LOUIS SABOUNGI
Engin Özendes (ESFIAP)
Diyarbakır’ın en sıcak yaz günlerini yaşadığı 11 Temmuz 1938’in
sabahına Saboungi ailesinin yeni üyesi gözlerini açar. Bu güzel
bebeğe Louis adını verirler. Louis’in iyi bir dini terbiye almasını
isteyen ailesi onu 12 yaşına geldiğinde Kirşavan dağındaki, El
Şarfa okulu hocalarından ders almak üzere Suriye’ye gönderir.
1854 yılında Antakyalı Süryani Patriği Ağatiyos Anton Bahir, kendisinin
Roma’daki iman yayma okulunda okumasını sağlar. Louis daha sonra
Beyrut’ta Süryani cemaatine rahip olarak atanır.
Louis tüm ayin zamanlarının, dini derslerinin dışında kalan kısıtlı
zamanlarında teknikle, özellikle de fotoğraf tekniği ile çok yakından
ilgilenir. Beyrut’un ünlü stüdyolarından öğrendikleriyle kendi
bilgisini ve yeteneğini birleştirir. Bu bilgilerini kardeşi George’a
da aktarır.
Kardeşi George Saboungi, İstanbul’un fotoğraflarını 1878 yıllarında
çeker. Suriye valisi Mithat Paşa’nın resmi fotoğrafçısı olur.
İpek üzerine baskı yapma metodunu keşfettiğinden, Sultan’dan bir
nişan alır.
Louis fotoğrafa öylesine kaptırmıştır ki kendini, uzun yıllar
boyunca düşünü kurduğu şeyi gerçekleştirmek üzere, 1871 yılının
bir ilkbahar sabahında Beyrut limanından kalkan gemiye binerek
elinde kamerası ile dünya turuna başlar. 2 yıl 7 ay süren bu gezi
sonunda Manchester’e geldiğinde, ardında Akdeniz ülkeleri, Güney
ve Kuzey Amerika’dan taşıdığı yaşanmış zamanların mutluluğunu
ve çantasında bu yerlerin fotoğraflarını taşımaktadır. Louis’in
tekniğe olan merakı onu yalnız fotoğraf çekme ile sınırlamaz.
Daha Beyrut limanından ayrılırken başladığı küçük uğraşı sonunda
onu Stereoscopic Camera’nın icadına götürür. Bu buluşunun patent
hakkını “Streoscopic Company”ye satar. Daha sonra Paris’e geçerek
küçük bir otel odasına yerleşir. Burada da icadı bir “automatic
apparatus” kamera olur.
Louis 1890’da Osmanlı’nın başkenti İstanbul’a gelir. Artık 52
yaşındadır. Üstün zekası ve yaptığı küçük icadlarla kendini Sultan
II. Abdulhamid’e duyurmayı başarır. Sultan onu himayesine alır
ve Büyükada’da bir ev verir. Her ay Sultan’dan 50 altın lira alan
Louis Saboungi, haftada iki kez de sultanın huzuruna kabul edilir.
Sarayın resmi tercümanı olur, aynı zamanda Sultanın çocuklarına
tarih dersleri verir. Bu görevini 1908 yılında emekli oluncaya
kadar sürdürür.
Emeklilik yıllarında Büyükada’daki evinde kitap yazmaya başlar
ve kitabı “Al Rahle, Al Nahlia” Türkçe ve Arapça olarak basılır.
Dünya turunun hikayesini anlatan bu kitap Louis’n çektiği fotoğraflarla
bezenir. “Hür Osmanlılar” adlı kitabında ise, Mekke, Medine ve
Kabe’den çizim ve reprodüksiyonlar vardır. Gazetelerde fotoğraf
haberleri ile ilgili yazıları yayımlanır.
Dönemin ilkel ulaşım olanakları ile gerçekleştirdiği dünya turu
ile ilgili bilgileri ve görüntüleri insanlarla paylaşarak ömrünü
geçirir.
|