|  
                ANTOLOJİ 
                Seyit Ali AK    
               
              Hürgün Gazetesi’nde uzunluğu nedeniyle kesilerek yayınlanmış 
              Edebiyatımızda Fotoğraf başlıklı yazımı(5 ekim 1985) 
              2000 yılında tekrar ele alarak üstünde çalıştım. Söz konusu yazı, 
              o durumda bir yanımın eksik kaldığı duygusunu veriyordu. Ve çalışma 
              tamamlandığında geniş çaplı tematik bir antoloji çıktı ortaya. Bu 
              kez geldiğim noktada “antoloji” üstüne düşünmeye başladım. 
               Bana göre antoloji, özgün beğeni ışığında, bakış açısı çeşitliliğinde, 
                değerlendirme disipliniyle hazırlanan seçkidir. Bir tür, güzel 
                sanatlar ürünü; “kolaj” dır. Ülkemizde antoloji çalışmalarına 
                bakıldığında kalın çizgileriyle şöyle bir görünüm saptanmaktadır. 
                Ankara, Milli Kütüphane’nin internet sitesinde yayınlanan veritabanına 
                göre “antoloji” anahtar sözcüğü altında 1931-2000 arası 184 kalem 
                yayın görülmektedir. Yine internette kitap satışı yapan www.ideefixe.com 
                adresli sitede antoloji olarak 1972- Ocak 2001 tarihleri arasında 
                yayınlanmış 134 kitap vardır. Bunlar genel ya da tematik derlemelerdir. 
                Listelere göz atıldığında şu konular dikkati çekiyor: Atatürk 
                şiirleri, Dünya halk ve demokrasi şiirleri, şiir dünyasında öğretmen, 
                aşk şiirleri, başlangıçtan bugüne Türk şiiri, şiirimizde ayrılık 
                ve yalnızlık, şiirimizde ölüm, çocuklara komik şiirler, anne şiirleri, 
                şiirimizde tabiat, şiirimiz ve şarkılarımızda deniz, erotik şiirler, 
                unutulmaz şiirler, dini ve milli şiirler, unutulmuş şiirler, meyhane 
                şiirleri... örnekler çoğaltılabilir. Ülke şiirleri antolojileri 
                ön plandadır. Düzyazı örnekler aynı paraleldedir. Derleyenler 
                arasında Yekta Güngör Özden, Ümit Yaşar Oğuzcan, A. Kadir, İlhan 
                Berk, Asaf Hâlet Çelebi, Fahir Onger, Mehmet Fuad Köprülü, Cemal 
                Süreya, Cevat Çapan, Cevdet Kudret, Yılmaz Odabaşı, Asım Bezirci, 
                Suphi Nuri İleri, İlhami Soysal, Ataol Behramoğlu, Lütfi Özkök, 
                Memet Fuat, Yaşar Nabi Nayır, Enver Ercan, Erdal Alova, Alpay 
                Kabacalı, Eflatun Cem Güney, Yusuf Çotuksöken, Tomris Uyar gibi 
                isimler vardır. Derleme havuzunun genişliğini göstermek amacıyla 
                bir örnek vermek gerekirse Ahmet Necdet’in hazırladığı Yahya 
                Kemal’den Günümüze TEMATİK TÜRK ŞİİRİ ANTOLOJİ’sinden söz 
                edilebilir.1 Bu çalışmada 80 tema, (umut, mutluluk, 
                kader, korku, ayrılık...) 136 şair, 592 şiir vardır. İnci Asena, 
                Ayrılık, Özlem, Yalnızlık Şiirleri2 başlıklı 
                derlemesinin “Sunu Yerine” yazısında Karacaoğlan’ın 
               Karac’oğlan der ki kondum göçülmez 
               Acıdır ecel şerbeti içilmez 
               Üç dedim var birbirinden seçilmez 
              Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm 
              *** 
              Bir ah çeksem dağı taş eritir 
              Gözüm yaşı değirmeni yürütür 
              Bu hasretlik beni dahi çürütür 
              Bana sıla da bir gurbet il de bir 
              *** 
              Gittim gurbet il’e geri gelinmez 
              Kim ölüp de kim kaldığı bilinmez 
              Ölsem gurbet ilde gözüm yumulmaz 
              Anam atam hiç ağlarım yok benim 
              
