Bu bayram Şubat ayının ortasına geliyor ve dokuz günlük
bir süreyi kapsıyor. 'Bu bayram Akdeniz ya da Ege'ye gitsem
de hem içimi ısıtsam hem bir iki kare fotoğraf çeksem' diye
düşünüyor olabilirsiniz. Sakın öyle düşünmeyin, ben zaten
orada! yaşıyorum ve buralar da artık soğuk. Üstelik burada
yağışlar diğer bölgelerdeki gibi değil. Bir başlıyor ve
dinmiyor mübarek. Kanımca Akdeniz ve Ege'nin zamanı daha
çok Mart ve Nisan ayları. İşte o zaman doğa çıldırıyor ve
kendinizi buradan koparamıyorsunuz. Aşağıda bu bayramda
araç cinslerine göre önerilerimi sıraladım.
Hazır bayram sohbeti yapıyorken bir dileğim var onu da
eklemeden geçmiyeyim.
Bayramda kurban kesmek gibi bir alışkanlığı olanlar artık
hiç olmazsa Avrupa Birliği'ni düşünerek vazgeçseler...
Arabası olanlar
Mevsimi de göze alarak ben gene Kapadokya diyorum. ('Bıktık'
diyenleri duyuyorum. Sakın öyle demeyin. Bu 'fotoğraftan
bıktık' anlamına gelir.) Kapadokya, dört mevsimde de fotoğraf
verir. Üstelik yöre çok geniş, çok zengin ve çok ayrıntılara
sahip. O nedenle bir iki kez giderek tüketilecek bir yer
değil. İlle de değişik bir yer istiyorsanız, bu kez Nar
beldesini, Gül şehrini, Çeç tümülüsünü, Soğanlı çevresini,
Selime'yi, Belisırma'yı, Nevşehir müzesini, Kızıl ve Yüksek
kiliseleri, Manastırlar vadisi ve çevresinde yeni bulunan
yeraltı kentlerini deneyin. Ayrıca, yöredeki turizm acentalarından
yürüyüş haritaları edinerek, doğa formasyonları arasındaki
patikalara ve sürprizlere dalın. Unutmayın, kış aylarında
gün batımları görsel şölen oluşturur. Şansınız olur da günler
güneşli olursa fırsatları iyi değerlendirin.
Karavanı olanlar
Konya Karapınar'da başlayıp yine orada biten bir daire
çizebilirler. Rota şöyle: Hotamış, Binbir Kilise Kalıntıları,
Taşkale (İbrala Manazanı, İncesu Mağarası, tahıl ambarları),
Ereğli İvriz kalıntıları, Karapınar, Karacadağ, Karapınar
obruk platosu ve Meke Krater Gölü... İçi içe patlayan iki
yanaradağ sonucu oluşmuş Meke gölü, Türkiye'nin ve belki
de dünyanın en güzel göllerinden birisi. Obrukları dolaşırken
otantik İç Anadolu köy ve yaylaları ile karşılaşacak ve
çok seveceksiniz. Bu rotayı karavancılara önermemin nedeni,
bölgede konaklama olanaklarının yetersiz oluşu. İyi ki de
yetersiz. Yöre fotoğraf açısından oldukça bakir ve zengin.
Karavanla yapılan gezi sırasında çevredeki insanlarla iletişim
de artacaktır. Zaten bu da fotoğraf demek değil midir?
Belediyelerin telefonları: Karapınar: 332 755 75 00, Taşkale:
338 235 40 16.
Piyade olanlar
|
Bu gruba girenler üzülmesinler. Araçsız yolculuğun da bir
takım üstünlükleri var. Ayrıntılar yakalayabilirsiniz. Yerel
ulaşım araçlarını kullanarak, yöreden tanışacağınız insanlarla
yeni çekim olanakları yaratabilirsiniz. Ya da değişik ulaşım
araçları, örneğin treni kullanabilirsiniz. Örneğin Doğu
Ekspresi. Haydarpaşa'dan kalkıp Kars'a giden tren biraz
uzun sürüyor ama çok keyifli. Burada unutmamanız gereken
yanınıza, pratik yiyecekler hazırlama konusunda uzman bir
arkadaşınızı almak olmalı. (Tanıdığım tüm fotoğrafçılar
midesine düşkün.) Ani Kalıntıları, ülkemizde en ilginç konumda
olan antik yerleşimlerden biri. Kentin içinden Ermenistan
sınırı geçiyor. Ve Ani, o tarihte büyük olasılıkla karla
kaplı olacak ve göze daha da güzel görünecektir. Ayrıca
kayak yapmaya meraklıysanız, doğru Sarıkamış'a. Kar kalitesi
ve çevredeki görsellik hem kayak, hem fotoğraf için ideal.
Olmadı, aşağılara inin. Kars'tan Doğu Beyazıt'a. Dorukları
ve çevresi ile görkemli Büyük ve Küçük Ağrı dağları.. Ve
elbette İshakpaşa Sarayı.
Olmadı aşağılara inin. Tendürek dağları, Muradiye Şelalesi
ve Van Gölü.. Akdamar program içinde kesinlikle olmalı.
Adaya çıktığınızda arkadaki kayalıklara tırmanın. Karlı
dağlar panoramasında Akdamar Kilisesinin görüntüsü çok etkileyici...
|