|  
                     Bir 
                      Sanat – Edebiyat ve Petrol Başkenti, BAKÜ 
                     
                     Daha 
                      hava meydanından kent merkezine yol alırken, yolun sağında 
                      ve solunda ayçiçeği tarlası gibi yükselen petrol ( oradaki 
                      deyimle “ neft “ ) sondaj direkleri ile şoka giriyor insan. 
                      Adeta petrol tarlası her yanınız.  
                    Gözlerinizi bir an için bu görüntüden 
                      alıp, yol kenarlarına dikkatinizi yönelttiğinizde de her 
                      iki yönde ikişer üçer hat halinde sizinle birlikte devam 
                      eden petrol ve doğalgaz borularını farkediyorsunuz.  
                    Bakü’ ye iner inmez insanı ilk anda 
                      sarmalayan petrol ve doğalgaz zenginliğinin sizi gömdüğü 
                      sessizlik, kente yaklaştıkça yerini görülmeye değer eski 
                      taş binalara bırakıp, rehberinize bu binaların ne olduğunu 
                      sormaya ve böylece sessizliğinizi bozmaya yöneltiyor.  
                     Çoğu 
                      kelimeleri – sözcükleri kolayca anlayabiliyorsunuz. Konuşulanların 
                      çoğunu anlayabildiğiniz için, Azerbaycan Türkçe’ si ile 
                      Türkiye Türkçe’ sinin ne kadar yakın olduğunu farkederek 
                      rahatlıyorsunuz.  
                    Kente yaklaştıkça devasa fabrikalar 
                      ( oradaki adıyla “ Zavod” ) 
                      ile irili ufaklı diğer üretim birimleri hakkında bilgi ediniyorsunuz. 
                      Örneğin ; bir dönem Asyada’ daki en büyük ayakkabı üretim 
                      fabrikasının burada bulunduğunu söylüyor rehberiniz.  
                    Sohbet koyulaştıkça, Hazar Denizinin 
                      çok sığ olduğunu ( en derin noktasının 200 metreyi aşmadığı 
                      söylendi ) öğrenip, neredeyse Karadenizden daha büyük olan 
                      bu iç denizin nasıl  
                      bu kadar sığ olabildiğine şaşıyorsunuz. 
                     Bu 
                      kenti ziyaret edecek her fotografçıyı, özellikle de kent 
                      merkezindeki eski mimari taş binalar, hiç şüpheniz olmasın 
                      derinden sarsacaktır. Kent merkezindeki hemen bütün binalar 
                      benzersiz taş yapılardan oluşmaktadır. Çoğunlukla üç katlı 
                      olmasına karşın, bu taş binalar modern mimari örneği beş 
                      katlı bir binayla aşağı yukarı aynı yüksekliktedir. Binaları 
                      süsleyen bol miktarda heykel ve kabartmalardan, kemerlerdeki 
                      ve bina yüzeyindeki diğer süslemelerden gözünüzü almanız 
                      mümkün değildir. Balkon ve kapı süslemeleri de bir o kadar 
                      etkileyici.  
                    Hemen her caddenin, her sokağın başında 
                      son derece geniş, ağaçlarla ve banklarla tam bir dinlenme 
                      alanı olarak düzenlenmiş, çok miktarda park bulunması da 
                      Bakü’ nün belirgin özelliklerinden biri. 
                     Kenti 
                      bir miktar dolaştığınızda, olağanüstü güzel bir opera binası 
                      ile çok miktarda tiyatro binası görmeniz gidişinizi daha 
                      bir keyifli hale getirmektedir. Bu binalardaki sütunlar, 
                      balkon ve teraslarındaki  heykeller, 
                      kabartmalar ve diğer süslemeler, tamamının usta ellerden 
                      çıktığını anlamanız için yeterli olacaktır. Yüksek öğrenim 
                      binalarını, kamu binalarını, konservatuvar binalarını, kütüphane 
                      binalarını ve mesken olarak inşa edilmiş binaları bile birer 
                      anıtsal eser gibi görmenize hiçbir şey engel olamıyor. Eğer 
                      bir gün yolunuz Bakü’ 
                      ye düşerse , bu olağanüstü mimari güzellikle karşılaşınca, 
                      “ eyvah filmlerim yetmeyecek ! ” diye hayıflanmamak için 
                      , yanınızda bol miktarda Dia ve özellikle de S/B film bulundurun. 
                      Mimari fotograf için Bakü benzerine rastlayamayacağınız 
                      güzellikte bir kent.  
                     Bakü’ 
                      de bir süre kalıp insanlarla tanıştığınızda, hiçbir yabancılık 
                      çekmediğinizi göreceksiniz. İnsanların sıcak davranışları, 
                      sizi kendi evinizde hissettirecektir, hiç şüpheniz olmasın. 
                      Öte yandan, Türkiye’ den oraya gidip iş kurmuş, yerleşmiş 
                      bir çok insanın varlığına tanık olacaksınız. 
                      
                     Güzel 
                      sanatlarla ( orada buna “ İnce Sanatlar “ denmekte ) bu 
                      kadar iç içe bir yer daha görmek pek olası değildir. Opera’ 
                      ya gittiğinizde, o büyük salonun, üç-dört katlı balkonların 
                      ve locaların böylesine tıklım tıklım seyirci ile dolu olduğu 
                      bir başka yer olabileceğini sanmıyorum. Opare’ ya veya tiyatro’ 
                      ya giden bütün izleyicilerin, o akşam gardroplarındaki en 
                      şık kıyafetlerini seçip giydiklerini düşüneceksiniz, seyirciyi 
                      gözlemlediğinizde. Her evde bir piyano, keman...vb. enstrumanın 
                      bulunduğunu, hemen hemen her evde bir müzisyen, bir ressam, 
                      ya da bir heykeltraş yetiştiğini öğreniyorsunuz. Sokakları 
                      dolaşırken, o görkemli taş binaların sıradışı pencerelerine 
                      gözünüz iliştiğinde, çeşitli yaş gruplarından insanların 
                      bir öğretmen nezaretinde,resim ya da müzik çalıştıklarına 
                      tanık oluyorsunuz.   
                     Sahil, 
                      boyu yaklaşık 150 – 200 metre genişlikte park ve dinlenme alanı olarak düzenlenmiş 
                      hat boyunca, akşam üstleri ve hafta sonları rengarenk insan 
                      manzaraları izlersiniz.  
                    Hazar’ daki petrol platformları da 
                      ( ki bunlardan birinin denizin iç kısımlarında kasaba büyüklüğünde 
                      olduğu, konutları, okulları, sağlık tesisleri....vb. bulunduğu 
                      söylenmişti ) başkent Bakü’ nün, bir hazinenin üzerine kurulmuş 
                      olduğunu kanıtlar gibi yükselmektedir. 
                    Konuk ağırlamakta, sofra donatmakta 
                      ve sanat sohbetinde eşi bulunmaz bir insan topluluğu tanımak 
                      için Bakü’ ye gitmek gerek. 
                    
                     
                   |