               Hep ayrılık, hep özlem, hep yalnızlık. Şairler en güzel 
                şiirlerini bu duygularla / duygulara yazmışlar. Yüzyıllardır. 
                İnsanın kaçınılmaz gerçeği mi? Ama önünde aşk ardında umut 
                var. Hep yeniden doğabilen, hep yeniden... diyor. 
               Yaptığım antolojisinin “kendi oylumunda işlevi” edebiyat 
                ürünlerinde fotoğraf duygusu, düşüncesi ve günlük yaşamda kullanılış 
                vurgularını gözler önüne sermesidir. Fotoğraf karşısında yazarın 
                tutumunu belirleyen çarpıcı imgelerle bezenmiş şiir ve düzyazı 
                coğrafyasıdır. Seçkide yapıtların nitelik değerlendirilmesinden, 
                şiirimizi kimin nereye çektiği sorunsalından çok fotoğrafın yazınımızdaki 
                yeri üstünde durulmuştur. Çalışmam tüm Cumhuriyet dönemi yazarlarının 
                kitaplarını tek tek tarama disiplinine dayanmamaktadır. Ulaşılmayan 
                yazarlar açığını geniş kapsamlı antolojilere son yılların modası 
                yazarların “bütün şiirleri” derlemelerine başvurarak sınırlı ölçüde 
                kapatmaya çalıştım. Genellikle el altında bulunan son 25 yılın 
                yayınlarını karışık olarak taradım. Amacım, fotoğrafa yakın duran 
                edebi işlere ilişkin, olduğunca toplu bir “güldeste” sunmaktı. 
                Ülkemizde yalnız şiir çalışmasının boyutun kavramak amacıyla şöyle 
                bir örnek verilebilir; Abdullah Özkan – Refik Durbaş’ın hazırladığı 
                5 cilt CD’li, fotoğraflı, resimli Cumhuriyetten Günümüze Türk 
                Şiiri Antolojisi3 526 şairin 1909 şiirini içermektedir. 
                 
               Refik Durbaş antolojinin girişine yazdığı Cumhuriyetten 
                Günümüze Türk Şiirini Fazla Net Olamayan Bir Fotoğrafisi başlıklı 
                yazı gelişmeleri, geçişleri özetledikten sonra şu satırlarla bitiyor: 
               Türk şiirinin neredeyse bir yüzyıla yayılan zaman dilimini 
                kadrajı içine almaya çalışan bu fotografi, biliyorum yeterince 
                net olmadı. 
               Ama, zaten asıl fotografiyi şairlerin yazdıklarının gölgesi 
                yansıtmıyor mu? Cumhuriyetten günümüze 550’ye yakın şairin sayılara 
                sığmayan şiirleri bu fotografinin hem arabı, hem bizzat kendisi 
                değil mi? 
               Ben kimi şairlerin adını anmayı unutsam da zamana ayak direyen 
                şiirleri işte bu antolojinin sayfaları arasında. 
               Çünkü zaman unutmadıkça, şairler de, şiirleri de unutulmuyor. 
               Öyleyse şimdi şairlerle ve şiirleriyle keyifli bir yolculuğa  
                çıkmanın zamanıdır. 
               Refik Durbaş, iki düşünceyi vurguluyor; son söz yapıta bırakılmalı 
                ve toplumun ortak belleğine yer etmiş işler unutulmamalı. Genel 
                anlamda antoloji kurgusuna “zamanın aşındırmasına direnen güncel 
                şiirin nabzını tutan ve seçicinin beğenisini kazanan işler” mantığı 
                eğemen. 
               Celâl Üster şiir antolojisi üstüne yazdığı bir yazıda “... 
                şiir antolojisi, biraz da, bir sanat koleksiyoncusunun oluşturduğu 
                koleksiyona benzer; bir şiir koleksiyonudur. Her sanat koleksiyonu, 
                koleksiyoncusunun beğenisinin, olanaklarının, tutkusunun ürünüdür. 
                Koleksiyoncunun eksiklerini, düşkünlüklerini de yansıtır...” diyor.4 
               Deneyim, kültür, tutku, merak ve emek ürünü antoloji, derleyen 
                açısından dünyada duruşunun özgün fotoğrafıdır. 
              Dipnotlar: 
              
                - Ahmet Necdet, Papirüs Yayını, 2000
 
                - Türk Yazınından seçilmiş, Ayrılık, Özlem, 
                  Yalnızlık Şiirleri. Derleyen İnci Asena, Adam Yayınları, 1999
 
                - Abdullah Özkan – Refik Durbaş, Cumhuriyetten 
                  Günümüze Türk Şiiri Antolojisi, Boyut Dosya Yayınları, 1999
 
                - Celal Üster, Memet Fuat’ın “Çağdaş Türk 
                  şiiri Antolojisi” adlı yapıtı, Artık Modern Bir Antoloji Klasiği 
                  Yalnız Bir Şiir Avcısı, Binyıl G. Kitap eki, 22 Aralık 2000
 
               
               
               
               
                 
                 
               
               
               |