. Kısacası teleskop yeni objektifiniz
olacaktır. Gerekli netlik ayarı ikincil aynanın ileri geri hareketiyle
sağlanır. Diyafram sabittir. Bu nedenle, kullandığınız teleskobun
odak uzaklığı, pozlamayı belirleyen en önemli faktördür. Focal
reducer gibi parçalarla büyütme gücünden taviz vererek poz süresini
kısaltabiliriz. Ya da teleskopla makinemiz arasına converter yerleştirerek
fazladan büyütme sağlayabiliriz. Unutulmaması gereken bir nokta
ise araya eklenen her yeni parçanın, filmimiz üzerine gelen ışığı
soğurmaya uğratacağı ve fazladan kırılmaya neden olacağıdır.
Bu noktada biraz astronomi öğrenilmesi
gerekiyor.
bu sefer prime focus tekniğini kullanarak 15 cm ayna çaplı newtonian
teleskop yardımıyla M42 nin 2 dakika poz süreli fotoğrafını çektim.
Gezegenleri ve ayı fotoğraflamak
için 1/1000 den birkaç saniyeye kadar poz süresi kullanılırken,
küresel ve açık yıldız kümeleri için 10-15 dakika ,nebulalar için
yarım saatten başlayan poz süreleri uygulanır. Güzel bir galaksi
fotoğrafı çekebilmek içinse saatlerce pozlama yapılmalıdır. Ben
bu tür pozlamalarda fotoğraf plakları yerine klasik 35mm filmleri
kullanmayı tercih ediyorum. Farklı marka filmlerin farklı renklere
duyarlı olması en çok astrofotoğrafta işimize yarıyor. Yıldızları
fotoğraflamak istediğinizde hepsinin farklı renklerde olduğu dikkatinizi
çeker. Bunun nedeni, yıldızların enerjilerini farklı dalga boylarında
salmasıdır. Evrendeki hidrojen kendini kırmızı, toz parçacıkları
ise mavi renkte gösterecektir. Bu nedenle fotoğrafını çektiğimiz
bölgeye göre film seçimi yapılmalıdır. Teorik olarak hızlı filmler
kullanılması mantıklıdır. Eğer şehir ışıklarından tamamen izole
bir bölgede fotoğraf çekiyorsanız sorun yok. Fakat çevrenizdeki
ışıklandırmalar doğal fon parlaklığını arttırıyorsa, en fazla
400-800 asa kullanmalısınız. Hızlı filmlerle çalıştığım fotoğrafların
çoğunda, fonun siyahtan maviye doğru gittiğini gördüm.
Tutulmalar , auroralar , meteor yağmurları gibi fotoğraflar içinde
astrofotoğrafçılıkta sayısız teknik geliştirilmiş durumda.
Eski insanların gece gökyüzüne baktıklarında gördükleri ve hayran
oldukları evreni karış karış fotoğraflamanın bilimsel getirisi
yanında felsefesiyle sanatsal bir yaklaşım olduğuda unutulmamalıdır.
Ben astrofotoğrafçılığı, evrende nerede olduğumuzu anlayabilmemiz
için sanatla bilimin bir arada kullanıldığı yegane dal olarak
görüyorum.
boga takımyıldızı ve ülker açık yıldız kümesi. En parlak nokta
jüpiter ikinci ise saturn
400 asa 10 dakika 44 mm
gökyüzünün en parlak yıldızı sirius.
Prime focus 15 cm newtonian 2,5 dakika
30 cm ayna çaplı cassegrain teleskop 100 asa 1/250
kurudağdan izmir
ışık kirliliği güzel gece çekimleri yapmamızı sağlıyor fakat gökyüzündeki
yıldızları görmemizi engelliyor.
|